Lütfen bekleyin..

Ali Çatakçın

Devlet, muhalefet, toplum ve demokrasi

13 Haziran 2020, 18:44

Bu dörtlünün ilişkisini anlamak için, ‘‘neden Demokrasi için mücadele, neden demokrasi için mücadele cephesi‘‘ sorusuyla başlamak gerekir.

Demokrasi mücadelesi, Anti-Demokratik sistemlerdeki muhalefetin sorunu. Demokrasiyle idare olunan, demokrasi kültürünün geliştiği ülkelerde (İsviçre, Almanya gibi), böyle bir sorun yoktur.

Demokratik ülkelerde iktidara karşı muhalefet yürütenler spesifiktir. Muhalefet, toplumun farklı kesimlerinin temsilcisi partiler tarafından yürütülür. Bu faaliyeti yürüten siyasi partiler bir cephe buluşmazlar. Bütün muhalefetin propaganda hedefi, demokratik sistemi yeniden kurmak değil, demokratik sistemi kötü kullanan yönetimi seçim yoluyla iktidardan uzaklaştırarak, sistemi daha işlevli hale getirmektir.

Diktatörlüklerde ise muhalefetin görevi diktatörlüğü yıkıp yerine demokrasiyi  inşa etmektir. Bu sebepten bu sahalardaki yenilenme prosesi genellikle devletin şiddet politikalarına muhatap olur. Şiddete karşı gelişen savunma şiddeti, devlet şiddetine malzeme olarak kullanılır. Böyle sahalardaki devlet şiddetini boşa çıkarmanın tek güvencesi, toplumun bütün kesimlerinin içinde buluştuğu, ‘Demokrasi için birleşik mücadele cephesini yaratmaktır.

Türkiye, demokrasinin sistem ve kültür olarak gelişmediği, ya da devletin müsaade ettiği kadar geliştiği  ülkeler kategorisinde. Bu açıdan, Türkiye demokrasi muhalefeti ırk, din, kimlik, cins, etnisite farkı gözetmeden, demokrasiden yana olan toplumun bütün sınıf ve tabakalarını kapsayan geniş tabanlı bir mutabakat platformu yaratmak zorundadır.

Türkiye’de bugüne kadar bu nitelikte demokrasi için mücadele platformu yaratılmadığı için, muhalefet adına yürütülen her şey sonuçta sistemi elinde tutana hizmet etmiştir. Demokrasi için muhalefet yürütenleri ise, devletin şiddet politikası sahasına çekilerek  “terörist,’’ “bölücü,’’ “vatan haini’’denilerek damgalanıp toplumla karşı karşıya getirilmiştir. Bunun sonucu demokrasi için mücadele muhalefeti hep azınlıkta kalmış, demokrasi  düşmanları demokrasi mücadelesini diktatörlüğünü koruma kalkanı olarak kullanmışlardır. Kısacası Türkiye’de hiçbir dönemde gerçek demokrasi muhalefeti olmamıştır.

Muhalefet CHP ise, soru şu: Ortak paydası tekçilik ve ırkçılık olan  AKP, MHP, İYİ Parti, SP, VP, BP gibi partilerden CHP’nin farkı ne?

Bir fark var; oda CHP’nin taşıdığı sahte ‘Sosyal Demokrat’ maske! Bu maskeyi bugüne kadar başarıyla taşımasında, aydın, entelektüel, Demokrat, Liberal, ‘Sol-sosyalist’ çevrelerin bu maskeyi düşürme cesaretsizliğinin rolü belirleyicidir.

HDP’nin milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması, tutuklanması ve yargısız infazı yapılınca CHP’nin suç ortaklığı sorgulanmadı. CHP tutumunu yanlış değerlendiren bazı aydınlar ise, bu yanlışlığın sebebinin, CHP’nin de diğer partiler gibi ırkçı ve tekçi siyasetin temsilcisi olmasından kaynaklı olduğunu söyleme cesareti gösteremedi.  Aydınları bu tutumu, milletvekilliği düşürülen kişilerin değerlendirilmesinde de karşımıza çıkıyor.

“CHP’nin geri bir parti konumuna düştüğünü,’’  “Erdoğan’ın muhalefeti bölmeye dönük adımlarla bu gerilimi daha da artıracağı’’ öngörüsünde bulunuluyor. Ama Erdoğan’ın gerilimi arttırma cesaretini nereden aldığını ya da muhalefetin, neden ‘“Erdoğan’ın muhalefeti bölme’’ oyununa geldiğini ya da neden 18 yıldan beri tekrarlanan bu oyundan neden hep Erdoğan’ın  karlı  çıktığını sorgulayan yok!

Demokratik sistemin egemen olduğu bir yerde gerilim politikaları siyasetin bir aracı olarak kullanılamaz. Çünkü sistemin karşısında muhalefetin güçlü toplumsal kurumları var. Çünkü sistemin böyle tehlikeli bir oyuna baş vurma şansı yok! Çünkü bu politika toplumu iç huzursuzluğa boğar. Çünkü huzursuzluk toplumun hiçbir kesiminin işine yaramaz. 

Peki bu politika nerede etkili olur? Diktatörlük sistemlerinde! Neden? Çünkü buralarda toplumun birliği toplumsal bir mutabakat sonucu değil, toplum, egemen kesimlerin iradesi sonucu oluşturulmuştur. Çünkü dolayısıyla sistemin alternatifi olacak güçlü toplumsal bir muhalefet yok! Çünkü alternatif sivil toplum kurumları yok! Çünkü toplumun Demokrasi kültürü yok!

Siyaset bilimci Baskın Oran, "Çünkü CHP, 1930 modeli Kemalistlerin oylarını kaybetmekten korkuyor. Bu korku da CHP’yi gerilettikçe geriletiyor. CHP, bugün geri bir parti olmuştur" diyor.

Doğrularından çok yanlışları fazla olan bir saptama. CHP, devleti kuran parti olarak tekçi ideolojinin kuramcısı ve uygulayıcısı. CHP’nin doğumuna ebelik yapan tekçilik ve ırkçılıktır. Belki şu söylenebilir: CHP’nin içindeki ‘ilericilik’ damarı zamanla zayıfladı ve giderek ortadan kalktı.

CHP’nin tek ‘ilericiliği,’ Komünist Partisi gerekliyse onu da biz kurarız’’ deyip komünist partisini, ‘’Sendika lazımsa onu da devlet kurar’’ diyerek Türk-İş’i kurmuştur.

1937-38 Dersim Kürt soykırımıyla, (Kemalist  CHP’nin başında olduğu) devletin ırkçılık ve tekçilikte zirve yaptığı dönemdir.

CHP’li Enis Berberoğlu, HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğluları’nın milletvekilliklerinin düşürülmesi ile ortaya çıkan tablo yukarda anlatılanların sağlaması gibi.

"Darbe var, faşizme karşı omuz omuza" CHP ve HDP’nin mecliste ortak sloganı olurken, CHP sokakta  HDP’yi yine yalnız bıraktı. Kılıçdaroğlu’nun vekilliklerin düşürülmesine "darbe"  deyip, sadece Enis Berberoğlu’ndan bahsetmesi, HDP’li vekillerin adını hiç anmaması ise işin tuzu biberi.

CHP demokrasi muhalefetinin öncü örgütü olmak istiyorsa, önce kendi tarihsel gerçekliğiyle yüzleşmeli. Bunu yapmadığı müddetçe, bugüne kadar olduğu gibi, tekçi ve ırkçı bir parti olarak kalmaya devam edecektir. CHP içinde demokrasi arayışına çıkan demokrat, sosyal demokrat ve liberaller de, bugüne kadar olduğu gibi, sadece bu sahtekarlığın örtü vazifesi göreceklerdir.

Türkiye için demokrasi, tekçi, ırkçı, kökten dincilerin birliğine karşılık, insanları dil, din, ırk, kimlik, cinsiyet eğilimlerini engel görmeyen, diktatörlüğe karşı demokrasi, tekçiliğe karşı çoğulculuk, çok çeşitlilik diyenlerin birbirine sahiplenmesi, birbirini savunması ve bir cephede buluşmalarıyla mümkündür.

Bunun dışındaki birlik söylemleri gerçeği maniple etmekten öte bir fonksiyona sahip değil, var olan sistemin alternatifi de değil!

Bu haber 432 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1663 gün önce
1929 gün önce
1946 gün önce
2015 gün önce
2700 gün önce
2771 gün önce
2848 gün önce
3040 gün önce
3217 gün önce