Bombaların patladığı, sivillerin yaşamını yitirdiği, neyin ne olacağının anbean değiştiği bir zaman dilimini yaşıyoruz yine ve herkes bu durumdan nemalanacağı kadar nemalanmaya bakıyor. Çürük raporu aldığı, askerliğini bedelli yaptığı halde iktidar medyasından habersiz(!) sınıra gidip Türk askerlerine “moral” konseri veren sanatçısından, haberiyle değil de görüntüsüyle gündem olan gazetecisine kadar.
Savaş çığırtkanlığı tüm hızıyla sürerken, eril zihniyetin kadın nefreti ve saldırısı da iktidar medyası üzerinden aralıksız devam ediyor. Kadın düşmanlığında sınır tanımayan Yeni Akit gazetesi bunlardan biri. Geçtiğimiz günlerde “Cephede kazandığı parayı eski eşine veriyor” başlıklı bir haber yayınladılar. Başlığı okur okumaz amaçlarının ne olduğu ve nereden saldıracakları hemen anlaşılıyor. Habere konu edilen kişinin ismi gizlenmiş, fotoğrafı da kullanılmamış. Kadınlarla ilgili haberlerde isim gizlemeye asla gerek görmeyen iktidar medyası, konuyla alakası olmasa dahi sırf tiraj uğruna ilgi çekeceğini düşündükleri kadın fotoğraflarını bol keseden kullanırken, söz konusu erkekler olduğunda göz yaşartan bir dayanışma gösteriyor.
Haberde, dört yıl evli kaldığı eski eşinin kendisiyle sırf görev yerine gitmemek için boşandığını iddia eden bir uzman çavuş, beş yıldır “terörle mücadele”de kazandığı parayı nafaka olarak ödediğini belirtiyor. Aynı anda hem duygu sömürüsü, hem de algı operasyonu yapılarak bir taşla iki kuş vuruluyor. Haberden son zamanlarda asker ve polislerin sıkça boşandığını ve bunun gerekçesinin de hep aynı olduğunu okuyoruz devamla: Eşlerinin başka görev yerine gitmek istememesi. Eşi de çalışıyorsa ve kendi görev yerinde kalmak istiyorsa, bu onun hakkı değilmiş gibi. Erkek ya, ille de onun dediği olacak, onun görev yerine gidilecek.
Uzman çavuş, boşanma davası bitmeden ölmezlerse şanslı olduklarını, aksi takdirde devletin verdiği “şehit parası”nın da eski eşler tarafından çatır çatır yeneceğini vurguluyor. Tipik erkek zihniyeti. Parası kime kalırsa kalsın, yeter ki eski eşine kalmasın. Ayrılan kadın onun yokluğunda sürüm sürüm sürünsün de, görsün dünyanın kaç bucak olduğunu! Zihniyet bu.
Haberin devamında Süresiz Nafaka (Mağdurları) Platformu kurucusu giriyor devreye. Platformun adındaki mağduriyet belirten kelimeyi de atmışlar bu arada. Kendilerine yeni stratejiler belirlerken, bu kelimenin erkekliğin şanına yakışmadığını düşünmüş olmalılar demek ki. Erkek kısmı hiç mağdur olur mu? Hem de Türk erkeği! Hem de bu savaş ortamında. “Ant olsun ki onlar seferde cihat ederken, biz de aile kurtulsun diye mücadelemize devam edeceğiz” demiş mağdurların platformunun kurucusu. “Sefer” ve “cihat”. Yok, savaş değil, kesinlikle değil.
AKP/MHP iktidarı nafakayla ilgili düzenlemenin 2’nci Yargı Paketi ile meclise geleceğini açıkladı. 2015 yılında TBMM Boşanma Komisyonu Raporu’nda yer alan bazı düzenlemelerden biri olan nafaka düzenlemesini de bir yolunu bulup yasalaştırmak istiyorlar. Kadın örgütleri ise bu duruma büyük tepki göstererek, bunun kabul edilemez olduğunu belirtiyor. Eril zihniyet, düzenlemenin meclisten geçmesi için şimdi de militarizmden medet umarak saldırganlığını kat kat arttırıyor. Zira istiyorlar ki kadınlar evine kapansın, mümkünse ağzını bile açmasın, ille de bir şeyler söylemesi gerekiyorsa kör karanlık kuyulara fısıldadıktan sonra kuyunun kapağını hızla kapatıp gerisin geri yerine geçsin. Kadınlarsa köleliği kabul etmiyor ve erkek zihniyetin saçma beklentilerini boşa çıkarıyor.
Yazık ki, kadına düşmanlık bitmiyor bir türlü. Farklı kimliğe ve inanca, doğaya, sanata, edebiyata ve daha aklınıza ne gelirse hepsine karşı bir düşmanlık var, ama ne yaparlarsa yapsınlar, kadınlar sözcüklerini kör karanlık kuyulara gömmeyecek asla. Sözümüzle, yazımızla mücadeleye devam…