Trump: „Sınırda 65 bin kişilik bir ordusu vardı ve IŞİD'e karşı bize yardım eden Kürtleri haritadan silecekti. Onu aradım ve bunu yapmamasını rica ettim. Sanırım Kürtler onun veya Türkiye'nin doğal düşmanı. Ve o bunu yapmadı. Sınırda dizilmişlerdi ve bizimle birlikte IŞİD'i yenenleri haritadan sileceklerdi. Dedim ki 'bunu yapamazsın, bunu yapamazsın' ve o bunu yapmadı. O yüzden bir ilişkimiz var.“
Bu sözleri dünyaya egemen ABD‘nin devlet Başkanı Trump söylüyor. Bir kaç kişi dışında, kimse bu sözlerin altındaki korkunç Kürt düşmanlığı tespitini yorumlamadı, yayınlamadı. ABD gibi bir devletin başındaki zatı ister beğenin ister eleştirin, ama Türkiye‘nin Kürde bakışının röntgenini çekmiş olmalı ki, bunca açıklıkla konuşuyor. Demek her görüşmede „Mr. President the Kurds are terrorists we must destroy them together.“ (Sayın Başkan Kürtler terörist birlikte onları imha edelim.“ bu tür konuşmuş olmalı. Türkün hangi kurumuna bakarsanız bakın, hem içte hem dışta Kürde düşmanlık yapmak onların beka sorunu olmuş.
Bu sözleri yalnız Rojava için değil, bütün Kürtler için geçerli olduğu ifadesinden anlaşılırken, Barzanigiller ne yapıyor? Onlar Türk efendilerine askeri üs vermekle, bilfiil Güney Kürdistan‘ın işgaline yardım etmekle meşguller. Bizim İsmail Hoca nedense Barzanigillere çok hayran. Acaba vakıf için para mı geliyor?
2003 yılında KONGRA GEL kuruluş konferansında bulunurken, Sayın Cemil Bayık ile sohbetimde, ABD ile ilişkileri sorarken, Kürt katili Saddam‘a karşı savaşmaları konusunda: „Ben bu konuda mektubumu Mahmut Osman‘a verdim, ama Büyükelçi almak istememiş.“ Sonraki yıllarda Bayık ve arkadaşları ABD tarafından terör listesine alındı, sözde mal varlıkları donduruldu, başlarına ödüller kondu.
Nereden nereye diyeceksiniz. Şimdi ise, Sayın Cemil Bayık‘ın Kürdistan‘ı analiz eden yazısı Washington Post‘da yayınlandı. Bana göre ABD; Kürde düşmanlıkta sınır tanımayan, tüm evrensel kuralları sıfırlayan, varlık nedenini Kürt düşmanlığına bağlayan, Türkiye‘nin katil yüzünü bir ölçüde gördü ve anladı. Bunu siyasetteki ilk kırılma olarak görüyorum. Cemil Bayık‘ın makalesinde sorunu ortaya koyması oldukça seriözdü. (ciddi) Bu da onun ve arkadaşlarının değer yargılarının nekadar insani ve ölçülü olduğuna işaret eder. İster Apo, ister Bayık, Karayılan vd. hiç bir zaman Türke düşmanlık yapmazlar. Siyaseten eleştirirler ama toptan Türk halkını hedef alan bir ilkelliğe Kürtler girmezler. Fakat Türk devletinin tepesinden tabanına kadar yetkili yetkisiz herkes „Kürt teröristtir. Yok edilmesi gerekir.“ devlet görüşünü savunuyorlar.
Türkiye‘ye S400 ler bugün geldi. Hangi devletin korkusu vardı da bunca mali ve siyasi külfetin altına girdiler? ABD, F35 projesinden çıkardı. NATO üyesi ama her düğünde oynamayı marifet sanıyor. Kaldı ki, ekonomisi ABD ve AB‘ye entegre Türkiye, neden bunca gözükara hareket ediyor? Bu ve benzeri pek çok soruya sizin cevabınız nedir bilemem ama benim bir cevabım var.
Kürde düşmanlık.
Bu suretle Ruslardan Suriye‘ye giriş vizesi aldı, Kürdü katletti, sürdü. Şimdi de Fırat‘ın doğusuna girmek için fırsat arıyor. Ancak görünen o ki, bu kez ABD hava üstünlğünü vermez kanaatindeyim. Erdoğan, Demokles Kılıcını Kürdün tepesinden ayırmamak için, yalancı pehlivan gibi tutun beni, tutun beni diyor.
Ancak Kürdün ahını alan Türkiye büyük kaybediyor. Türkiye‘nin ve Türklerin itibarı ne devletler camiasında var, ne de halkların yanında var. Mafyatik faşist ırkçı bir devlet yapısının Kürt düşmanlığı tüm pislikleriyle sırıtıyor. Türkiye‘ye güven de yok. Putin onlarla oynuyor. Günün birinde başka çıkara satabilir. Uzun lafa ne gerek var?
Değerli Okurlar, hastalığım boyunca bana iyi temennilerde bulunan ve sağlık durumum hakkında bilgi edinmek isteyen tüm Okur ve Dostlarıma en içten şükranlarımı sunarım. İyi ki siz varsınız, iyi ki sizin gibi değerli Dostlarım var. Sizinle gurur duyuyorum.
Haydar Işık, 12.06.2019