TC-AKP ve AB arasında varılan (zorunlu) son anlaşma gereği Türkiye Mültecileri geri alma sözü verdi. Alacağı mülteciler karşısında TC, sözde ‚legal‘ yollardan Suriyeli mültecileri AB’ye gönderecek.
Her ne kadar bu anlaşma AB ülkelerini kısmen rahatlatmış gibi görünsede esasında kimse Erdoğan ve AKP hükümetine tam olarak güvenmiyor.
Çünkü Erdoğan AKP hükümetinin Kürtler üzerindeki çıldırtıcı ve orantısız, şiddetli baskısı sonucu yüzbinlerce Kürdün yerinden-yurdundan edilmesi sözkonusu.
AKP hükümetinin geçen ayki verilerine göre bölgedeki çatışma ve operasyonlar nedeniyle 350 bin kişi evini terk etmek zorunda kalmış.
Kürt kentlerinde sürdürülen savaşın Türkiyenin batısına da sıçrayabileceğini var sayar isek bu durumda değil yüzbinler, Türklerinde içinde yer aldığı milyonu bulacak göçlerin olabileceğini görmek için kahin olmak gerekmez.
Bunun yanında Erdoğan-AKP hükümetinin başından bu yana İşid ile arasına bir türlü mesafe koy(a)madığı AB dahil herkes biliyor.
Özellikle 22 Mart günü Brüksel’in Zaventem havalimanı ve Maelbeek’teki metroya yönelik bombalı saldırılar, genelde Avrupa Birliği ve özellikle Belçika için, IŞİD ile mücadele konusunda yeni bir sürecin başlangıcı oldu.
Bir diğer dikkat çeken nokta ise Erdoğan, 18 Mart’ta, ‘Bombaların Brüksel veya Avrupa’nın herhangi bir şehrinde patlamaması için hiç bir sebep yoktur’ demesinden hemen sonra patlaması oldu.
AKP ve Erdoğan’ın AB’ye karşı göçmen meselesini pazarlık haline getirmeleri aslında işin göstermelik kısmı.
Asıl olarak Avrupa’dan giden binlerce (cihatçı) kişinin geri gelmesi durumunda ne olacağıdır?
İşte Erdoğan Avrupalıların bu zayıf noktasını kendince yakalayarak Kürt karşıtı bir hamle daha geliştirmek istemektedir.
Diğer taraftan AKP hükümeti ve Erdoğan’a bel bağlayan Avrupa Birliği (AB) Brüksel-Ankara hattında ‘bombacı’ trafiği sonrası şoka girmiş durumda.
Bizden hatırlatması..
Türkiye ve Mezopotamya halklarını, inançlarını ve hatta orta doğu’yu iyice kutuplaştıran, iç savaşın eşiğine getiren Erdoğan-AKP hükümetinin AB’ye verebileceği hiç bir şeyi yoktur.
Olsa olsa, ihraç edebileceği ‚terör‘ yada teröristler olacaktır..
“Teröristlerin Avrupa’ya gitmesi Türkiye siyasetinin bir parçası”
“Türkler IŞİD’le savaşta stratejik olarak bizim yanımızda değil” vb belirlemeleri giderek yüksek sesle dile getiriliyor..
Bir başka deyimle;
Avrupa Birliği yanlış jokere oynuyor..
Can Kasapoğlu
(Dersim Gazetesi Nisan 2016 sayısından)