Lütfen bekleyin..

Erdal Er

HDP yeni sorumluluklar üstlenmeli

25 Nisan 2019, 22:40

2011-2016 yılları arasında DAİŞ (IŞİD) barbarları aldıkları uluslararası destekle önüne çıkan ne varsa yakıp yıkıyor ve yok ediyorlardı.

Vahşeti duyan insanlar canını kurtarmak için kaçıyordu.

Irak ve Suriye, topraklarının yarısını kaybetmişti.

Milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu.

Yüz binlerce insan hayatını kaybetti ve sakat kaldı.

Tarifsiz ve telafisi olmayan acılar yaşandı.

Vahşet, Ortadoğu sınırlarını aşmış, Avrupa ve dünyanın çeşitli bölgelerine ulaşmıştı.

Brüksel, Londra, Paris, Berlin ve daha pek çok merkezde masum siviller katledilmişti.

Kürt gençleri bu barbarların karşısına dikildiklerinde herkes, "dayanamazlar’’ diyordu.

Bedeli çok ağır oldu. Dünyanın bu barbarlardan kurtulması için Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) resmi verilerine göre; çoğu Kürt 11 binden fazla genç hayatını kaybetti, 21 bin genç de yaralandı.

"Yenilmez’’ denilen DAİŞ efsanesi Baxoz’da son bulduğunda geride özgürlüğün o ölümsüz ve mutlu anı kalmıştı.

DAİŞ’den cömert desteğini esirgemeyen Erdoğan içinde aynı efsane üretilmişti; "ne yaparsanız yapın, Erdoğan yenilmezdir. Boşuna uğraşmayın.’’ Hatta Erdoğan’ın yaptıklarını görmek istemeyip, karşısında mücadele ettiği için Kürt Siyasi Hareketi’ni suçlayan yorumlar da yapılıyordu.

Erdoğan, 17 yıllık iktidarında bütün toplumsal muhalefeti büyük oranda bastırmış ve kontrol altına almıştı. Devletin ekonomik ve silahlı gücünü kullanarak Kürt Siyasi Hareketi’ni tasfiye etmek istedi. Zarar verdiği doğru ancak örgütlülüğünü dağıtamadı. En önemlisi Kürtler Erdoğan’a karşı mücadele etmekten vazgeçmedi.

31 Mart yerel seçimleri öncesi Kürt Siyasi Hareketi, HDP bileşenleri zekice bir hamleyle, "yenilmez’’ denilen AKP-Erdoğan efsanesini yerle bir etti.

31 Mart seçim sonuçları ve ortak mücadele kısa sürede şunları kanıtladı:

- Umutsuzluk yerini ‘başarabiliriz’ umuduna bıraktı.

- Uzun süredir kaybedilmiş olan psikolojik üstünlük yeniden sağlandı.

- Uzlaşma, direniş ve ortak mücadelenin yol açtığı sonuçların başarısı görüldü.

- İnsanların yüzü güldü ve birbirlerine selam vermeye başladılar.

Elbette rehavete kapılmamak gerekir. "Her şey bitti, Erdoğan gitti’’ diyemeyiz. Kaldı ki belediye seçimlerinin kazanılması "Erdoğan’ın diktatörlük rejiminden kurtulduk’’ anlamına gelmiyor. Bundan sonra büyük şehirlerde tabanda yakalanan ruhla ortak mücadele edilirse Erdoğan ve rejiminden kurtulma gününün yakın olduğunu ön görebiliriz.

Sonuç olarak; 31 Mart seçim sonuçları Türkiye’nin önüne yeni fırsatlar çıkarttı.

Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlıktan çıkması için tarihi imkân ve fırsatın doğru değerlendirilmesi gerekir.

Bundan sonra Kürtler, Türkiye halkları bu tarihi fırsatı heba mı edecek, yoksa doğru değerlendirip başarılı sonuçlar mı elde edecekler? Bu onların, kararlılık, beceri ve öngörülerine kalmıştır.

Biliyoruz ki Türkiye ve Kürdistan 2013-2015 yılları arasında adına "çözüm süreci’’ denilen bir deneyimi tecrübe etti.

Türkiye, 1984 yılından bugüne kadar ateş kesler dönemlerini saymasak kesintisiz savaşı gördü. Her iki deneyimi yaşayan toplumun çoğunluğunun talebi barış iklimine geri dönmektir.

Bu doğru bir talep ancak bunun önündeki engelleri aşmak için mücadele edilmelidir.

Barış ve eşit yurttaşlık gibi temel değerler Erdoğan’ın insafına bırakılmamalıdır.

Türkiye muhalefetinin önemli bir gücünün ve HDP’nin yürümesi gereken zorlu bir yol duruyor. Yerel seçimlerde öncülük ettiği süreç AKP-MHP faşist cephesinin büyük kentlerde kaybetmesine neden oldu. Ancak her şey bitmediğine göre ikinci aşamayı da en etkili şekilde yönetme sorumluluğuyla karşı karşıyadır.

Savaşın son bulması, Kürt meselesinin adil çözümü ve Türkiye’de demokrasinin inşa edilmesi karanlıktan çıkış için tek yoldur.

HDP milletvekilleri, hapishanelerdeki binlerce tutsağın da başlattığı ve halen devam eden açlık grevi eylemcilerinin talebinin özünde bu var.

Elbette bu sorumluluk sadece HDP’ye ait değildir, CHP, ÖDP, EMEP, ESP, bütün toplumsal gruplar ve demokrasi güçlerine aittir.

Türkiye’de ablukanın dağıtılıp demokrasi ve toplumsal barışa ulaşmanın yolunun İmralı’dan geçtiğini de not edin bir yere…

(Bu yazı Erdal Er'in kişisel internet sitesi Ahvalnews.com/tr/erdal-er)

Bu haber 725 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2376 gün önce
3151 gün önce