Hareket berekettir

Türkiye’de yaşayan insanlardan kime sorsanız içinde bulunduğu durumdan memnun değil, ama pek azı bunun nedenlerini açıklayabiliyor. Hiçbiri memnuniyetsizliğinin kaynağını ve onu oluşturan unsurları inceleme zahmetine girmiyor. Hem kendisinden beklenen bu olduğu hem de düşünme zahmetine girmekten kaçındığı için iktidar yandaşlarının ve onların emrindeki medyanın her dediğinin / yazdığının doğru olduğunu düşünerek sorgusuz sualsiz kabul ediyor.

Ülkede domates pahalı, ama iktidar yanlılarına göre bu devletin, hele de iktidar güçlerinin suçu değil! Bütün suç faiz lobisinde! Faizler yükselmese zaten enflasyon da olmayacakmış. Ayrıca bütün bunları dert etmeye hiç gerek yok, çünkü açmayı planladıkları “milli ve yerli kıraathane”lerde kek ve çay bedava olacak. Daha ne olsun?

Kitaptan nefret eden bir zihniyetin, gençlerin -daha doğrusu genç erkeklerin- (bu zihniyete göre “kızlı-erkekli” caiz olmadığından) rahat rahat ve daha fazla kitap okuması için “kıraathaneler” açması bir hayli düşündürücü. İnsan merak ediyor haliyle, kıraathanelerde ne okuyacak veya ne okutacaklar? Malum, egemen zihniyetin kendi çıkarları için kullandığı sadece bir tek kitap var ve O’nu dahi okumuş değiller. Okumuş olsalar ilk cümlesi “Oku!” diye başlayan bir kitaba biraz saygı duyar, O’nu seçim meydanlarında malzeme etmez; halkı kandırmak, dini inançlarını suistimal etmek için kullanmazlardı. Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı 27 bin 732 Kur’an kursu açarken, buna karşılık üç bin kütüphanenin kapısına kilit vurmazlardı.

Bunların zihniyetini Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. (!) Bülen Arı çok açık bir şekilde dile getirmiş; “ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır” demiş ve eklemişti: “Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış cahil halk. Türkiye’nin okumuş kesimi profesörden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları.”

Onların zihniyetini ve iktidarını gerçekten de okumamış, cahil halk ayakta tutuyor. Öyle olmasa bilmem kaçıncısı düzenlenen muhtarlar toplantısı yapılır ve ülkeyi ilgilendiren en önemli konular o toplantılarda dile getirilir miydi? Karaman’da Ensar Vakfı’na bağlı Kuran kurslarında ve evlerde gerçekleşen ve dünya gündemini dahi sarsan 45 çocuğa tecavüz skandalı bu kadar kolay kapatılır, tecavüz mağduru çocukların aileleri para karşılığı susturulabilinir miydi? Ya Adana Aladağ’da özel bir öğrenci yurdunda çıkan ve 10’u öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği yangın? Bu olayda da başta davacı olan birçok aile egemen zihniyet tarafından mahkûm edildiği cehalet ve içinde bulunduğu derin sefalet nedeniyle avucuna sıkıştırılan bir kaç kuruş karşılığında boynunu bükmüş ve “takdir-i ilahi” denilerek susturulmuştu.

Egemen zihniyetin “proje” diye halklara yutturmaya çalıştığı “Millet Kıraathaneleri” meselesi tam da muhalefet partilerinin diline dolanmış ve “proje” sahipleri zeytin yağı gibi su üstüne çıkmak için açıklama üstüne açıklama yaparken Rize Belediyesi tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın desteğiyle yapılan 17 semt sahasının açılış töreninde konuşan AKP’li Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak; “kahvehanelerde oturmayın, sağlığınız için hareket edin” dedi.

AKP’li Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak üyesi olduğu partinin yöneticileri tarafından “sen kendi işine bak!” diye uyarılmıştır kesin, ama bakan söylediğinde son derece haklıdır. Hiç kimsenin böyle bıçak sırtı bir durumda kahvehaneler, “kıraathaneler” dahi bir yere gidip oturma lüksü yoktur. Ülkesi, halkı, geleceği, sağlığı ve düşleri için herkesin hareket etme, harekete geçme zamanıdır. Hareket berekettir çünkü. Zira çok az bir zaman kaldı ve bu kıt zaman şu anda o kadar çok değerli ki çoğunluk bunun farkında ve bilincindedir. Birçok halkı ve inancı temsil eden ve yasal bir siyasi parti olan HDP’nin adını ağzına almaktan kaçınacak kadar nefret eden, HDP’yi yüzde onluk baraj engeline taktırmak için kirli ve iğrenç hesaplar yapan hain ve sinsi zihniyeti tarihin çöplüğüne fırlattıktan sonra “kıraathane”lerde değil, evinizde veya açık havada oturup istediğiniz kadar kitap okuyabilir, başarınız için kendinizi kutlayabilirsiniz.