Çok yalancı gördüm, çok sahtekar gördüm. Vahşi Moğol sürüleri geçti üzerimden,
despotlar, tiranları, Timur Lenk‘i gördüm.
Bir kaç yüz çadırlık Osman‘a geçiş verdim. Yardımcı oldum. Ölümcül hata
yaptım.
Yanıldım, Yavuz dincisine yardım ettim. Önüne düştüm Suriye, Mısır ve Hicaz‘a
götürdüm. Ama çok geçmeden Kanuni denen kanunsuz, Balkan halklarını
Kürdistan‘ıma doldurdu. Van‘ın demografisini bozmak istedi.
Bağdad‘a sefer yapan Sultan Murad‘ı Bitlis‘te karşıladım. Hediyeler verdim.
Eniştesi Abaza Melek Ahmed Paşa‘yı üç bin kişilik maiyetiyle on gün Bitlis
sarayımda ağırladım, yedirdim içirdim. Van‘a Mutasarrıf giden (vali) Melek
Ahmed Paşa‘ya ömründe görmediği hediyeler sundum.
Ama aradan bir ay geçmeden, zenginliğe garkettiğim bu kaypak ve kaltak
Osmanlı, sözde dört hak mezhebin Şeyhülislamlarından aldığı fetva ile üzerime
sefer açtı. Ramazan ayının ikinci gününde başlayan işgal, bayramda onun
zaferiyle sonuçlandı. Binlerce Bitlislinin kafası, kulağı, burnu Ramazan
ayında kesildi, götürene ödül verildi. Bu kafalar Van Kalesi önünde piramit
yapıldı. Sarayım talan edildi, Eyaletim tertele gördü. Melek Ahmed Paşa daha
önce Sincar üzerine sefer yapmıştı. „Kıllı Kürt“ dedikleri Ezidiler ve
Hıristiyan halkları kesip kafalarından piramit yapmışlardı.
Osmanlı padişahları savaş bütçesini karşılamak için Kürdistan‘ıma seferler
yaptılar.
Ben Kürdistan‘ım. Uzak değil yüz yıl kadar önce Kürdistanlılardı Çanakkale‘de
yanınızda savaşan. Maraşta kahraman, Urfada şanlı, Antepte gazi olan halkımdı.
Türklerin „Atası“ ünvanını verdiğiniz Kemal Paşa‘yı konuk yaptım, destekledim.
Türkiye kurtulursa Kürtler otonom olur dedi, namus şeref sözü verdi. Heyhat
nerede namus ve şeref? Çok geçmedi, biz Kürdüz ve Kürdistan‘lıyız diyen
Koçgiri terteleden geçirildi. Sonra Piran‘da evimizi başımıza yıkıldı,
katledildik. Şeyh Said‘e yalan söylendi. Sonra Zilan deresi lebalep cesetle
dolduruldu. İran ile anlaşarak Ararat Serhildanı bombaladı. Kim çok Kürt
öldürmüşse, o subay general ve mareşal yapıldı. Kürt katili mareşal Fevzi
Çakmak, Zilan kasabı Salih Omurtak, Koçgiri kasabı Sakallı Nurettin, Dersim
kasabı Abdullah Alpdoğan, Muğlalı vd…
Ben Kürdistan‘ım. Bu coğrafyada yaşayan kadim Ermeni halkına soykırım
uygularken, halkımın az bir kesimi zalimin yanında durdu, yardım etti.
Ermeninin ahı zordur. Ona karşı yapılan büyük günahtı. Buna tanık oldum.
Yüz defa Dersim‘e sefer yapıldı, ama zafer kazanılmadı. Kemal Paşa akıllı
davrandı önce Dersim‘i Kemallerle doldurdu. Sonra içeriden fethetti. Hala bu
fetih sürmektedir. 1937/38 de halkım on binlerle öldürüldü. Dersim Tertele
yaşadı.
Ben Kürdistan‘ım. Aslı Türk olmayan atalarınız, İnönüler, Menderes, Özal ve
kafası daha sıfırda olan nice generallerinizi gördüm. Öldürdüler Kürtleri,
astılar kestiler. Halkıma „Dağ Türkü“, dilime „bir çeşit Türkçe“ dediler.
Türkü göğe çıkarırken, halkıma insanlık güneşi altında bile yer vermediler.
Dağlarıma inat büyük beyaz harflerle Türklüğü methettiler. Şehirlerimi,
köylerimi bombaladılar. İki yüz senedir Türklük adına halkım katlediyor.
Okulda, kışlada, hayatın her alanında halkımın anadiline yasak, kimliğine
hapis, varlığını ise beka sorunu yaptılar.
Ben Kürdistan‘ım. Halkımın Anka Kuşu gibi küllerinden doğduğunu gördüm. Artık
bitti dendiği zaman Abdullah Öcalanlar çıktı ortaya. Zindana atsanız da
yoldaşları dağlarımda, bağlarımda, suklarımda hatta Türk metropollerinde.
Artık el etek öpmeyen, kırılan ama eğilmeyen bir neslin doğduğunu göğsüme
sığmayan sevgiyle izliyorum.
Emperyalist devletler halkımı böldü, arasına sınırlar koydu, mayinlendi,
duvarlar çekti.
Yetmemiş gibi faşist İslamcı DAİŞ‘i üzerimize salındı. Onurlu çocuklarım
Kobane, Şengal, Mahmur, Kerkük ve Raqa‘da bu barbar İslamcıları kutsal
topraklarımızdan attı.
Şimdi Türk İslam faşizmi Efrîn‘e saldırıyor. Dün oy verdiğimiz, baştacı
ettiğimiz, Yaradandan ötürü yaratılanı seviyorum diyen, şimdi katlettiği
Kürtlerin cesetlerini sayıp memnun ve mutlu veriyor. Yaradanı seviyorsan,
O‘nun yarattıklarını neden katlediyorsun, diyen Türk çıkmıyor. Türk halkına
öldürdüğü Kürt sayısını verince, halk sevinçten oynarken, Reis‘e mareşal
rütbesi verilsin diyor. „Kobane düştü düşecek!“ demişti. Şimdi Afrin düştü
düşecek diyor. Afrin düşebilir. Ama onun hışmı seni ayakta bırakır sanıyorsan
yanılırsın. Ben milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım dedi, şimdi MHP ile
yarış içinde kurt işareti yapıyor. Kürt sorunu benim sorunum dedi, şimdi Kürt
soykırımı yapıyor. Sadece iktidarını sürdürmek, sadece kendisi ve cevresini
zenginleştirmek için savaş yapıyor. Saddam aynı şeyleri yapmıştı, sonu ne
oldu?
Ben Kürdistan‘ım. Çok hırsız, sahtekar, yalancı, katil, despot gördüm.
Güneşimi karartmak istediler. Ama hepsi geldi geçti iz bırakmadan. Halkım
onlara inat kendisini yeniledi. İslam faşizminden ve her türlü beladan
uzaklaştı. Kürtlere onurlu eşit özgür bir yaşam için mücadele veriyor. Kalan
işte budur.