''Dersimliler olarak büyük düşünelim ve bir daha belli merkezlerde konferanslar, bir daha Uluslararası, Lahey, Roma, Cenevre, BM vb bütün kurum kuruluşlar nezdinde harekete geçelim''
Seyid Rıza ve yoldaşlarının idam edilişlerinin 80. Yıldönümü vesilesi ile başta Dersim olmak üzere bir çok merkezde anmalar, paneller gerçekleştirildi.
Ülkede Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) ve Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) ile Dersimli kurumların öncülük ettiği-katıldığı anmalar, paneller ve çerağ uyandırmalar ülkenin dört bir yanına ve Avrupa’ya yayıldı.
Özellikle 15 Kasım’da saatler 19;38’i gösterdiğinde Dersimliler bulundukları her alanda mum yaktılar, deliller uyandırdılar. Buna bağlı olarak 15 Kasım haftasında Avrupa'nın bir bir çok merkezinde paneller, anmalar yapıldı. Niyazlar dağıtıldı, Dersim ağıtları-klamları seslendirildi.
Yüksek katılımların olduğu gözlenen Seyid Rıza ve yoldaşlarını anmalarını Alevi dergahları ve Dersimli kurumlar organize ederken, kurum temsilcileri de hazır bulundular, söyleşiler yaptılar.
Bu anmalar ile birlikte ‘’Dersim’de yaşananlar, Devletin, Atatürk’ ün ve CHP’nin Rolü’ belge ve anlatımlarla bir kez daha açığa çıkarıldı..
Diğer yandan ‘Dersim Soykırımdır’ konusunda artık hiç kimsenin bir şüphesi, endişesi kalmamakla birlikte, soykırımın Dersim’de, kimlik, inanç, doğa ve kültürel zenginliklerine yönelik olarak hala devam ettiği de bir gerçekliktir.
Yani bu konuda çok önemli bir gündem, (Dersim Soykırımı) en azından halkımız tarafından bilinmekte.
Elbette her koşulda, toprağa kefensiz düşenlerimizi anacağız, onları şad edeceğiz, anılarını, mücadele ve haq arayışlarının takipçisi olacağız.
Ancak salt bu gündem etrafında toplanıp sürekli olarak ‘anma-panel' vb ötesine geçebilme refleksini de gösterebilmeliyiz.
Peki bundan böyle ne olacak ve önemli aktivitelerde nasıl bir tutum takınılacak?
Şimdi Dersimlilerin önünde 4 Mayıs Soykırım (Tertele) başlangıcı tarihi duruyor.
Ardından (Avrupa’da) Dersim Kültür Festivali gelecek.. (Belki ülke’ de Munzur Doğa ve Kültür Festivali) ve sonra yine 15 Kasım....
Yakın döneme değin Dersimle ilgili özgün anmalar, paneller, konferanslar ve de Festivaller için Dersim Belediyesi ile ortak hareket ediliyor, belediyenin belirlediği öncelikler üzerinden döneme uygun ana başlıklar yada sloganlar ile etkinlikler yapılıyor, önemli oranda da sonuç alınıyordu.
Ancak bilgede bütün belediyelerde olduğu gibi Dersim Belediyesi’ne de ‘kayyım’ atanması ile birlikte bu olanak fiilen ortadan kalkmış görünüyor. Ayrıca Dersim’de siyaset yapana, yapmaya çalışan bir siyasetçi, aydın, akademisyen vb ya tutuklu yada gözaltında yada ülke dışında..
Diğer bir deyimle Dersim kuşatılmış bir vaziyette Ohal içinde Ohal yaşıyor..
Bir yandan çatışmalar, can kayıpları, orman yangınları, tutuklama ve gözaltılar, sürgünler, ülke dışına çıkma, baraj, kalekol, kültürel asimilasyon, cem evinin acınacak durumu, kentte bir çok taksicinin bile ‘işbirlikçi’ hale getirildiği, Dersim’le yüzleş(e)meyen CHP’nin Dersim üzerinde oyunları vs, vs.. Dersim’de bir basın açıklaması yapmak veya orada bulunmak, hatta ‘öksürmek’ suç teşkil etmeye başladı. Gün geçmiyor ki Dersimli bir aydın, sanatçı yada siyasetçi hakkında ceza vs verilmesin.
Hatta Dersim’e gitmenin bile neredeyse bir ‘suç’ sayıldığı dönemde, Dersim Araştırmalar Merkezi (DAM), HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, Dersim Gazetesi ve az sayıda aydın Dersim’e giderek Seyid Rıza meydanında anma gerçekleştirdi, basın açıklaması yaparak çok önemli bir adım attı.
Unutmadık, andık, anacağız, ya sonra?
Bütün bunlar göz önüne alındığında özellikle diasporada faaliyet yürüten Dersimli kurumlar yada Dersimli-Kürt Alevi Dergahları bundan böyle yapılacak yada yapılması-gerçekleştirilmesi düşünülen anmalar, festivaller yada konferans vb aktivitelerin ‘ortak’ oluşturulması, kollektif ve de objektif aktüel gelişmeleri de göz önüne almaları elzemdir.
Gerçekleştirilmesi düşünülen aktivitelerde, programlar vs yapıldıktan sonra değil, daha başlangıcında mutlaka ve mutlaka ‘ülke-Dersim ayağı’ yer almalı, bu konularda çaba sarf eden, katkı sunabilecek, akademisyen, sanatçı, program, ana yada ara başlıklar konusunda başından itibaren ülke ayağı (Dersim) bulunmalı..
Bu yaklaşım hem katılımı arttıracak ve hem de Dersim’e, Dersimlilere yaraşır anma, panel, festival yada konferansların ortaya çıkmasına yarayacak..
Aksi halde her yıl, 15 Kasım haftasında anmalar yapar, 4 Mayıs Dersim Soykırımı (Tertele) lanetler, soykırım kurbanlarını anar, ardından da festivaller gerçekleştirir coşkulu(!) bir şekilde halaylar çekeriz, ta ki bir sonrası anmalara, panellere ve festivallere kadar..
O halde gündeme iyice oturan ‘Dersim Soykırımı’nı içinde bulunduğu bu kısır döngüden bir adım ötesine taşıyalım.. Analım, yanalım, çerağ uyandıralım, niyazlarımı pay edip, klamlar söyleyelim..
Fakat büyük düşünelim ve bir daha konferans, bir daha Uluslararası, Lahey, Roma, Cenevre, BM vb bütün kurum kuruluşlar nezdinde harekete geçelim..
Çünkü soykırım devam ediyor..
Yanıyoruz, yakılıyoruz, yakılacağız, işaretleniyoruz..
Ancak direnmeye ve dert olmaya da devam ediyoruz..
2018 Yılının halklarımıza ve inançlarımıza özgürlük, barış kardeşlik ve demokrasi getirmesi teennisi ile..
(Dersim Gazetesi Aralık 2017)