Lütfen bekleyin..

Erdal Er

‘YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN ATATÜRKÇÜLÜK’

23 Kasım 2017, 17:59

 

Son günlerde Türkiye medyası ve siyasetinde Mustafa Kemal Atatürk’ün övgüsünden geçilmiyor.

REKLAM

Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi krizin ancak Atatürk’ün yolu izlenerek aşılabileceği ve hatta iç barışın bu yolla sağlanacağını söyleyenler bile var.

Atatürkçüler Siyasi İslamcıların kendilerinden yana dümen kırmalarından oldukça memnun. Aynı şekilde Siyasal İslamcılarda bu gönül koyma işinden hoşnut.

Siyasal İslamcılar ve Atatürkçüler karşılıklı bir birlerini hoşnut edecek yazılar yazıyor olmaları bir devlet politikasıdır.            İnkar üzerine kurulmuş devlet geleceğini burada görmektedir. Norveç’teki NATO tatbikatında yaratılan sahte krizinde temelinde bu devlet politikası yatmaktadır. Sahte kriz diyorum çünkü bunun MİT provokasyonu olma ihtimali çok yüksek. Erdoğan ile Atatürk’ü aynı kare içinde göstermeleri boşuna değildir.            İşin doğrusu despot, inkarcı devlet zekamızla dalga geçiyor ve bizimle eğleniyor.

Bu tuzağın farkında olmayan bazı Atatürkçü isimlerde hayatın yeniden Atatürk’ü doğruladığını sanarak; ‘madem bizim çizgimize geldiniz o zaman yapmanız gerekenler var.’ diyorlar.

Bunlardan biride Avrupa, Amerika, İzmir’i görmüş olmayı özgürlük, adalet sanan Gülse Birsel. 1 Kasım 2017 tarihinde Hürriyet gazetesinde yayınlanan yazısı; ‘Yeni başlayanlar için Atatürkçülük’ başlığını taşıyordu.

Yazar, yazısında; AKP iktidarı döneminde Atatürkçülüğün bir vebaymış gibi muamele gördüğünü ancak son günlerde yeniden Atatürkçülüğe dönüldüğünü muzaffer bir edayla anlatmış uzun uzun.

Üşenmemiş, internete yaptığı bir taramayla da Atatürk’ün çeşitli zamanlarda söylediği sözleri derleyerek; ‘’Atatürk’ü anlama, daha yakından tanıma rehberi’’ yapmış.

‘’Bazıları geç anlar. Onun için vatana, millete bir hizmet olarak, yeni başlayanlar için bir Atatürk’ü anlama, daha yakından tanıma rehberi yaptım. …Zira Atatürkçülük sadece lafla olmaz, aramıza yeni katılanların fikirleri de anlayıp, ona göre hareket etmesi lazım, değil mi efendim?’’

Gayet açık, daveti AKP’ye, Recep Tayyip Erdoğan’a…

Listesi uzun olduğu için sadece bir ikisine örnek olarak vereceğim.

 “İstiklal, istikbal, hürriyet, her şey adaletle kaimdir!”

 “Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”

 “Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.”

Atatürkçülüğü herkese tavsiye ederiz. Atatürk ferahlatır, özgürleştirir, beyni dinç, zekâyı aydınlık tutar, tembelliğe, miskinliğe, taassuba, yalancı şeyhlere-dervişlere, kiraya verilmiş akıllara karşı panzehirdir.

Yazar, ‘’Israrla isteyiniz!’’ notunu düşmeyi de ihmal etmemiş.

Bu yazıda yeniden göstermiştir ki Türkiye’de yazıp çizen çoğu kimsenin aklı devlet gibi çalışıyor. Hele mesele Kürtlerse…

Madem sayın Birsel, ‘’Atatürk’ü anlama, daha yakından tanıma rehberi’’ yapmış ve ‘ısrarla’ öneriyorsa, o halde bir cümlelik Atatürk rehberi ‘de biz yapalım. Ki gerçeğin önemli bir kısmı güme gitmesin. Devletin yurttaşlarına kurduğu tuzağı görelim.

Sayın Birsel’in canını sıkacağım ancak bir kaç soruyu sormak zorundayım:

1921 Koçkiri,

1925 Şex Sait,

1930 Zilan,

1937-38 Dersim’de neler oldu?

Ben söyleyeyim;

Bu ülkede nasıl ki 1915 yılında Ermeniler sabah kahvaltısı yapıldı, yukarda sıraladığım tarihlerde de Kürtler öğle yemeği yapıldı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle ordu Kürtlerin üzerine sürüldü. Toplamda yüz binlerce insan öldürüldü, yüz binlerce insan yerinden yurdundan oldu. Köyler haritadan silindi. Binlerce çocuk ganimet diye ailelerinden alınıp Türk subaylarına hizmetçi olarak sunuldu. Kürtlerin önderleri ve ileri gelenleri Atatürk’ün emriyle idam edildiler ve halen mezarları nerede bilinmiyor.

Bir örnekle Mustafa Kemal Atatürk’ün Dersimlilere yaptığı kötülüğü hatırlatayım.      1936 parlamento açılış konuşmasında şunları söylüyor:

“…Dersim çıbanbaşıdır. Bu korkunç çıbanı başından kesip koparmak için ne gerekiyorsa, ne pahasına olursa olsun yapılmalıdır. Bu konuda hükümete tam ve geniş salahiyet verilmelidir…”

Öyle de oldu. 4 Mayıs 1937 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla Dersim soykırımı imzalandı. Atatürk, ilk imzayı da kendisi atmıştır.

Peki bugün olan nedir?

Kendisini Atatürkçü olduğu için şanslı ve çağdaş sanan Gülse Birsel ne yazık ki bu gerçeğin ya farkında değil, yada işine gelmediği için gerçeğin bu kısmını yok sayıyor.

Erdoğan’a, ‘Atatürkçü olduysan gereğini yap’ diye çağrıda bulunanlar bilmeli ki; asıl Atatürkçü Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bugün sistemin direksiyonun da Siyasal İslamcıların oturuyor olması bir gerçeği değiştirmiyor; bu düzeni Atatürk kurdu.    Geride bıraktığı miras, onun ruhu, gölgesi ölümünden 79 yıl sonrada Türkiye’yi esir almaya ve yönetmeye devam ediyor.

1930’larda Atatürk’ün Kürtlere karşı yaptıklarını bugün Erdoğan yapıyor. Bu durumda ikisi arasında ne gibi fark var? Birinin laik olduğunu iddia etmesi diğerinin Siyasal İslam’ı tercih etmesi sonucu değiştirmiyor.

Türkiye, bugün toplumsal barışını sağlayamıyorsa, çeşitli etnik, inanç ve kültürel gruplar yok sayılıyorsa, yasaklar, işkence, savaş, yolsuzluk halen devam ediyorsa, hukuk işlemiyorsa bu Atatürk’ün kurduğu sistemin sonucudur.

Türkiye son 15 yılda bu noktaya gelmedi. Siyasal İslamcılar iktidarı ele geçirdikten sonra Atatürk’ün kurduğu sistemi demokratikleştirmek yerine olduğu gibi uygulama yolunu seçtiler. Çünkü ikisi arasında zihniyet olarak bir fark yok. Her ikisi de ırkçı, Alevi, Ermeni, azınlıklar ve  Kürt düşmanıdır. Tek başarı hikayeleri devlet gücünü kullanarak insan öldürüp saltanatlarını sürdürüyor olmalarıdır!.

Sonuç olarak, Mustafa Kemal Atatürk ve Recep Tayyip Erdoğan kafa taşçılar için kahraman olabilir ancak Kürtler ve Aleviler için değiller.

Bu haber 1086 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2376 gün önce
3151 gün önce