Almanyadaki Aleviler ve siyaset

Sayıları Türkiye ile kıyaslandığında çok az olan Alevilerin, Almanya’da, büyük şehirlerde Alevi temsilcilikleri, cemevleri var.

Çok sayıda eyalette Alevilere yönelik özel Alevilik dersleri veriliyor. Yine bazı okullarda Alevilik dersleri veriliyor.

Almanya da ilk inanç kurumu olarak kabul edilen Alevilerdir. Bu durum Alevilerin başarısı olduğa kadar yaşadıkları ülkenin ise demokratik olduğundan kaynaklanmaktadır. Benzer durum yine İsviçre, Hllanda, İngiltere ve Avusturya’ya yaşayan Aleviler içinde geçerlidir..

Ancak bazı Alevi kurumlarının kendilerini ‚Alman İslam Konferansinda‘ temsil edilmesi yadırganıyor.

Yine verilen Alevilik derslerinde ‘otantik‘ anlamda Alevilik ve onun objektif tarihi, ocak ve dergah işleyiş tarzı, özerk yaşamı, yasaması, yargı ve yürütmesi gibi temel konular üzerinde yeterince durulmamaktadır.

Bu her iki durumun dahada düzeltilmesi içinse nedense kafa yorulmuyor ve deyim yerindeyse ‚idare‘ ediliyor yada ‚yeterli‘ deniliyor.  

Geçtiğimiz günlerde Almanya’da yapılan seçimlerde altı Alevi kadın milletvekili Federal Meclis’e girmeyi başardı.

Yine bir çok kent meclislerinde Alevilerin, başta Sol Parti ve Yeşiller ve SPD gibi partilerden olmak üzere ‚meclis üyelikleri‘ bulunmaktadır. Alevilerin sayısı yine, eğitim, sağlık vb bir çok alanda artmaktadır.

Sonuç olarak Almanyadaki Aleviler ve çok sayıdaki Alevi kurumları siyasetin dışında değiller ancak Türkiye ile ilişkilerinde  ise daha çok CHP’nin etkisindedirler.  Daha doğrusu Alevi kurumlarına en çok ilgiyi CHP gösteriyor görünüyor..  

Oysa CHP’nin inkarcı, ulusalcı, tek’çi ve aslında hiç te laik ol(a)mayan gerçek yüzü Aleviler tarafından ne yazıkki tam olarak bilinmemektedir.

Mesela Almanya-Avrupa’da yaşayan Alevilerin, Alevilerin yurdu Dersim sanığı CHP’nin, "1937-38'de Dersim'de 70 bin insanı katleden" CHP'nin Dersimle yüzleşmesini istemesi ile birlikte Sosyalist Enternasyonal'den ihraç edilmesini istemeleri bir hak, zorunluluk ve de inançları gereğidir.  

HDP yada HDK-Avrupa gibi kurumlar ise her ne kadar haklı, meşru vede mazlum da olsalar, doğal müttefikleri Alevileri, söz konusu örgütlenme olunca bir türlü istenilen düzeyde olamıyorlar.

Bütün bunlara karşın kendi vatan toprakları olan Türkiye’de ise sayıları milyonları bulan (bazılarna göre 15-20 milyon) Alevilerin en ufak bir hakları yoktur. Olmadığı gibi Aleviler üzerinde hala inkar, imha ve ret, asimilasyon, baskı vb politikalar ile pozitif ayrımcılık yapıla gelmektedir.

Türkiyenin 81 ilinde bir tane bile emniyet müdürü, vali, 957 ilçede bir tane bile Alevi kaymakamının olmadığı bir ortamda Aileviler bu kadar liyakatsız değildir.

Oysa diaspora Alevilerinin nüfus oranları ve 'göçmen' olarak yaşadıkları ülkelerde ki konumlarına, elde edilmiş (yada verilmiş) haklarına bakıldığında durum Türkiye'dekinden çok çok daha ileri bir düzeydedir.  

Sabah namazı operasyonları adı altında son dönemlerde Alevilere karşı baskılar artarak devam etmektedir. 

Cemevlerine saldırılar, evlerin işaretlenmesi yine aynı keza artmaktadır.

Alevileri, yarın öbür gün nelerin beklediği konusunda karamsan yorumlar yapılmaya başlanmıştır..  

Öyle ise hem Avrupa (özellikle Almanya başta olmak üzere) ve hem de Türkiye’de Aleviler güçlerini bir kez daha haq ve hakikatten yana olanlarla birleştirerek harekete geçmelidirler.

(Dersim Gazetesi Kasım 2017 Sayısından)