Kürtler "Bekçi Murteza"dır, "Kıro"dur, "KUTO"dur.
Türk yazar ve sözde sanatçıları onları yukardaki gibi veya başka biçimlerde, aşağılamak için kullanırlar. Kürtlerin Türkçe konuşması, ulusal giyim kuşamı, hayat tarzı, sosyalitesi velhasıl bıyığından yemek yeyişine kadar onların dalga konusu olur. Tabii bu suretle güler eğlenirler. Cahil Kürt, dünyadan hebersiz, bilgisiz Kürde ders verirken bile dalgasını geçerler.
"Gel lan buraya kuro !"
"Bayramda ne yaptın lan Kıro?"
"Kürt ne bilir bayramı, hor hor içer ayranı." vs, vs...
Kürtler cahildir, bilgisizdir. Kürt, Türklerin sömürge halkıdır. Onlar küçük görülür, akıl verilir. KUTO küçücük bir Kürt, karşısındaki muhatabı ise efendi, bilge, hoca denmesi gereken bir Türktür. Bilge Türk bu zırzop cahil Kürde nasihat verir.
Buraya kadar yazdıklarımın çok fazlasını her Kürt hayatında görmüştür. İzninizle başımdan geçen bir kaç olayı arzedeyim.
Bir Alman festivalinde döner kuyruğuna girip Almanca bir porsiyon döner istedim. Yaşlı kadın bana "Türk müsün?" sordu. "Hayır." dedim, sonra ilave ettim "Türkçe biliyorum ama Türk değilim teyze." Bunun üzerine aldığım cevap: "Haydi ulan Türkçe konuşuyorsan sen Türksün." dedi.
Bir yaz akşamı Bursa'da çay bahçesinde beraber tatil yaptığım Türk kadına: "Biliyor musun ben Kürdüm." deyince ağlamaya başladı. Bunun üzerine: "Biliyor musun ben hem de Aleviyim" deyince hıçkırıkları histerikleşti.
Hatta Kürtleri tanıdığını söyleyen sözde akıllı, bilgili, görgülü geçinen Türk, Kürt olduğumu öğrenince" "Haşa haşa siz Kürt olamazsınız." demez mi? İşte biz Kürtler böyle görüldük, böyle görülüyoruz. Başımıza efendi yapıp koysak bile, bizimle dalgasını geçerler. Kürt üzerine fıkralar anlatılır. Kürtler onları eğlendirir. İşte bizim meşhur "kardeşlik".
Türk ordusu 25 Nisan sabahı Rojeva ve Şengal'e çok sayıda uçakla sorti yapıyor. Düzinelerle Kürt katlediliyor. Kardeşler nerede? İstanbul, Ankara, İzmir'de bir hareketlilik gösterdiler mi? Bu barutu bitenler, devletine akıl veriyor, Kürtle de dalgasını geçiyor.
Aslında ağırlıklı olarak Türkler Kürtleri sevmez. Sadece kullanır, sonunda bir yere atarlar.
Burada hemen altını çizerek şunu vurgulamak isterim. Şüphesiz Türkler derken tümünü kastetmiyorum. Gerçek demokrat, yoldaş ve arkadaşlarımızı tenzih etmek isterim.
Bu hafta komunist olduğunu söyleyen bir partinin Dersim soykırımına bakış açısı sosyal medyada askıya kondu. 70.000 Dersimli kadın çocuk, yaşlı insanımız Kemalist ordu tarafından isyan falan etmedikleri halde gelişigüzel katledildi. TKP adındaki parti Kominter'e aşağıdaki raporu veriyor. Biz yaşlılar biliyorduk, ama genç kuşaklar özellikle okumalıdır.
"Dersim olaylarına ilişkin 8 Temmuz 1937 tarihinde imzasız olarak "gizli" damgasıyla Komintern (Komünist Enternasyonal) tarafından rapor hazırlanmıştı. TKP'nin önemli isimlerinden İsmail Bilen 1937 Temmuz'unda Rasim Davaz adıyla İsviçre'deki komünist yayın organı Rundschau'ya Dersim'le ilgili bir yazı yazmıştı. Bu yazı rapor olarak Rusya Toplumsal Siyasal Tarih Devlet Arşivi'nde (RGASPİ) saklandı ve Türkçe'ye çevrildi."
"Komünistlerin Dersim raporu, "İki ayı aşkın bir zamandan beri Ankara Hükümeti, Dersim bölgesindeki Kürt aşiretlerin yeni bir gerici ayaklanmasını bastırmakla uğraşıyor. Feodal unsurlar, Kemalist Parti tarafından gerçekleştirilen burjuva reformlarına rağmen, bugüne kadar ülkenin bu sapa bölgesinde barınmayı başarmışlardır. Bu bölgeye geçtiğimiz yıl Tunceli adı verilmişti. Dersim'in hâkim katmanları, yürürlükteki yasalara rağmen, yasadışı bir şekilde geleneksel ayrıcalıklarını ve önceliklerini koruyabilmişlerdir" açıklamasıyla başlıyor..."
Nazım Hikmet'in komşusu Kürtlere bakışı da sömürgeci anlayışı geçmemiştir. Dünya çapında ünlü bir şair, hem de komunist şair, yakınındaki Kürde yapılandan habersiz olamaz. Kürtler üzerine yazdığı bir şiirine rastladınız mı? Bugün TKP var mı, yok mu belli değil ama bu partiye gönül veren, kadrolar Kürtlere karşı özür dilediler mi? Erdoğan sözde bile olsa "Literatürde yeri varsa ..." dedi.
Kürt hareketi, geçmişte Kürde en çok zarar veren Türk sol hareketleri tabelasını indirince, bu unsurlara medyasında yer veriyor. Şüphesiz iyi niyetle yapıyor. Fakat kendilerine podyum verdikleri bu alanda "KUTO" ile konuşmalar galiba kimseyi incitmiyor. Kuto küçük, cahil bir Kürt, efendisi bilge, alıyor karşısına şöyle güzel bir ders veriyor.
KUTO bazı şeyleri doğru bilse de Türkçesiyle dalgasını geçiyor. Kemalist rejimin Kürtçe'ye yasak uygulamasını Türk sol parti ve gruplar legalleştirdi. Biz Kürtçe konuşurken "Vatandaş Türkçe konuş!" diyen yine bunlardı.
40-50 yıl TKP li olan Efendimiz Sayın yazarımız Kürtlerin alın teriyle emrine sunulan medyada Kürtlerle dalgasını geçiyor. Demek ki bu şahısta TKP zihniyeti hala yaşıyor. Bukadar da olmaz.