Barzani'nin Türkiye'ye gelişi ilk değil, galiba son da olmayacaktır.
Eskiden Türk pasaportu ile çıkabiliyordu. Şimdi bir türlü kuramadığı "Kürdistan Başkan'ı" namıyla Türkiye'ye gelip gidiyor. Kuramadı diyorum. Hatta kuramaz diyorum. Onlarca yıldır iktidarda ama ulus iktidarı değil hanedan iktidarı. Neredeyse insanın "Barzanistan"diyeceği geliyor. Ne ülkeye demokrasi, insan hakları getirebilmiş, ne doğru dürüst seçim, ne refah, ne eğitim. Neresinden bakarsan bak Güney Kürdistan'da bağımlılık ve perişanlık akıyor. Bunun birincil sorumlusu da Sayın Barzani'dir.
Sevgili Ahmet Kahraman Türkiye ve Kürdistan'ı en iyi tanıyan gazetecidir.
Son yazısında katırı bile yokken şimdi oğlu Ferrari ile dolaşıyor, şeklinde yazdı. Petrolün üzerinde oturan halk ise fakir mi fakir. Parasızlıktan üniversiteler kapanıyor, öğretmenler maaş alamıyor, parti yöneticileri milyonluk villalarda oturuyor. Korrupsiyon Kürdistan gelirinin karanlık kanallara akmasına neden oluyor. Ulusal ordu yerine Parti Peşmergesi paralı askeri tutuluyor.
Peşmergenin DAİŞ İslam faşizmine karşı verdiği üstün mücadele, yönetim bozukluğu nedeniyle dünyadaki yerini tam alamıyor. Her tarafı azılı düşmanla çevrili Kürdistan'da, Barzani'ye demokratik seküler bir devleti inşa etme olanağı varken ve hala da var, ama bir türlü kuramıyor. On yıllardır sadece hanedan, aşiret, yandaş destekli politika sürdürüldü. Damat ve yeğen Neçirvan İstanbul'da mağaza kapatıyor. Kimseden ses çıkmıyor.
Kürdistan, Türk firmalarına teslim edilmiş. Ses yok- Yarın Türkiye ambargo koysa, ben söylüyorum, bir gün onu da yapacaklar, Kürt halkı açlıktan kırılır.
Velhasıl "El Arap el harap" kültürü bizim Güney'de egemen. Oysa dünya Peşmergenin ve Gerilla'nın DAİŞ'e karşı savaşında Kürtlere büyük sempati duyuyor. Bu sempatiyi bile algılayamadılar.
Güney Kürtlerinden ABD ve Avrupa üniverstilerinden mezun, dünyaya entegre fevkalade iyi yetişmiş bilim, fikir adamı, akademisyen olduğu halde Barzani, bu insanları kendisine danışman almıyor olmalı ki, sadece Barzani ailesine ve kendisine biat edenlere güveniyor. Akademisyen partili olursa olanak veriliyor, bağımsız kalırsa görülmüyor.
Dönelim Türkiye'ye yaptığı son geziye. Şimdiye kadar Kürdistan Bayrağı açmak yoktu. Bayram değil seyran değil, eniştem niye öptü? Kuzey Kürdistan'ın on il ve ilçesini yerle yeksan yapan, bodruma sığınan insanımızı canlı canlı yakan sistem Kürde ve Kürdistan'a dost mu? Anadilini yasaklamış, bayrağına paçavra diyor. Barzani'ye "aşiret reisi, çapulcu başı" diyorlar, ne oldu da birden değişti ve Kürdistan Bayrağı astı? Şüphesiz bunda Türkiye'nin dış politikada düştüğü yalnızlık var. Hiç bir yerde tutunamayan Türkiye, çünkü Arap halkının Osmanlıdan ötürü Türke karşı tarihi kini var. Ayrıca dış politikası Cengiz Han benzeri hay huydur. Öbür yandan İran Şii müfrezeleri hem Suriye hem de Irak'ta nüfuz alanını genişletiyorlar. Türkiye; tarihi düşmanı Farsları bölgede dengelemek için dayandığı tek güç Barzani'dir. Tabii Barzani üzerinden Kürtlere sinyal verip referandumdan Reis için 'EVET' çıkarmak madalyonun diğer tarafıdır. Barzani de, Güney Kürdistan halkına bak bayrağımızı gönderene çektirdik, deyip koltuğuna oturacaktır. Hatta bağımsızlık ilan edeceğim diyerek halkı bir süre daha kandıracaktır.
Sayın Barzani'nin bu son gezisi hakkında ırkçı tekçi Türklerin yazdıkları ise açıkça kanıma dokundu. Bir Kürt olarak utandım. Gerçi kem söz sahibine aittir derler ama yazılanlar yenilir yutulur cinsten değil. Emin Çölaşan yazısına başlık atmış: "Bu adi herif yine Türkiye'de" Hemen altında şunlar
yazılıyor: "Türkiye Cumhuriyeti dün, önceki gün ne yazık ki kendi yarattığı acı bir olaya tanıklık etti. Bayrak direklerine Kürdistan paçavraları çekildi.
Niçin? Zira adına Barzani denilen alçak ve adi herif Türkiye'yi resmen ziyaret ediyordu." Devam ederek, "Haddini aşan bu iki paralık katil Türkiye'nin iç işlerine karışıyor, zırvalıyor, ahkam kesiyor. Kendisine dur bakalım lan, sen kimsin, diyen yok." diye yazıyor.
Kürt düşmanlığında Yılmaz Özdil geri mi durur? O da Erdoğan'ın söylediklerinden dem vuruyor. "Barzani muhatabım değil, haddini aştı, söylediği lafların altında ezilir. Bizim kim olduğumuzu tarih iyi biliyor. Biz aşiret değiliz." Abdullah Gül ABD'ye telefon etmiş, "Susturun şu adamı yoksa biz sustururuz." Bülent Arınç; "Verdiğimiz ekmek hala Barzani'nin kursağında, uyarıyorum perişan olur."
Doğu Perinçek, "İkinci İsrail bayrağına hayır" başlıklı hezeyanlarını dökmüş.
Alevi olan Kürt düşmanı Fikret Bila Hürriyet'te Kürdistan Bayrağı'na karşı.
Peki defakto koalisyon ortağı MHP lideri Bahçeli ne diyor? Ne diyecek? Kuzey Kürdüne Kırk satır gösteren, bir bardak suda boğmak isteyen, Barzani'ye dostluk mu gösterecek? Kürde düşmanlık, AKP ve MHP'nin ortak stratejik politikasıdır.
Barzani bütün bunları bilmiyor diyemeyiz. Şüphesiz biliyordur. Buna rağmen akrebi neden koynuna alıyor?
Türkiye'ye orada burada üs vermek, hatta Şengal'e sokmak, Rojava'yı karıştırmak kime yarar? Türkiye 1974 yılında Kıbrıs'a girdi, çıktı mı? Bir gün gelecek, buralar bizim toprağımız diyecek Türkler. Kendisini ahtapotun kollarına bırakan Barzani bu gidişle ülkesinden de olacak. Onun için derim ki, Arap, Türk, Fars halklarının zulmünden kurtulmanın tek yolu, demokratik, seküler, dünyaya entegre Kürdistan ulus devletinden geçer. Barzani bunu yaparsa adını ebedileştirir. Kendisini Türkiye'nin kollarına bırakırsa, utancımız olur.
Haydar Işık
www.facebook.com/haydar.isik2
https://twitter.com/