AKP ve Tayyip Erdoğan iktidarı 7 Haziran 2015 Genel seçimlerinde tek başına iktidar olamamış ve koalisyon kuramamıştı. O seçimin kazananın gerçekten de Türkiye halkları olmuştu. İlk kez Türkiye meclisi yeni ve demokratik bir anayasa yapma bileşenine sahip olmuştu. En azından büyük bir şans vardı. Toplum her şeyi tartışabiliyordu. Ayrıca AKP’nin IŞİD ile ittifak halindeki provokasyonları olmasaydı kimsenin canı da yanmayacaktı. Ama Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı yanlarına MHP’yi ve Ergenekoncu ulusalcıları da alıp darbe ve hilelerle 1 Kasım 2015 Erken seçimine gittiler. Malum sonuç ortaya çıktı. Ama herkes bu seçim sonucunun yalan hile ve ölümler üzerinden alındığını iyi biiyor.
Çünkü AKP 7 Haziran’da iktidardan düşmüştü. Hatta daha öncesinden 6-7 Ekim 2014 Kobanê serhildanlarında da, 2013 yılı Mayıs ve Haziran’daki Gezi Direnişinde de AKP yenilmişti. Yani AKP hem sandıkta hem sokakta yenilmiş bir partidir. Darbe, baskı zor ve hile ile iktidarda kendisini tutan ve bunun için de kan dökmekten çekinmeyen bir faşist iktidar olmuştur. Ama AKP şimdi de kendisini iktidarda tutmak için yeni hile ve oyunlara başvuruyor. Tayyip Erdoğan’a başkanlık için referanduma gidiliyor. Referandum öncesi AKP ve Tayyip Erdoğan öyle çok korkuyor ki, bu nedenle de bütün muhalifler üzerinde baskı, tutuklama, infaz, sindirme gibi politikalar uygulamaktadır. Yalnız AKP ve Tayyip Erdoğan ve MHP kendisine güvenmiyor, korkuyor ve öyle ya da böyle kaybedeceklerini biliyorlar.
İşte Türkiye toplumsal muhalefeti, demokrasi güçleri, Aleviler, Kürtler, sosyal demokratlar, devrimciler, laikler, demokratik İslami çevreler, gençler, öğrenciler, kadın örgütleri, esnaflar, akademisyenler, gazeteciler ve bütün toplum bileşenleri AKP ve Tayyip Erdoğan’ın yalan ve baskı politikaları altında yaşamak zorunda olmadığını gösterebilirler. Hem sandıkta hem de sokakta AKP ve Tayyip Erdoğan faşizminin yenileceğini bir kez daha ortaya koyabilirler. Bunun için çok fazla bir şey yapmaya bile gerek yok. Yan yana durmak, birikte sokaklarda mücadale etmek başarı için yeterlidir.
Erdoğan ve ekibinin diktatörlük için savaşta ısrar ettiğini, ekonomik krizi derinleştirip toplumu sindirdiğini, yalan haberlerle gerçekleri gizlediğini, Erdoğan’ın hırsız ve katil olduğunu topluma birebir anlatınca toplumun büyük bölümü AKP ve Tayyip Erdoğan’a HAYIR diyecektir. Yeter ki bunu yaratıcı ve örgütlü bir şekilde yapan örgütlenmeler ortaya çıksın.
Bakın siyasi partiler, örgütlü yapılar daha kampanyalarını resmi başlatmadan toplumun her kesiminden HAYIR cephesi kendiliğinden örgütlendi. Yaratıcı, sempatik, güleryüzlü ama faşizmden hesap soracak kadar da radikal bir kampanya başladı.
Toplumu etkiledi. AKP ve MHP faşist blokunu korkuttu. Gezi direnişinin kitleselliğinde bir muhalefet olduğunu, Kobanê serhildanları kadar da etkili olabileceğini gösteren bir direniş potansiyeli var. Bunun iyi görülmesi lazım.
AKP hile ve yalanla istediğini alsa yıkılmaktan, yenilmekten kurtulamayacaktır. Çünkü güçlü olan toplumdur halklardır. Ve u güç kendisini faşizme karşı direnişte kendisini ortaya koyacaktır.