Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında AKP’nin sağlık politikası alanında yaptığı çalışmaları anlatırken ilginç ötesi bir örnek verdi. Aslında ne durumda olduklarını ifşa etmiş oldu.
Binali Yıldırım, “Geçenlerde biri anlattı. Bayramda vatandaşlar acil servislere gitmişler. Ancak tedavi olmak için değil, kız bakmaya… Hastanelerimiz o kadar şirin hale geldi ki, oğlunu, kızını evlendirmek için, yuvalar kurmak için hastanelere gidiyorlar. Acil servis tedavi değil, yuva kurmak için hizmet veriyor. İşte geldiğimiz nokta bu…” dedi.
Binali Yıldırım’ın dediğine göre hastaneler hastaları muayene eden, hastaların sağlık sorunlarını çözen bir yer olmaktan çıkıp çöpçatan merkezi olmuş.
Başbakan, “Sağlıkta devrim yaptık. Şehir hastanelerini hızla kuruyoruz. Hastaneleriyle, otelleriyle bu hastaneler adeta içinde hastane olan küçük şehirler gibi...” diyerek konuşmasına devam ediyor.
Doğru, hızla hastaneler kuruluyor ama Yıldırım’ın bahsettiği bu hastaneler, bırakın yoksul halkın, orta düzey geçimini sağlayan bir insanın bile yararlanamayacağı hastaneler. En sıradan bir ameliyatın açılışı 10.000 TL’den aşağı değil. Rant merkezi haline gelmiş, kazayla bu hastanelere düşersiniz elinizde, avucunuzda ne var ne yok, hiç acımadan alıyorlar.
Başbakan, “Artık özel hastaneler dahil, acil ve yoğun bakım gereken hastalardan ücret alınmıyor” diyor. Külliyen yalan. Adı üstünde acil servis, hastalar acil durumlarda başvurur. Bulunduğunuz yere en yakın özel hastanenin acil servisine gidin, istediğiniz kadar ağrıdan kıvranın, müdahaleden önce hemen size bir form doldurturlar. Hastaya uygulanan tedavi bitince de oldukça yüklü bir fatura önünüze koyulur, bedava diye bir şey yok…
Yoğun bakımlar da öyle. Doğru, prosedürde yoğun bakımlar ücretsiz ama yoğun bakımda yatması gereken bir hastanız varsa hiçbir yoğun bakım ünitesinde yer bulamazsınız, hepsi doludur. Bu yüzden insanlar varsa eğer evlerini, arsalarını satar, öyle yoğun bakıma yatırırlar. Eğer paraları yoksa zaten ölüme mahkumdurlar.
Belli ki Başbakan da Erdoğan’ın izini sürüyor. Zihniyetleri sorunlu. Tek dertleri milletin kaç çocuk doğuracağından tutun, kadınların kürtaj hakkına kadar müdahale etmek. Bir önceki Başbakan Davutoğlu’da, “bekarlara eş bulacağız” dememiş miydi? Neredeyse bütün televizyon kanallarında yayınlanan izdivaç programlarını acil servis önüne çekecekler. Bence bıraksınlar siyaseti, izdivaç programlarını sunsunlar.
Düşünsenize, acil servis önünde görevlilerin, “evlenmek için gelenler kenara çekilsin, öncelik hastaların. Ya da tam tersi “hastalar beklesin önceliğimiz bir an önce izdivaç için gelenlere müdahale etmek.” Şaka gibi biliyorum ama bir ülkenin başbakanı bunu derse, yurdum insanı da hiç eksik kalmaz.
Belli ki Başbakan bilmiyor, sormamış, öğrenmemiş. Acil servise yığılan insanların evlenmek için gittiğini sanıyor, kafası sadece ona basıyor. Adamın fikri neyse, zikri de odur misali, biz söyleyelim.
Son 14 yılda hastaneye giden insan sayısı 8 kat arttı. Gittikçe hastalanan bir toplum haline gelindi. Hastanede tedavi olamadıkları ve birkaç doktor değiştirdikleri için hasta sayısı artıyor. Devlet hastanelerinde ölüm oranı yüzde 40 arttı. Acil servislere başvuran insan sayısı 140 milyon. Bu ülkenin nüfusundan fazla, dünyada böyle bir örnek yok.
En fazla psikiyatri ilaçları satılıyor. Toplumun ruh sağlığı gün geçtikçe bozuluyor. Pedofili, ensest ilişki ve cinsel taciz vakalarının arttığını, kamuoyuna yansıyan haliyle çokça görmeye başladık. İntihar olaylarında hızla artış var.
TÜİK verileri, Türkiye’de bebek ölüm hızının doğumda binde 10,8 olduğunu, yine özel hastane sayısının kamudan fazla olduğunu söylüyor.
Velhasıl, Binali Yıldırım’ın “geldiğimiz nokta bu” deyip övündüğü mesele, AKP’nin bugüne kadar yürüttüğü politikalarla kadını meta olarak gördüklerinin resmi ağızdan bir kez daha ilanıdır.