“One Minute”dan diz çöküşe.

'İzvinite' (Извините) yada 'One Minute Şovu’nun çöküşü..

Erdoğan'ın Rusya'dan özrü, İsrail ile ilişkilerin düzeltilmeye çalışıldığı döneme denk geldi.

Her iki hamle de Türkiye'nin hem içeride hemde dışarıda sıkışmasıyla bağlantılıdır.  

Diğer yandan “Ermeni soykırımı” yasa tasarısının Federal Meclis’te kabul edilmesinin ardından, Almanya’dan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kızdıracak ve tartışma yaratacak yeni bir hamle geldi.

Oysa Erdoğan, 25 Kasım 2015'te CNN International'a konuşmuş ve "Rusya'dan özür dilemeyeceğiz. Hava sahamızı ihlal edenler bizden özür dilemeli" demişti.

Başlıktaki bu deyim ('İzvinite - Извините) , Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Türk F16'larının düşürdüğü Rus Su-24 uçağının pilotunun ölümü için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den özür dilediği  mektuptan. 

'İzvinite' (Извините)  Rusçadan Türkçeye çevrildiğinde ise  'Özür dilerim' ya da 'Beni affedin, Af dilerim' anlamına gelmektedir.

Aynı Erdoğan, Selahattin Demirtaş’ın Moskova ziyareti esnasında, ‘Vatann haini, can düşmanımızı ziyaret ederek bizi arkadan hançerliyorlar’ diye belirtmişti.

Demirtaş ise konuyla ilgili olarak, “Ben Moskova’ya gittiğim için hain ilan edildim. Şimdi kimmiş vatanı satan gördük. Bir mektupla Putin’den af istiyor” dedi.

Bir başka deyimle Erdoğan'ın gerek Rusya’dan özür diyelip ‘Af edin’ demesi ve hemde 'One Minute Şovu’nun sonuna gelinmesi şle birlikte yenilgiside başlamıştır.

Rusya'dan özür dileyip İsrail ile ilşkileri düzeltme yoluna giden Erdoğan, bir kez daha İsraili bir ‘otorite’ olarak kabul ederek biat etmiştir.

Erdoğan tarafından dile geirilen 'One Minute’nin bir şow olduğu ve şimdilerde bu Şovu’nun sonuna gelindiği görülmektedir..

Diğer yandan İlişkilerin normalleşmesi en çok İsrail’e taşımacılık yapan Tayyip Erdoğan’ın oğulları Bilal ve Burak’a yarıyacak.

Çünkü ‘One Minute’ şovundan sonra arada esen soğuk rüzgarlara rağmen İsrail ile Türkiye arasındaki ticaret, hiçbir dönemde olmayan bir biçimde artmıştı.

Bu artıştan, İsrail’e deniz taşımacılığı faaliyetlerini büyük bir hızla sürdüren Tayyip Erdoğan’ın oğulları Bilal ve Burak da nemalanmıştı.

Bu anlaşma ile özellikle Gazze’ye gönderilecek yardım ve sair emtia taşımacılığında aslan payının yine Bilal ve Burak kardeşler tarafından alınmasına kesin gözle bakılıyor.

Sahi, birisi, “Ben görevde olduğum sürece İsrail’le ilişkilerin normalleşmesi mümkün değil” diyordu…

RTE yarın öbür gün çıkıpta;

''Gazze demedim,

Gebze dedim.

Van Münüt demedim,

İsmail Türüt  dedim.

Katil İsrail demedim,

Katil İsmail dedim'' derse kimse şaşırmasın..

O halde ne oldu da “One Minute”dan diz çöküşe gelindi?

Ülkede bütün ‘sözde’ muhalifleri tek tek ezerek yok eden yada kendine bağlayan Erdoğan-AKP iktidarı bir tek Kürt direnişi karşısında üstünlük sağlayamadı..

Acaba Erdoğan, bu ‘yeni’ hamleler ile Kürde karşı yeni ve kirli bir ittifakmı geliştirmek istiyor?

Ancak Erdoğanın (her şeye rağmen) hesabını iyi yapamadığı ve bundan ötürüde sonunu hazırlayan bir realite var.

Kürt halkının görkemli direnişi Türkiye ve Kürdistan sınırlarını çoktan aşmış ve uluslararası ve ‘çok’ önemli bir pozisyona gelmiştir..

Ne Erdoğanın TC’si, ne Rusya, ne İsrail yada bir başka güç, bu saatten sonra Kürtleri görmezden gelerek ortadoğuda siyaset yapamaz, var olamaz..

Yeterki dört parçanın Kürtleri 'Özgür Kürdistan' için tek (yek) vücud olabilsin..!!

28 Haziran 2016