Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Seyid Rıza’nın kırk lirası ve saati! / Erdoğan Yalgın

Seyid Rıza’nın kırk lirası ve saati! / Erdoğan Yalgın

23 Haziran 2016, 10:42

“Biz sandık ki bu zalimler bizi Kerbela’ya götürecekler, meğerse Kerbela’yı buraya getirmişler!“

Seyid Rıza’nın söylediği bazı sözler, oldukça önemlidir. Fakat bu sözlerin üzerinde, maalesef detaylıca durulmamaktadır! Örneğin Ankara için; “Biz sandık ki bu zalimler bizi Kerbela’ya götürecekler, meğerse Kerbela’yı buraya getirmişler!“ Yine idam gecesi M. Kemal ile görüşmesinde; “Ben senin yalanlarınla, hilelerinle baş edemedim bu bana dert oldu. Ben de senin önünde diz çökmedim ya bu da sana dert olsun!“ sözleri, sıradan söylenmiş sözler değildir. Fakat bununla birlikte Seyid Rıza, kendi yoldaşlarına, taliplerine, toplumuna da bazı mesajlar vermiştir. 

İhsan Sabri Çağlayangil, Seyid Rıza’ya ilişkin kendi anılarında; idam gecesini anlatırken şunlar yazar: “Savcı namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi! Son sözünü sorduk. “Kırk liram ve kol saatim var. Oğluma verirsiniz!” dedi. Bu sırada Fındık Hafız asılıyordu. Asarken iki kez ip koptu...” Burada, Seyid Rıza’nın; “Kırk liram ve kol saatim var. Oğluma verirsiniz!” sözü; Dersim Soykırımı bağlamında şu güne kadar yürütülen tartışmalar içinde, henüz çözümlemesi yapılmamış, önemsenmesi gereken bir sözdür. Aslında Seyid Rıza’nın bu son sözü, aynı zamanda bir nasihat olup, günümüzde kanaat önderliği yapan kitle örgütlerinin temsilcilerine söylenmiş batıni bir mesajdır. 

Seyid Rıza’nın kırk lirası; toplumsal hizmetlere sunulmak için oluşturulan örgütsel havuzlarda toplanan maddi değerlere işaret etmektedir. Kol saati ise yitip giden zamana işaret etmektedir. Örgütsel oluşumlarda iki önemli unsur, önplana çıkmaktadır. Bu alanda; “maddi değer ve zaman” çok önemlidir. İşte Seyid Rıza; idama giderken, bu mühim iki değere vurgu yapmıştır. Özü itibariyle demiştir ki; maddi değerlerinizi birleştirin! Halkınızın, toplumuzun gelecekteki özgürlüğü için, zamanın şartlarına göre harcayın! Zamanınızı, enerjinizi bölünüp-parçalanarak boş yere heba etmeyin! Birlik olun! Gücünüze güç katın! Bu nasihat karşısında hareket etmek için bir araya gelen örgütlü yapılar, elbette başarılı işlere imza atarlar. Bunun ilk somut örneği, geçtiğimiz günlerde hayata geçirilmedi mi?

Bilindiği üzere Avrupa’da; Almanya merkezli her yıl geleneksel hale getirilen “Dersim Kültür Festivali“, 10/11 Haziran 2016 tarihleri arasında Frankfurt’ta gerçekleştirildi. Yüksek katılımla sonuçlanan bu Festivali, Dersimli demokratik kitle örgütleri organize ettiler. Örgütlerin bir araya gelip birlik dayanışması sergilemeleri, kitle üzerindeki karşılığını buldu. Festival alanı, Desimliler ve yoldaşlarıyla doldu. Temelde, birliğin gerçekleşmesinde ve Festivalin vücuda getirilmesinde şu örgütlü yapılar yer aldılar: 

“Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), ADEF, Dersimi Yeniden İnşa Cemiyeti, Kurmeş Derneği, Dersim 1938 Soykırım Karşıtı Derneği, Ovacıklılar Derneği ve Dersim Spor, Demokratik Güçbirliği, ABDEM Birleşenleri ve Hochtaunus AKM. Aylar öncesinde, Festival çalışmalarını üstlenen tabandaki komiteler, örgütlü yapıların tavanına bölgesel istek ve önerileri taşıdılar. Büyük bir özveriyle biraraya gelen kanaat önderleri, kendi alanlarında aslında örgütlü bir sinerjiyi açığa çıkardılar.

Toplumsal başarının bir tek sırrı var. O da, örgütlü yapıların biraraya gelerek ortak karar mekanizmalarını devreye sokmalarından geçer. 8. Avrupa Dersim Kültür Festivali’nde örgütlü karar mekanizmaları devreye sokulduğundan ötürü, toplumsal bütünlükte büyük bir başarı elde edildi. Gelinen noktada, ırkçı-mezhepçi bir iktidar karşısında, çok parçalı örgütlü yapıların “az olsun benim olsun!“ mantığında artık ısrar etmemeleri gerekmektedir. Avrupa Dersim Kültür Festivali’nin organizesi dışında kalan diğer irili-ufaklı örgütlü yapıların, bu noktadan sonra kendi politikalarını, tekrar gözden geçirmeleri mecburidir. Aksi halde güç birliği etrafında birleşecek olan kitle tabanı, sözkonusu halka dışında kalan bu örgütlerin temsilcilerini yalnızlığa terkedip, siyaset dışına itecekleri görülmelidir. Kitle tabanının, bundan böyle birlik ve beraberliğe güç vermesi, buna karşın oyun bozanlık yapan yapılara ise asla meyil vermemeleri gerekmektedir. Aksi halde Seyid Rıza’nın “Kırk lirası ve saati“ne sahip çıkmak imkansızlaşır! Dolayısıyla düşman güçlerin, mazlum halklar üzerindeki yetkinlikleri artar. 

Bu haber 660 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..