AP'deki oturumda konuşan AB Komisyonu'ndan Hahn, "Türkiye’nin Güneydoğu'sundaki durum endişe verici. Bu kadar büyük sayıda milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırmasını da endişe ile karşılıyoruz" dedi. AP üyeleri de Erdoğan'ın bir diktatör olduğunu belirterek, uygulamalarının engellenmesini istedi. Oturumda, Kürtlerle ve HDP ile dayanışma çağrıları yapıldı.
Avrupa Parlamentosu'nda (AP), "Türkiye’de dokunulmazlıkların kaldırılması ve bunun etkileri" üzerine bir oturum düzenlendi.
AB Komisyonu Genişleme Komiseri Johannes Hahn, oturumdaki konuşmasında şunları belirtti:
"Türkiye’nin Güneydoğu'sundaki durum endişe verici. TBMM’nin bu kadar büyük sayıda milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırmasını endişe ile karşılıyoruz. Fakat eğer kaldırılacak ise de uygulamada ayrımcılık yapılmamalı. Hukuk devleti ilkelerine uyulması lazım. Türkiye’nin uyması gereken kriterleri var. Ben de Türkiye'deki gidişatı çoğunuz gibi olumsuz görüyorum. Gidişatın düzelmesi için Türkiye bir şeyler yapmalı. AB’nin demokratik kriterleri var. 'Türk tarzı demokrasi' diye bir şey olamaz, yok!
Erdoğan’dan korkacak değiliz. Ortada bir komşu ile müzakerlerimiz ve tartışmamız var. İnsan hakları ve demokrasinin geliştirilmesi için beklentimiz, Türkiye’de uyum yasalarının uygulanmasıdır."
AP ÜYELERİ: ERDOĞAN DİKTATÖR; HDP'YE SAHİP ÇIKALIM
Oturumda söz alan AP üyeleri ve açıklamaları ise şöyle:
Cristian Dan Preda (PPE): "Bu kadar parlamenterin dokunulmazlığının kaldırılmasını, hem de bunun çoğunun Kürt vekillere karşı olmasını biz grup olarak şüphe ve endişe ile karşılıyoruz."
Kati Piri: "Malesef şiddet tırmanıyor. Kürt sorununda kalıcı bir çözüm bulma zamanı gelmiştir. Bu hem Kürtlerin hem de Türk halkının yararınadır. HDP hata yapmış olabilir ama siz muhalefet yapıyorlar diye dokunulmazlığı kaldıramazsınız. Eğer kan deryasına son verilmek istiyorsak bu sorunun kökten ve kalıcı olarak çözüme kavuşması gerek. Müzakerelerin başlaması lazım."
Mark Demesmarker: "Türk rejimi bir provokasyon rejimidir."
Alexander Lamsdorf: "Bu kadar parlamenterinn dokunulmazlığının kaldırılması antidemokratiktir. Bu var olan politik istikrarı da yok eder. Kürt meselesi çok vahim bir merhaleye geldi. HDP'ye karşı bir grişim söz konusu. Türkiye’de özgür ve tarafsız yargı yoktur. Taksim'de, basın sahasında gördük ki artık özgür ve tarafsız yargı bitti."
Zimmer: "HDP’ye karşı dokunulmazlık seçimlerde elde ettiği başarı sonrası bizzat Erdoğan’dan geldi. Türkiye’de korku üzerine inşa edilen bir rejim var."
Bodel Valero: "Meşaj şu, 'Türk meclisinde barajları aşmayacaksınız, aşarsanız bu tehlikeli bir iş olabilir.' HDP’nin maruz kaldığı asında bu durumu teyit ediyor."
Fabio Kastaldo: "Türkiye’de oy kullanmanın artık hiç önemi yok! HDP’ye yapılan, Kürtlere yapılanlar bunu gösteriyor."
Eleftherios Synadinos: "Türkler Orta Asya'da at koştururken Kürtler bu topraklardaydı. Kürtlerin başını ezip kesmeyi amaçlıyorlar."
Renata Sommer: "Erdoğan Kürt muhalefetini ezerek başkan olmak, daha fazla oy toplamak istiyor. Türkiye ile üyelik imkansızdır. HDP’ye karşı saldırıya sessiz kalamayız. Nusaybin gibi şehirler toplar ile yıkılıyor. Bunu kabul edemeyiz. Erdoğan Kürtleri baskı ile yok etmek, HDP’yi baskı ile susturmak, basını susturmak istiyor. Kendi başbakanını dahi atıyor. AB komisyonu ise halen endişelerden söz ediyor. Bu sesizlik daha ne kadar!"
Maretje Schaake: "HDP’nin Meclis'te Kürtleri temsil etmesi ve bunun devam etmesi gerekiyor. AB’nin de artık güvenirliğini muhafaza etmesi için tavır koyması gerekiyor."
Ska Keller: "Dokunulmazlık asıl Kürt muhalefetini hedefliyor. Tabii ki HDP sadece Kürtlerin değil, fakat iktidar bunları muhalefet olarak değil, 'öteki' olarak görüyor. Şehirler yakılıyor yıkılıyor, bu terörizme karşı mücadele değil. Biz AB olarak tutumumuz ile Erdoğan'a güç veriyoruz; palazlandırıyoruz."
Karvin-Mikke: "Hitler de Erdoğan’ın yaptığı gibi aynen böyle yaptı; sonuç ortada..."
AP Dış İlişkiler Komisyonu Elmor Brok’un yerine konuşan Alman üye: "Ne Putin ne Erdoğan takip edilecek kişiler."
Josef Weidenholzer: "HDP hata da yapabilir fakat HDP ve Demirtaş, şüphe götürmez bir şekilde demokrattır ve politik çözüm istiyorlar. Bunlara sonuna kadar destek olmalıyız."
Vergiat: "Erdoğan diktatoryal bir sapkınlık içinde, buna müsamaha edemeyiz. Her AP üyesi bir HDP’li vekili 'kardeş' ilan edip her koşul altında sahiplenmeli."
Ernst Maragal: "Bundan tam bir yıl önce Kürtler çok önemli bir grup olarak ve büyük bir umut ile Meclis'e girdiler. Şimdi ise bu ümit beklentisi tam tersine bir iktidardan gelen saldırıya dönüştü."
Georgious Epitideios: "Hey AB! Siz direksiyonu Erdoğan'a kaptırmışsınız! Şimdi ise freni gevşet, diye rica ediyorsunuz. Erdoğan Türk diktatörü!"
Elana Valenciano: "Erdoğan çok otoriter bir sapma içinde. Türkiye barışı ve demokrasiyi inşa etmeli. Yoksa AB’yi yanında bulamaz! Erdoğan'ın da bütün diktatörler gibi düşmanlara ihtiyacı var. Düşman olarak buldukları ise Kürtlerdir, HDP’dir. Erdoğan Kürt azınlığa karşı bir savaş veriyor."
Ulrike Lnacek: "Erdoğan tam da 7 Haziran'da çoğunluğu Meclis'te kaybettiği günün yıl döümünde, yani 7 Haziran'da öç almak istiyor. Zira Erdoğan sembolleri çok seven biri. HDP’yi hedef almış durumda."
Josu Juaristi Abaunz: "Erdoğan sadece HDP’ye değil, kırıntıların kaldığı Türk demokrasisini de hedef almış durumda! Kürt halkını hedef almış durumda. Buna 'yeter artık' demeliyiz."
Ana Gomes: "Türkiye’nin yaptıkları ile dün İstanbul'da yapılan saldırılar ilintilidir. Bu mesele çatışma ile değil ancak konuşarak ve müzakere edilerek çözülür."
Martina Michels: "AB artık söz söylemeyi bırakıp etkili önlemler alsın!"
Nikos Anroulakis: "Erdoğan'ın engisizyon uygulamlarına karşı dayanışma çağrısı yapıyorum."
Sofia Sakorafa: "AB Ortadoğu ve bölge politikasını yeniden gözden geçirmeli."
Brando Benifei: "Erdoğan dokunulmazlık ile azınlık bir halkın, bir toplumun temsiliyet hakkına tam bir saldırı içinde. Türkiye bir otoriterlik yolu izliyor. HDP, dokunulmazlık, hukuk devleti, basının durumu vs. için AB Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirmeli."
ANF