Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milli Güvenlik Kurulu’nun uygulamalarının açığa çıkarılması ve MGK’nın lağevdilmesi için Meclis araştırma önergesi verdi.
HDP Grup Başkanvekilleri Çağlar Demirel ve İdris Baluken imzasıyla verilen araştırma önergesinde, MGK’nın dönemsel yapılanmalara sahip bir yapı olarak varlığını sürdürdüğü hatırlatılarak şunlar ifade edildi:
“MGK bugünkü hali ilk olarak 1960 darbesi sonrası yapılan Anayasa ile belirmiştir. Bilinmektedir ki, bu darbe ile Türkiye’de Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşları idam edilmiştir.
“MGK kararlar doğrultusunda Kürt halkına büyük baskılar uygulanmıştır. Bir coğrafya ve tarih aralığında ‘özel savaş konsepti’ uygulamaları MGK’nın dâhilinde gerçekleştirilmiştir.
“MGK’nın Türkiye’de yaşanan çatışmalı süreci isyan diye nitelediği ve bu kapsamda bir strateji geliştirdiği TBMM’de kurulan Toplumsal Barış Komisyonuna gelen uzmanlarca da dile getirilmiştir. Bu şekilde tanımlanan Kürt Sorununun çözümüne yönelik ortaya konan yaklaşımlar da şiddet sarmalının esasa alınması kapsamında olmuştur.
“Ki o dönem insan haklarına aykırı, yaşam hakkını ihlal eden ve verili yasaların bile ihlal edilerek oluşturulan olağanüstü halin, sürekli ve hâkim kılındığı coğrafyada yaşananlar da günümüzde deklare edilen itiraflarla açığa çıkmaktadır.
“MGK ve etrafında dönen tartışmalarla ilgili tüm anlatının 1990’lı yıllar çerçevesinden yapılması kısmen eksiklik kısmen de yanılsama getirecektir. Çünkü MGK, 2016 yılı itibariyle de Türkiye’de siyaseti dizayn etmeye çalışmakta, ülkenin gerçek gündemlerine dair siyaset kurumunu ve halk iradesini by pass eden yaklaşımlara girmektedir.
“Bu kapsamda, 2016 yılının Mayıs ayında gerçekleştirilen MGK sonrası yapılan açıklamada halklarımızın iradesi ile TBMM’ye gelmiş partimiz hakkında yapılan açıklamalar bir yandan anti demokratik bir kurum olan MGK’nin haddi ve hakkı değil, diğer yandan anti demokratik bir kurum olan MGK’nın demokratik siyaseti dizayn etme çabası olarak belirmiştir.”
“Gerek kanunlar gerekse de uygulamadaki varlığı ile MGK, tümüyle anti demokratiktir. Dolayısıyla bu kurumun yarattığı mağduriyetlerin belirlenmesi, onarılması ve kurumun anti demokratikliğinin tespit edilerek gereğinin yapılması demokratik bir ülkenin gerçekleştirilmesi için elzemdir.”