HABER MERKEZİ - AKP'nin Kürt halkına karşı devreye koyduğu topyekun savaş konseptinde gerçekleri karartmak için özgür basın üzerindeki engelleri ve saldırıları boyutlandırdı. Basın özgürlüğünde dünyada birçok ülkenin gerisinde bulunan Türkiye'de neredeyse her gün bir gazeteci haber takibinde gözaltına alınıp, sorgulanıyor ve tutuklanıyor. En son ölümle tehdit edilen ve dün Van'da gözaltına alınan DİHA Gever muhabiri Nedim Türfent ile Colemêrg muhabiri Şermin Soydan tutuklandı. JİTEM'in twitter hesaplarında defalarca ölümle tehdit edilen Türfent, Wan'da gözaltına alınmasına rağmen savcılık talimatı ile Gever'e götürülerek kendisini tehdit eden birime teslim edildi. Daha önce de DİHA muhabiri Nedim Oruç kamuoyu baskısı sonucu infazdan kurtulurken, aynı durum bu kez Türfent için devreye konuldu.
Tutuklu 14 gazeteciden 11'i DİHA muhabiri
Temmuz 2015'ten bu yana DİHA'ya yönelik yürütülen saldırılar artarak devam ediyor. Şu ana kadar 11 DİHA muhabiri habercilik faaliyetlerinden dolayı tutuklu bulunurken, birçok DİHA muhabiri hakkında da yaptıkları haberlerden dolayı soruşturma ve dava konusu oldu. Özgür Gazeteciler Cemiyeti'nin Kürdistan ve Türkiye'de gazetecilere yönelik açıklamış olduğu raporda, son 3 ayda çoğunluğu DİHA muhabirleri olmak üzere özgür basın çalışanlarına yönelik 70 gözaltı, 14 tutuklama, 8 fiziki saldırı, 7 işten atma ve 136 soruşturma açıldığını duyurmuştu.
Son dönemlerde tutuklanan DİHA muhabirlerinin bilgileri şöyle:
Nuri Akman: Malatya'da yürütülen bir soruşturma kapsamında Malatya Cumhuriyet Savcılığı'na giderek, ifade verdikten sonra tutuklandı. Akman'ın tutuklanmasına gerekçe olarak ise gittiği Kobanê'de yaptığı haberler, çektiği fotoğraflar ve sosyal medya paylaşımları gösterildi. Akman, Şırnak'ın Cizre ilçesindeki ilk kuşatma döneminde birkaç kez özel hareket polislerinin hedef alıp ateş açarak, tehdit etmesine rağmen uzun süre zor koşullar altında haber aktarmaya devam etti.
Nedim Oruç: Silopi'de polislerce işkence edildikten sonra zırhlı araçla kaçırılan ve gözaltında olduğu inkar edilmesi kamuoyu baskısı sonrası Silopi Emniyet Müdürlüğü'nde tutulduğu kabul edildi. Oruç'un kamera kayıtları ve haberleri tutuklamaya gerekçe gösterildi. 5 Ocak Salı günü gözaltına alınan Oruç, çıkarıldığı mahkemede, "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla tutuklandı. Oruç'un tutuklandığı dönemde Silopi'de abluka ve kuşatma 20'inci gününe girerken, halkın haber alma ilkesiyle zor koşullar altında gazetecilik faaliyetini sürdürüyordu. Gözaltında olduğu reddedilen Oruç, kamuoyunun baskısı sonucu infazdan kurtuldu.
Nazım Daştan: Rojava yanı sıra kuşatma altındaki Silopi'ye giderek haber yapan DİHA muhabiri Daştan 10 Şubat Çarşamba günü gözaltına alındı. Ertesi gün savcılığa çıkartılan Daştan, savcılık ifadesinin ardından tutuklanma talebiyle Antep 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. Mahkeme, Daştan'ın Facebook'ta paylaştığı haberleri gerekçe gösterilerek "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla tutuklanma kararı verdi. Daştan, tutuklanmadan önce DAİŞ çetelerinin Türkiye ile olan ilişkilerini birçok kez belgelerle ortaya çıkarmıştı. Yine Türk askerlerinin DAİŞ üyeleriyle sınır hattında samimi bir şekilde görüştüğü görüntülerine de Daştan ulaşılmıştı. Söz konusu görüntüler, Türkiye'nin DAİŞ ile ilişkisinin resmi olarak kamuoyunda gündem olmuştu.
Feyyaz İmrak: Antalya'da 11 Şubat Perşembe günü yapılan eş zamanlı operasyonlarda gözaltına alınan 11'i çocuk 28 kişi arasında bulunan DİHA muhabiri İmrak, daha sonra sevk edildiği mahkemede "örgüt üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklandı. İrmak'ın tutuklanma gerekçeleri arasında haber takibi için izlediği basın açıklamaları dahi yer aldı.
Mazlum Dolan: Diyarbakır'ın Sur ilçesinde günlerce süren kuşatma ve saldırılarılar altında 84 gün boyunca "yasaklı" mahallelerde bombardıman altında haber yaptı. Yaşanılanları anı anına kamuoyuna duyurmaya çalışan Dolan, 200'e yakın kişiyle mahsur kaldığı bölge günlerce bombaların hedefi oldu. Gazeteci örgütleri ve insan hakları savunucularının konuyu yakından takip etmeleri ve birçok yerde Dolan için kampanyalar başlatıldı. Kamuoyu baskısı sonucu 19 Şubat Cuma günü abluka altında çıkabildi. Çıkar çıkmaz gözaltına alınan Dolan, hakkında yapılan ihbarlar, gizli ve açık tanık beyanları sonucu tutuklandı.
Ziya Ataman: Van'ın Erdemit ilçesine bağlı Kurubaş Mahallesi'nde 10 Mart Perşembe günü haber takibi esnasında polisler tarafından gözaltın alınan Ataman, İl Emniyet Müdürlüğü'ndeki ifade işlemlerinden sonra çıkarıldığı mahkemede "Örgüt üyesi olmak"tan tutuklandı.
Muhammed Doğru: Sakarya Üniversitesi'nde okuyan aynı zamanda da muhabirlik yapan Doğru, 15 Nisan Cuma günü kentte birçok eve düzenlenen eş zamanlı operasyonda gözaltına alındı. Dört gün sonra adliyeye çıkartılan Doğru, "örgüt propagandası yapmak" ve "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklandı.
Mehmet Hakkı Yılmaz: Dîlok'ta (Antep) 1 Mayıs Pazar günü Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik DAİŞ'in yaptığı bombalı saldırı anına ilk vardığı için gözaltına alınan Hakkı Yılmaz, uzun bir süre kendisinden haber alınamadı. Avukatların girişimiyle İl Emniyet Müdürlüğü'nde tutulduğu kabul edilen Yılmaz, 3 gün boyunca gözaltında tutuldu. Yılmaz, gözaltında "topuğuna sıkarız. Bir, iki, üç alınırsın fakat sonra vurulursun" diye tehdit edildi. Gözaltında örgüt beğendirilmeye çalışılan muhabirimize, "DEAŞ veya PKK içinde faaliyetin oldu mu?" sorusu yöneltildi. DİHA'ya ait basın kartı taşımasına rağmen Yılmaz, mahkemede gazeteci sayılmayarak, "örgüt üyesi" iddiasıyla tutuklandı.
Abdulkadir Turay: Mêrdîn'in (Mardin) Stewrê (Savur) ilçesinde 5 Mayıs Perşembe günü yapılan ev baskınında gözaltına alınan Turay, dört gün sonra çıkarıldığı mahkemede "örgüte yardım ve yataklık etmek" suçlamasıyla tutuklandı.
Meltem Oktay: Merdin'in (Mardin) Nusaybin ilçesinde ilk "sokağa çıkma yasağı" anından itibaren ilçede haber ve görüntü servis etti. Oktay, 11 Nisan Pazartesi günü kaldığı evde yine DİHA muhabiri Uğur Akgül ile birlikte gözaltına alındı. Oktay ve Akgül, günlerce Mardin Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulandıktan sonra savcılığa çıkarıldı. Oktay, "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklanırken, "örgüt propagandası yapmak" suçlamasıyla ifadesi alınan Akgül ise, adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. "Neye göre haber yapıyorsun?" sorularına maruz kalan Oktay, hakkında verilen tutuklama kararının temel dayanağı ise YPS'lilerle "habercilerin yararlanamadığı şekilde haber alma imkanını sağlamış olması" oldu.
Bilal Güldem: Mardin Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yürütülmekte olan bir dosya kapsamında Êlih'in (Batman) Koçerler Bulvarı'nda haber takibinden dönerken gözaltına alındı. Güldem, aynı gün soruşturmanın yürütüldüğü Mêrdîn'e götürüldü. Güldem, skandal bir şekilde YPS-JIN (YPS-Kadın) içerisinde faaliyet yürüttüğü iddiasıyla tutuklanırken, Güldem'in doğuşundan bu yana ailesi tarafından kullanılan "Cejno" ismi de "kod isim" olarak tutanaklara geçildi. 24 Nisan Pazar günü mahkemeye çıkarılan Güldem, haber notları ve telefon defterinde bulunan haber kaynaklarının numaraları tutuklama gerekçesi oldu. GÜldem, "örgüt üyesi olduğu" suçlamasıyla aynı gün tutuklandı.
TİB tarafından 37 kez erişim engeli
İktidarın topyekûn savaş kararı aldığı Temmuz 2015 tarihinden bu yana baskı ve engellemelerin odağına alınan DİHA, bugüne kadar Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından 37 kez erişime engellendi. DİHA 24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana 36 kez erişime engellenirken, en son 5 Mayıs Perşembe günü bir kez daha erişime engellendi.
diha