DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, Soma katliamının 2. yılında Galatasaray Meydanı’nda anma etkinliği düzenledi. Soma’nın ne kader, ne fıtrat tam bir cinayet olduğunu vurgulayan sendika ve meslek örgütleri, işçilerin iş sağlığı ve iş güvenliği için acilen Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği Kurumu’nun oluşturulmasını istediler.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, Soma katliamının 2. yıldönümünde Galatasaray Meydanı’nda anma düzenledi. CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ile Ali Şeker, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, HDP, DAF, Kaldıraç gibi çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütünün katıldığı anmada Soma’nın hesabının sorulacağı mesajı verildi. Polisin güvenlik çemberi oluşturduğu anmada, “Soma’yı unutmadık, unutturmayacağız”, “Soma kader değildir. Unutmadık, unutturmayacağız” yazılı pankartlar ve “301 can, kaza değil cinayet” dövizlerini taşındı.
“Soma’yı unutma, unutturma”, “Madencinin feneri sönmeyecek”, “Madenlerde ölmek kader değildir”, “Kader, fıtrat değil, bu bir katliam”, “Taşeron çalışmak ölüm demektir”, “Katillerden hesabı emekçiler soracak” sloganlarını atan kitle anıda ortak açıklamayı TMMOB İstanbul İl Kurulu Sekreteri Cevahir Akçiçek okudu.
AKP’NİN 13 YILLIK İŞÇİ KIYIMI BİLANÇOSU: 17 BİN ÜZERİNDE
“Soma katliamının ikinci yıldönümünde 301 madencinin acısı hala yüreğimizde” diyerek sözlerine başlayan Akçiçek, Türkiye’de Soma gibi bir facia yaşandıktan sonra dahi her ay onlarca emekçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002’den beri iş cinayetlerinde 17 binin üzerinde işçinin yaşamını yitirdiğini belirten Akçiçek, Soma faciadan da ders çıkartmayan hükümet ve ilgili kurumların, sermayenin ihtiyaçlarını karşılamak ve yeni katliamlara zemin hazırlamak dışında hala önlem almadığını hatırlattı. Ayçiçek, bu acı gerçeğin ülkede emeği ile geçinen milyonlarca işçiye ölümden, sakat kalmaktan ve sömürülmekten başka bir şeyin reva görülmediğinin somut bir göstergesi olduğuna işaret etti. Son olarak AKP tarafından Meclis’ten geçirilen, Kölelik Yasasıyla ile emekçilere bir darbe daha vurulduğunu vurgulayan Akçiçek, bu düzenleme ile güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışmanın yaygınlaşacağını, iş güvencesinin tamamen ortadan kalkacağını, emekçilerin açlık sınırının altında çalışmaya mahkum edilerek, örgütsüz çalışmanın yayınlaşacağını aktardı.
‘ULUSAL İŞÇİ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ KURUMU OLUŞTURULSUN’
“Göz göre göre ölümle karşılaşmanın ne kaderi ne fıtrat olmadığını çok iyi biliyoruz” diyen Akçiçek, “Biz yaşamını alın teriyle kuran emekçiler, güvenli koşullarda çalışmak ve emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Güvencesiz, sendikasız ve kayıt dışı çalıştırılmak istemiyoruz. İşçileri köleleştiren taşeron ve rödovans sistemlerine son verilmesini istiyoruz. Sendikaların, meslek odalarının, üniversitelerin karar süreçlerinde ve yönetimde yer aldığı, idari ve mali yönden bağımsız, demokratik bir işleyişe sahip Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği Kurumu bir an önce oluşturulmasını gerektiğini bir kez daha yeniliyoruz” dedi.