DAD, Dersim Mazgirt’e bağlı Alevi köylerinde karakollardan ezan okutulmasının zulüm olduğunu belirterek, “Dersim halkı üzerinde zulüm ve asimilasyon politikaları tarihin tüm eşiklerinde olduğu gibi, göze girmek isteyen memurların ırkçı zihinlerinde kendini güncelliyor” dedi.
Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı Muxundi (Darıkent) köyünün ardından Germisi (Bulgurcular), Dırban (Kızılkale), Farac (Akdüven) köylerinde de karakollardan ezan okutulmaya devam ediyor. Köylüler, Alevi yerleşkelerinde bu tür uygulamaların kabul edilemez olduğunu ifade ederken, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi duruma tepki göstererek açıklama yaptı.
Karakoldan ezan okutmanın, özellikle bunu Alevi köylerine inadına ve zorla dayatmanın iktidarın baskı aracı olduğuna vurgu yapılan açıklamada, İslam inancını kendi iktidarlarına silah yapanların hem İslam’a hem de Alevi halklara zulüm ettiği ifade edildi.
Açıklamada, Dersim Katliamı’nın an gibi akılda olduğunun ve bu yapılanlarla Dersimlilere katliamı tekrar hatırlatılmak istendiğinin altı çizilerek demokratik kamuoyu, İslam’ın hakikat değerlerine inanan alimler ve Alevi kurumlarının bu zulme karşı duruş sergilemesi çağrısında bulunuldu.
Yazılı olarak yapılan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“KÖYLÜLER BUNUN BİR ASİMİLASYON OLDUĞUNUN ALTINI ÇİZDİ”
“Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı Muxundi (Darıkent) köyüne Tunceli Valisi Mehmet Ali Özkan’ın bir süre önce yaptığı ziyaretin ardından ezan okutulmaya başlanmış ve bu duruma karşı köylülerin verdiği tepkiler basına yansımıştı. Kamuoyunda bu uygulamaya tepkiler verilirken. Bunun sürekli ve başka köylerde de uygulanmaya başladığı kamuoyu ile paylaşıldı.
Dersimli yurttaşlar, karakollardan ezan okutulmasının yalnızca Muxundi (Darıkent) köyünde yapılmadığını, Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı Germisi (Bulgurcular), Dırban (Kızılkale), Farac (Akdüven) köylerinde de karakollardan ezan okutulmaya başlandığı bilgisini verdiler. Köylüler karakollardan ezan okumanın yeni bir uygulama olduğunu, bu durumun inançlarına dönük yeni bir asimilasyon politikası olduğunun altını çizerek tepki gösterdiler.
“HAKİKAT KAPISINDA BU YAKLAŞIM RIZASIZ KÖR FANİ OLMAKTIR”
Bu zulüm nasıl tanımlanabilir. İslam inancını kendi iktidarlarına silah yapanlar, hem İslam’a hem de Alevi halklara zulüm yapmaktadır. Hakikat kapısında bu yaklaşım rızasız kör fani olmaktır. Dersim halkına dönük kırım, yıkım asimilasyon devam etmekte hem de fütursuzca. Sıffın savaşında yenilen Muaviye askerlerinin Kur’an ayetlerini mızrakların ucuna takarak, yolumuzu Kur’an ayetlerine göre belirleyelim deyip kurnazlıkla Hilafeti kendine çeviren Muaviye aklının devamıdır. Aliyel Murteza’nın cevabı tarihidir. “ Ben Kur’anı natıkım” yaşayan, konuşan Kuran’ım demiştir. İktidar ve zulümlerine dini silah yapan, bununla meşruluk kurmaya çalışanların karşısında Alevilerin temel duruşu Aliyel Murteza’nın duruşudur. Hakk Yol evlatları, Harde Dewreş toprağı inancın külli mekanda rızalaştığı, mazlumun star bulduğu mekandır. Kendini bilmez softalar İslam’a zulüm ederek, halkların evlatlarının olduğu asker ocağını da dinciliğine alet etmekte hiç beis görmüyor.
“DERSİM KATLİAMI TEKRAR HATIRLATILMAK MI İSTENMEKTEDİR?”
Yezid aklı devran sürme, iktidarı için İslam’ın hakikat değerlerini de talan etme hedefinde. Dağ başında Hakkın tüm seslerinin duyulduğu mekanda, ezan okutmak, Kuran’ı mızrak ucuna takmak değil midir? İslam’ın hakikat değerlerine şirk koşmak değil midir? Lakin dincilik arkasına sığınan softalığın yaptığı katliamlara tarih şahittir. Romanın engizisyonu, Muaviye’nin zulmü, Kerbela da Şah Hüseyin’e yapılanlar, Dersim Katliamı an gibi aklındadır, Dersim evlatlarının. Bu yapılanla Dersim Katliamı tekrar hatırlatılmak mı istenmektedir.
Rızalı mekanda, rızasız dincilik yapmak kabul edilemez. Demokratik kamuoyunun, Alevi halkların, İslam’ın hakikat değerlerine inanan alimlerin ve biz Alevi kurumların temel sorumluluğu bu zulme karşı Hakikatli duruşumuzu sergilemektir. Dersim halkının yanında olduğumuzu göstermektir.”
(Pirha)