Efsunlu üç harf. Kürtler Pe Ke Ke diye okur,. Türkler ise Pe Ka Ka derler. Başta Almanya olmak üzere hemen her ülkede „terörist“ görülüyor. Türkiye ise fırsat bu fırsat deyip topyekün Kürde saldırıyor. Açık bir soykırım uyguluyor. Uçan kuşa bile „PKK teröristtir diye öt!“ diyor. Almanya ise Türkiye‘den daha yahşi baskısını sürdürüyor. Özgür düşünen, PKK yı Kürt özgürlük hareketi gören her Kürde kırk satır mı kırk katır mı, soruyor. Terörü kimin yaptığına hiç bakmıyor. PKK, Türklerin anadilini mi yasakladı? Kimliğine, kültürüne mi zarar verdi, İstanbul, Ankara‘yı havadan ve karadan mı bombaladı? Hayır. PKK, Türk İslam faşizminin, Kürdü yok gören siyaseti yüzünden ortaya çıktı. Kırk senedir Kürt halkının desteğiyle faşist ırkçı Türk devletine karşı savaşıyor. Birleşmiş Milletler rezulosyonlarına göre bir özgürlük hareketidir. Kaldı ki, PKK Türk halkına zarar vermediği gibi Türk yoldaşlarına Kürtlerden öte çok değer veriyor. Onları baştacı yapıyor.
1988 yılının son gününde Roma‘da mahut Villa‘da Öcalan ile sohbet ederken, bir düşüncemi arzetmiştim. „Almanya‘da yapılan eylemler yanlış. Neden bu tip eylemler Antalya; İstanbul gibi turistik alanlarda yapılmıyor? Buradaki halkımızı zora sokmaktan öte hiç bir faydası yok.“ demiştim. Sayın Öcalan ile Bekaa‘da görüşen gazetecinin gazetesinin sürmanşetini arzetmiştim. „Her Kürt bir bomba olur.“ Ayrıca görüştüğüm politikacının sözlerini aktarmıştım. Gördüğüm kadarıyla kendisine Avrupa‘da olanlar hakkında bilgi verilmemiş olmalıydı ki, habersiz görüntüsü vermişti.
O zaman anlamıştım ki, Avrupa‘daki PKK üst düzey kadroları ne yazık ki sadece günü yaşamakla geçiriyorlar. Doğru dürüst bir enformasyon ağı yok. Politikayı belirleyen bir kurumları yok. Şunu da hemen arzedeyim. Öcalan, arkadaşlarını iyi tanımış olmalıydı ki, „Bu iş Ankara‘da biter.“ demişti.
Bana çok acı gelen bu sözleri ardından uluslararası kaypaklık ve kalleşlikle Türkiye‘ye teslim edilmesi haklılığını gösterdi.
PKK üst düzey yetkilileri kanımca olayları ya anlamamışlardı, ya da bilerek umursamazlıktan gelmişlerdi. Yukarda bahsettiğim gazetenin bir yazarı, Kani Yılmaz‘a „Efsanevi Gerilla Komutanı“ derken doğrusu şaşırmıştım. Yazılarıyla PKK‘yı boğmaya çalışan bu zat o zaman İngiltere‘de hapiste olan birini nasıl methediyor düşünmüştüm.
Kürt halkı ayakaltında. Bundan Kürt aydınları birinci derecede sorumludur. Neden her birimiz, benim söylediklerim doğrudur, inadından kurtulup asgari müştereklerde birleşemiyoruz?
Bugün PKK‘ye alternatif bir örgüt olmadığına göre, yapılması gereken yok edilmekle yüz yüze olan halkımıza nasıl yardımcı olabiliriz? Nehri geçerken at değiştirmek olanaksız olduğuna göre, halkımıza nasıl el atabiliriz?
Aslında terörü yapan Türk devletidir. İslamo faşist, ırkçı türkçü Türk sistemidir. Mücadeleyi buna karşı vermek en doğal yurtseverlik hakkımızdır. Ama neresindeyiz bu mücadelenin?
Bakınız, diktatör Lukaşenko‘ya karşı Beyaz Rus halkı her türlü baskı korku ve işkenceye rağmen ayakta.
Kürtler nerede?
Kürtler işkence edilip helikopterden atılıyor. Kızlarının ırzına geçiliyor. Şehirleri bombalanıyor. Dili, kimliği yasaklanıyor. Türkiye‘de Kürdüm diyen linç ediliyor. Ama Şırnak‘da kabadayılık yapan RTE görkemli ağırlanıyor.
Ben 83 yaşındayım, daha kaç gün veya hafta yaşayacağımı bilemiyorum. Ağır bir illetle cebelleşiyorum, henüz halkımı doğru dürüst tanımadım. Ama bu yazıyı okuyan herkese bir vasiyetim var. Kürt halkı kayıtsız şartsız haklı davasında sizin yardımlarınızı hiç bir mazarrete bakmadan bekliyor. Kürt olmanın görevlerini yerine getirin. PKK bu halkın ortaya çıkardığı bir özgürlük hareketidir. Yanlışı elbette vardır. Bu yanlış kendisini Kürt göreni bağlamamalıdır.
Biji yekitiye!
Not: Elden gelse en az on- on beş yıl daha yaşamayı isterdim. Her türlü pisliği taşıyan dinci sahtekarların, Allahu Ekber deyip kafa kesenlerin, yalancı düzenbazların, hırsızların Türk cennetine gitmeyi asla istemiyorum. Direnmeme rağmen kaybedersem, Haydar Işık yazıları ve kitaplarıyla size bir şey vermişse ne mutlu ona. Bazen de kırdığı insanlar olmuştur. Onlardan da özür diler.
Biji Kurdistan!
Haydar Işık, 01.Kasım 2020