Alevilerin en önemli kutsal mekanlarından biri olan Dersim’in Ovacık ilçe sınırları içinde bulunan Munzur Gözeleri’nde başlatılan peyzaj projesine yönelik tepkiler devam ediyor. Gözelerin tahrip edilmesine tepki gösteren Dersimli kadınlar, “Munzur bizim inanç merkezimizdir, ona dokunulmasını istemiyoruz” dediler.
Onlar Munzur’un sakinleri. Munzur’un üzerinde dolaşan kara bulutların ne anlama geldiğini iyi biliyorlar. Yan yana oturan Çeşminaz Aldoğan ile Suna Şanlı kaygılarını sakin ve acı duyarak dile getiriyorlar. Birinin bıraktığı yerden diğeri sözü alıyor ve tamamlıyor. Her cümlelerinde Munzur’un önemine dikkat çekiyorlar ve ona olan inançlarını da ekleyerek, “Munzur bizim kutsalımız, o bizim her şeyimiz. Onda keramet varsa o kepçeyi ortada ikiye bölsün” diyorlar.
Kadınlar yaşanan gelişmeler karşısında öfkeli olduklarını dile getirirken, iktidara seslenerek bu projenin yapılmasına izin vermeyeceklerini, “Kepçe geldiği zaman önüne yatarım, gerekirse kırarım. O her tarafı yedi ama doymadı, sıra buraya mı geldi? Aç geldi aç gider. Bizi rahat bıraksın. Bizi kutsalımızla rahat bıraksın” dedi. Yapılan yol çalışmalarına da değinen kadınlar, “yolları yapsınlar ama Munzur’uma dokunmasınlar” sözleriyle dile getiriyor.
‘Soylu proje çizmeye geldi’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ziyaretini de değerlendiren kadınlar, bu durumun şüpheli olduğunu belirterek şöyle diyor: “O buraya geldi dolandı, çünkü plan ve proje çizdi, Tayyip Erdoğan ona emretti ve o da dediğini yaptı. Buradaki halkı buradan çıkarmak istedi.”
Eğlence yeri olmuş
Munzur ve Düzgün Baba ziyaretleri başta olmak üzere Dersim’deki ziyaretlere tüketici ve kirletici yaklaşımlara da tepki gösteren kadınlar devamla şunları dile getiriyor: “Biz huzuruna giderken ayakkabılarımızı çıkarır yarım saat yürürdük, hem de önümüz dönük yürürdük. Şimdi eğlence yeri olmuş. Kimse gelsin istemiyoruz, inancı olan varsa gelip ibadet edip gitsin.” Kadınlar, piknik yapanların yaktığı ateşin dumanları yüzünden evlerinde duramadıklarını, geride bırakılan çöplerin Munzur’u ve çevresini kirlettiğini ve buna razı olmadıklarını dile getiriyorlar. “Biz önceden kapılarımızı kapatmazdık ama şimdi korkuyoruz. Gözelere gelenlerin kim olduğunu bilmiyoruz” sözleriyle de yaşanan değişime, belirsizliğe dikkat çekiyorlar.
İstiyorlar ki Aleviler ölsün
Koronavirüs salgını da Munzur kenarında yaşayan kadınları tedirgin ediyor. Bayram sürecinde ve sonrasında Dersim’e akın eden insan kalabalıkları dikkat etmediği için hastalığı da kendileriyle birlikte taşıdıklarından endişe ediyorlar.
Son olarak Munzur Gözeleri’ne rant elde etmek amacıyla yaklaşan iktidar ve yerel uzantılarına, “O öyle yapıyor ki Dersim’in insanları ölsün dünya ona kalsın. Sanmasın ki buradan aldığı parayla doyarlar. Ona zıkkım olur. Bizi rahat bıraksın. Kin nefreti bıraksın. İnsanlığı öğrensin. İnsanlık nedir onu bilsin. Ha Tunceliler ha Dersimliler… Tuncelililer onu diline bile almıyorlar, tenezzül etmiyorlar. Bizi kendi kutsalımızla baş başa bıraksın. Biz ondan bir şey beklemiyoruz. O aç. Korona hastalığı geldi, 10 lira istedi, tenezzül ediyor. Utanmadı. Diktatör, tek adam. Tek insan olduğu zaman dediğim dedik. ‘Ben bunu yıkarım yıkarım, yaparım yaparım.’ Gazetecileri içeri atıyor. Suçluyu, suçsuzu beraber yaktı. Ben daha ne diyeyim ona. Gençlerimiz iş aramaya gidiyor. Önce soruyorlar: sen nerelisin? ‘Dersimliyim.’ Tamam, bitti. Dersim ona ne yapmış? Niye bizim gençlerimize iş vermiyorlar? Niye gençlerimiz işsiz? Günah değil mi, yazık değil mi?” diyerek bitiriyorlar.