Bugün, tarihte Êzidîlerin yaşadığı son ferman olan 73'üncü fermanın yıldönümü.
"Kurdên resen" olarak kabul edilen Êzidî Kürtler, tarih boyunca soykırım saldırılarına maruz kaldı.
Yaşadıkları soykırımları "ferman" olarak isimlendiren Êzidîler, bilinen ilk kapsamlı saldırıyı 906 yılında yaşadı.
Tarih boyunca egemenlerin yok etmeye çalıştığı Êzidîler son büyük fermanla da 2014 yılında karşılaştı.
Tarihler, 3 Ağustos 2014'ü gösterdiğinde Mezopotamya'nın bu kadim inancı, DAİŞ çetelerinin hedefindeydi.
Şüphesiz ki Êzîdîler tarih boyunca sistematik soykırım saldırılarının hedefindeydi.
Bu saldırıların büyük kısmı Osmanlı tarafından gerçekleştirilirken, bir kısmı da Kürt feodallerinin saldırılarıydı.
Tarih boyunca büyük çoğunluğu Osmanlı tarafından çıkarılan Êzidî fermanlarından bazıları şöyle:
- 906 yılında Musul Valisi Hamadani İslamiyet'i kabul etmediği gerekçesiyle gerçekleştirdiği katliam.
- 1246'da Musul Zengi Atabeyi Bedreddin Lulu'nun Laleş'te yaptığı katliam.
- 16'ncı yüzyılda Osmanlı Şeyhülislamı Ebû Suûd Efendi’nin fetvası ve Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanıyla Şêxan'da Êzidîlere karşı başlatılan katliam.
- 1638 yılında Diyarbakır Valisi Melek Ahmed Paşa'nın Şengal'de gerçekleştirdiği katliam.
- 1650'da IV. Murad’ın fermanıyla Van Valisi Şemsi Paşa'ya Musul'da Êzidîlere karşı yapılan katliam.
- 1715'de Bağdat Valisi Hasan Paşa’nın Şengal'de gerçekleştirdiği katliam.
- 1733'te Bağdat Valisi Ahmed Paşa’nın Şêxan'da Êzidîlere yönelik katliamı.
- 1752'de Bağdat Valisi Süleyman Paşa'nın Şengal katliamı.
- 1732-33'te Nadir Şah’ın Surdaş ve Kerkük arasında Êzidîlere yönelik katliamı.
- 1733'da Celîlîlerin Zap kıyısında yaşayan Êzidîlere yönelik katliamları.
- 1735'te Nadir Şah'ın fermanıyla Mahabad, Saldûz ve Meraxi'deki Êzidîlere yönelik katliamı.
- 1742'te Nadir Şah’a bağlı Alî Takî Han’ın Saldûz'da Êzidîlerine yönelik katliamı.
- 1743'te Nadir Şah’ın Kerkük, Hewlêr ve Altunköprü'de Êzidîlere yönelik katliamı.
- 1743'te Nadir Şah’a Zap kıyısında Êzidîler yönelik katliamı.
- 1787'de Celîlîlerin Şêxan'da Denanî Êzidîlere yönelik katliamı.
- 1798'de Bağdat Valisi Yardımcısı Abdulaziz bin Abdullah Beg’in Şêxan'a yönelik katliamı.
- 1753-1800 yılları arasında Osmanlı paşalarının emirleriyle yapılan soygun, haraç ve köleleştirme saldırılarında gerçekleştirilen katliamlar. (Şengal, Şêxan, Musul ve bölgeyi kapsayan 6 büyük saldırının olduğu biliniyor.)
- 1809'da Bağdat Valisi Süleyman Paşa’nın Şengal'deki katliamı.
- 1824'te Bağdat Valisi Alî Paşa’nın Şengal Êzidîlerine yönelik katliamı.
- 1832-1834 yıllarında Soran Beyi Muhammed Paşa'nın (Mîrê Gewre (Büyük Mir) olarak da biliniyor) katliamları.
- 1835'te Musul Valisi Muhammed İnce Bayraktar’ın Şengal’e yönelik katliamı.
- 1836'da Reşîd Paşa’nın Şengal’e yönelik katliamı.
- 1837'de Hafız Paşa’nın Şengal’e yönelik katliamı.
- 1844 yılında Botan’daki Êzidîlere yönelik katliam.
- 1892'de 2'nci Abdulhamit'in Êzidîleri zorla Müslümanlaştırma politikası sonucu yaşanan katliamlar.
Êzidî Kürtler, yakın tarihteki bir diğer soykırımı da 2007 yılında yaşadı.
14 Ağustos 2007 tarihinde Şengal'in Siba Şêx Xidir ve Til Izêr köylerine bomba yüklü 4 araçla düzenlenen saldırılarda 300'ü aşkın sivil katledildi.
Katliamla ilgili herhangi bir soruşturma yapılmazken, saldırının o dönem Güney Kürdistan'da kök salmaya çalışan El Kaide bağlantılı Ensar El Süne isimli çete örgütü tarafından yapıldığı belirtildi.
Ancak saldırıların içerisinde Türk istihbaratı tarafından Güney Kürdistan'da kurulan Irak Türkmen Cephesi (ITC) çetesinin de olduğuna dair çokça bilgi kamuoyunda yer aldı.
Êzidîler, son büyük fermanla da 3 Ağustos 2014 tarihinde karşılaştı.
Güney Kürdistan'da ağırlıklı olarak Duhok'un Şêxan ile Musul'un Şengal ilçeleri ve bunlara bağlı nahiye ve köylerde yaşayan Êzidî Kürtler, 1975 yılında Baas rejimi tarafından zorunlu iskana tabi tutuldu.
Fermanlardan dolayı her zaman Şengal dağını mekan tutan Êzidîler, 1975'te zorla dağ köylerinden indirilerek dağın eteğindeki Xanesor, Til Izêr, Sinûnê, Siba Şêx Xidir, Koço ve Dugurê gibi 15 köye yerleştirildi.
2003'ten sonra Şengal'in tek hakimi olan KDP, toplumsal geriliklerin tümünü korudu ve Êzidîleri çıkarları için kullanan şêxlik sisteminden sonuna kadar istifade etti.
Êzidîlik inancını kendi çıkarları için kullanan ve toplum içerisinde bir kast sistemi kuran şêxleri destekleyen KDP, Êzidî toplumunu adeta bir kıskaca almıştı.
2014 yılında DAİŞ çeteleri, Irak'ın büyük kısmını işgal edip Musul'u da aldıktan sonra Şengal'deki Êzidîler için tehlike çanları çalmaya başladı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, bu tehlikeyi sezmiş ve çok daha öncesinden Şengal'in savunulması için uyarılarda bulunmuştu.
Ancak Şengal'i resmen ipotek altına alan Barzani ailesi öncülüğündeki KDP, hiçbir Kürt gücünün Şengal'e yanaşmasına izin vermiyordu.
Tehlikenin boyutlarının artması üzerine, PKK yönetimi KDP ile irtibata geçerek durumun ciddiyetinin uyarısında bulundu ve bölgeye güç gönderebileceğini iletti. Ancak KDP yönetimi PKK'nin bu çağrısını yanıtsız bıraktı.
2 Ağustos'u 3 Ağustos'a bağlayan gece DAİŞ, Şengal'e doğru saldırıya geçince, KDP kentte bulunan yaklaşık 17 bin kişilik gücünü kurşun sıkmadan geri çekti.
Halka haber bile vermeden çekilen KDP, büyük bir katliama kapı araladı. Fermana bir de de ihanet eklenince soykırım kaçınılmazdı.
Siba Şêx Xidir, Gir Zêrik, Til Benat, Til Kasap ve Koço'da binlerce insan katledildi, binlercesi esir alınıp kaçırıldı... Halk kendini Şengal dağına vurmak zorunda kaldı.
Kendini dağa vuran halk burada bir umut ışığıyla karşılaştı. Saldırılardan önce PKK yönetimi 12 gerillayı gizlice Şengal'e göndermişti. O gerillalardan 3'ü ise KDP tarafından tutuklanmış, geriye 9 gerilla kalmıştı.
O gerilla birliği 3'e bölünerek, Şengal dağın çıkan iki yolu tuttu ve DAİŞ'in dağa ulaşarak daha büyük bir katliama imza atmasının önüne geçti.
Êzidîlerin "Derwêşê Evdî'nin 12 süvarisi" dediği o gerillalar dağda milis güçleri örgütlerken, YPG/YPJ güçleri de Rojava'dan Şengal dağına koridor açtı.
Til Koçer-Rabia-Cezaa hattı boyunca Şengal'e açılan o "insanlık koridoru"nda yüzbinlerce Êzidî Rojava'ya ulaştırıldı.
Sonraki süreçte, Şengal'de bir yandan çetelere karşı mücadele yürütülürken, diğer yandan da KDP'nin Şengal'in kurtarılmasını engelleme ve geciktirme icraatları ile uğraşılıyordu.
29 Ekim 2015 tarihinde YBŞ, YJŞ, Hêzên Parastina Şengalê (Şengal Savunma Birlikleri-HPŞ) güçleri ortak bir açıklama ile "Fermandariya Êzidîxana Ji Bo Rizgariya Şengal-Şengal'in Kurtuluşu için Êzidxan Komutanlığı" adı altında ortak komutanlık oluşturduklarını ilan etti.
Sınırın Rojava tarafında ise YPG/YPJ güçleri hat boyunca Hol ve Xatûniyê'yi özgürleştirerek Şengal'i özgürleştirme operasyonlarına büyük bir katkı sunuyordu.
Sınırın Şengal tarafında ise HPG ve YJA-Star gerillaları Kolik Dağı ve Geliyê Şilo (Şilo Vadisi) boyunca ilerleyerek birçok Êzidî köyünü kurtarmıştı.
29 Ekim’de kurulan Ortak Komutanlık ise, 12 Kasım 2015'te "Şengal'i Özgürleştirme Operasyonu" başlattıkları müjdesini Êzidî Kürtlere ve tüm Kürdistan'a verdi.
Operasyonun başlamasından sonra KDP de 3 Ağustos’ta Şengal'de bıraktığı "itibarını" yeniden kurtarmak için kentin doğusundan harekete geçti.
Şengal Dağı'nda kalan Êzîdî yurttaşların da "öz savunma" bünyesinde silahlanarak, yerlerini aldığı operasyonun ikinci gününde YBŞ-YJŞ güçleri ile HPG-YJA Star gerillaları, şehir merkezini çetelerden temizledi.
HPG Şengal Komutanlığı ve YBŞ Genel Komutanlığı yaptığı açıklamada, "Özgür Şengal'i halkımıza armağan ediyoruz" dedi.
Şengal'de fermanlara ve ihanete verilecek en büyük cevap örgütlenmeydi. Onun için de Eylül 2014 Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) ve Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ, sonradan isim değiştirerek YPJ-Şengal oldu) kuruldu.
14 Ocak 2015 tarihinde Şengal Kurucu İnşa Meclis ve 30 Mayıs 2017'de Şengal Demokratik Özerklik Meclisi ilan edildi.
Fermanda en büyük acıyı çeken Êzidî kadınlar, Êzidî Özgür Kadın Meclisi (TAJÊ) bünyesinde örgütlenirken, 2016 yılında da Êzidî Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADÊ) kuruldu.
Şengal kurtarıldı ve güçlü bir kurumsallaşmaya gidildi. Ancak Şengal'de hala acılar dinmiş değil. Şimdi de Şengal'in boşaltılması için KDP ile bazı uluslararası kuruluşlar özel bir çaba içerisinde
Şengal'de bunca yaşanmışlığa, soykırım ve ihanete rağmen Êzidîler, hala hem KDP'nin kıskacı altında, hem de Türk devletinin saldırıları sürüyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin 17 Ekim 2014'de yayımladığı verilere göre, 3 Ağustos saldırılarında; 5 bin kadar Êzidî erkek katledildi, 100 Êzidî erkeğin kafası kesildi, 7 bin civarında Êzidî kadın kaçırılarak köle pazarlarında satılığa çıkarıldı, binlerce Êzidî kadın tecavüze uğradı... Birçok Êzidî'nin ise hala akıbeti belli değil...
(ANF)