HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Alevi inancı neden yasak?” diye sordu.
Bülbül konuşmasına şöyle devam etti:
“Ayasofya kiliseden camiye dönüştürülmeden 150 yıl önce bizim erenler, bu toprakları duvarsız ve sınırsız bir kardeş sofrası gibi ibadete açmıştılar. Bu topraklarda eşitliği, özgürlüğü, adaleti, varlığı, birliği, dirliği, kardeşliği yayan bu insanların inancı şu anda ne yazık ki yasak ve dergahlarının yerinde yeller esiyor, bir çok dergah yıkılmış, bir çok dergah da kapalı durumda. Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde, Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde. Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok. Eksiklik de noksanlık da senin görüşlerinde, diyerek kadını-erkeği can bilen, muhabbetine müptela eden, Hakkın ve ve hakikatin yoluna rahmeden Hünkar Hacı Bektaş’ın söylediği şeydir bu. Hünkar Hacı Bektaş’ın dergahı şu anda kapalı. Bu konuda bir ses çıkmıyor. Bir seda çıkmıyor. Osmanlı ne zaman devşirmelerin eline geçtiyse, kadim Türkmen halkının ve Türkiye’de diğer bir çok etnik kimliğin inancı olan bu inanç yasaklandı ve şu anda da bu inanç yasak.
“BU İNANÇ HAKK-MUHAMMET-ALİ’NİN YOLU VE BİTMEYECEK”
Olmadık katliamlar, sürgünler, baskınlar, yakmalar, kuyulara doldurmalar, yok etmeye çalışmalar, saymakla bitmeyecek kadar zulüm ve katliamlar yapıldı. Ama bu inanç bitmedi. Çünkü bu inanç Hakkın ve hakikatin, Hakk-Muhammet-Ali’nin yoluydu ve bitmeyecek de bu inanç. Fakat gelin görün ki her ne hikmetse müesses nizam, resmi ideoloji bu inancın eşit, özgür bir temelde, cemevlerinde yürümesini ve yürütülmesini kabul etmiyor, kabul etmemek gibi inkarcı, kabul etmemek gibi bir tutum içerisinde.”
“NEDEN CEMEVLERİ İBADETHANE OLRAK KABUL EDİLMİYOR?”
“Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin kime ne zararı vardır?” diye soran Milletvekili Bülbül, “Bu kadar çoğul, bu kadar geniş, bu kadar kapsayıcı, bu kadar kardeşçe, bu kadar hakkaniyetle bakan, cinsleri, etnik kimlikleri, halkları ayırmayan, 72 millete bir nazarla bakan bu inancın kime ne zararı vardır? Bu inanç neden yasaktır? Niye cemevleri ibadethane olarak kabul edilmemektedir? Herke biliyor ki, türlü iftiralara, türlü karalamalara rağmen, Osmanlı’dan kalma nefret suçları dolu iftiralara rağmen cemevlerin, cemlerde Hakk’ın, adaletin, varlığın, birliğin, dirliğin ibadeti yürütüldü. Ne yazık ki inancımızın yürümesi, yürütülmesi, temsil edilmesi, taliple pir’in buluşması, taliple ocakzadelerin buluşması konusunda bu saydığım şeyler çok vekil tarafından belki bilinmiyor. Çünkü televizyonlarda anlatma fırsatımız olmadı. Kürsülerde anlatma fırsatımız olmadı, yasak kondu buraya” diye konuştu.
“BU PARLAMENTO ERENLERE, ABDALLARA, AŞIKLARA KARŞI SORUMLUDUR”
HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, şunları kaydetti:
“Bu parlamento saydığım bu değerlere, bu erenlere, evliyalara, abdallara, aşıklara, sadıklara karşı sorumludur. Bu sorumluluk bir an önce yerine getirilmelidir. Bu hakikat bir an önce kabul edilmelidir. Tıpkı cami, kilise, havra ne kadar hakkaniyetli, Hakk adalet için ibadet edilen yer cemevi de öyle bir yerdir. Hakk’a giden yol türlü türlüdür. Kimi namazla, kimi niyazla, kimi kiliseden, kimi havradan gider ama Hakk ve hakikatte buluşmak şartıyla. Hakk ve hakikatte buluşmanız, hakkaniyeti kabul etmeniz, varlığa, dirliğe, birliğe hizmet eden, inkarcılığı ortan kaldırıp, bu hakkaniyeti kabul etmeniz ve bir an önce buna çözüm bulmalısınız.”
PİRHA/ ANKARA