Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) yıllık raporunu başkent Berlin’de açıkladı. İçişleri Bakanı Horst Seehofer ve BfV Başkanı Thomas Haldenwang tarafından düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan 377 sayfalık raporda, Almanya’daki MİT faaliyetlerine geniş yer verildi.
MİT’in Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarını korumak için bir güvenlik aparatına dönüştüğü vurgusu yapan rapor, Türk istihbaratının Almanya’da bir yandan açık kaynaklardan bilgi topladığına, diğer yandan da casusluk faaliyetlerinde bulunduğuna dikkat çekti.
Almanya’nın MİT’in odağında bulunan ülkelerin başında geldiği ifade edilen raporda, Türk istihbaratının faaliyetleri için ülkedeki Türk kuruluşlar ile konsoloslukları kullandığı bilgisi yer aldı.
Türk kuruluşlarının sayıca çok olmasının MİT’in işine yaradığı tespiti yapılan raporda devamla şu bilgi verildi: “MİT bu faaliyetleri ile nüfuz etme çabası içindedir. Ayrıca MİT Almanya çapında politik karar alma süreçlerini etkilemeye, siyaset, ekonomi, ordu ve bilim dünyası gibi alanlarda istihbarat toplamaya çalışıyor.”
MİT muhaliflere yoğunlaşıyor
Raporda, MİT’in, AKP hükümetine muhalif dernek veya kişilere yönelik istihbarat toplama faaliyetine yoğunlaştığı kaydedildi. Almanya’daki Türkiye kökenli topluma nüfuz etme amaçlı girişim çabalarına vurgu yapılan raporda, MİT’in bununla birlikte Almanya genelinde, siyasi karar alma süreçlerini etkilemeye, Alman siyaseti, ekonomisi, ordusu, bilim dünyası ve yüksek teknolojisine yönelik istihbarat edinmeye çalıştığı kaydedildi.
Raporda ayrıca AKP’nin paravan örgütlemesi olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) faaliyetlerine yer verilmezken, AKP’ye yakınlığı ile bilinen Uluslararası Demokratlar Birliği’ne (UID) ilişkin „AKP’nin lobi organizasyonu“ tanımı yapıldı.
‘PKK gücünü koruyor’
377 sayfayık raporda PKK’ye 19 sayfa ayrıldı. PKK, “İslami olmayan güvenliği tehdit eden yabancı aşırı örgütler” başlığıyla ele alınırken, PKK’nin diğer yıllarda olduğu gibi 2019’da da gücünü koruduğu ifade edildi. PKK’nin Almanya’daki “üye, taraftar” sayısının 2018’deki gibi 14.500 bin olduğu iddia edilen raporda, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırıları sonrası yaşanan gelişmelere dikkat çekildi.
Türkiye’nin saldırıları üzerine Alman devrimci grup ile aktivistlerin Kürtlerle dayanışmasını artırdığına vurgu yapan istihbarat, 9 Ekim 2019’de başlayan saldırılar sonrası Almanya’da yapılan protesto etkinlikleri ayrıntılı olarak sıraladı. Türkiye’nin Suriye’deki istilasının Kürtlerin kendi aralarındaki dayanışmasını artırdığı görüşünün yer aldığı raporda geçtiğimiz yıl HPG ile YPG/YPJ saflarında şehit düşen 4 Alman devrimciye ilişkin bilgilere de yer verildi.
Kürtler şiddet kullanmadı
Türk devletinin Suriye’ye yönelik saldırıları sonrası Almanya’dan PKK’ye katılımların arttığı belirtilen raporda şu tespit dikkat çekti: “PKK’ye katılımlar bazen direkt PKK ile temas kurulmadan gerçekleşiyor. Bu kişiler seyahatlerini kendileri organize ediyor ve daha sonra gittikleri mücadele alanında gönüllü olarak yerel birliklere katılıyorlar.”
Ayrıca PKK’ye katılımlar ile Almanya’da gerçekleşen gösterilerde Türk devletinin saldırılar ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin etkileyici bir faktör olduğu ifade edildi.
Almanya’da yaşayan Kürdistanlıların gerçekleştirdiği etkinlik, yürüyüş ve protesto mitinglerine ilişkin bilgilerin verildiği raporda, söz konusu gösterilerde tek tük hariç –bunlar da Türk milliyetçi grupların provakasyonları yüzünden yaşandı- hiç bir şiddet olayının yaşanmadığına işaret edildi. Bu yılki raporda da Kürt medyası bir kez daha hedef gösterildi. Alman istihbarat birimlerinin Kürt medyasına yönelik Türk devletiyle aynı dili kullanması dikkat çekti.
Sağcılıkta artış
Raporda aşırı sağcı grupların hem sayısında hem de suçlarında ciddi artışın olduğu bilgisi öne çıktı. Aşırı sağ kaynaklı suçların bir önceki yıla göre yüzde 9,7 artarak 21 bin 290 olarak açıklandığı raporda aşırı sağcıların cinayet ve cinayete teşebbüse kadar birçok suça bulaştıkları ifade edildi. Raporda ayrıca “potansiyel aşırı sağcı kişi” olarak fişlenenlerin sayısının 32 bine çıktığı belirtildi. HABER MERKEZİ
Azadi Hukuk Bürosu, Anasaya Koruma Teşkilatı’nın raporuna ilişkin açıklama yaptı.
Aşırı sağı görmezden gelen teşkilatın 70’li yıllardan bugüne kadar ‘iç düşman’ olarak adlandırdığı kesimleri yenmeye çalıştığını belirten Azadi, “Bu ‘iç düşmanı’ temel olarak sol içerisinde özellikle PKK, DHKP-C, TKP/ML gibi sol ve devrimci yurt dışındaki gruplar ve örgütler olarak belirlediler” dedi. Amerikan Girişim Enstitüsü uzmanı ve eski Pentagon çalışanı Michael Rubin’in “PKK’nin terörist örgütler listesindeki yeri yeniden gözden geçirmelidir” açıklamasına atıfta bulunan Azadi, Belçika yargısının “PKK terör örgütü değil, çatışmanın tarafıdır” kararını da hatırlatarak, “Almanya federal hükümeti bu kararı örnek almalı ve 27 yıldır sürdüğü Kürt düşmanı siyasetini sonlandırmalıdır” çağrısı yaptı.
Silah ticaretiniz ölümcül
Federal Anayasa Koruma Başkanı Thomas Haldenwag’ın “şiddet eğilimleri karşısında dehşete kapıldık” açıklamasına dikkat çeken Azadi, “Hiçbir şey dünya genelindeki silahlanma ve yapılan kirli ticaretten daha şiddetli ve ölümcül değildir” dedi. Almanya’nın geçen yıl Türkiye’ye 344.6 milyon euro değerinde silah sattığını hatırlatan Azadi, bu silahların Türk devleti tarafından Rojava ve Güney Kürdistan’a yönelik işgal saldırılarında kullanıldığını kaydederek, “Alman hükümeti insanların ölümünden sorumlu olduğunu kabul etmelidir” diye belirtti.
MİT’in şiddet eğilimi artıyor
Kürtlerin Almanya’da fişlenmeleri ve kriminalize edilmesinin Türkiye’nin Kürtlere yönelik devlet terörüne destek olarak görülmesi gerektiğini kaydeden Azadi, “Türk istihbaratı MİT Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde harekete geçiyor, şiddet eğilimi artıyor. Viyana’da olduğu gibi saldırıya geçiyor. Paris’te katledilen 3 Kürt kadını da hatırlatmak istiyoruz” açıklamasında bulundu.
Politika