Times'ın başyazısının başlığı, "Ankara'yı tatmin etmek".
Gazeteye göre Avrupa büyük bir göç krizi ile yüz yüze ve Almanya Başbakanı Angela Merkel de krizi, çözmek yerine Türk hükümeti ile işbirliği yaparak ağırlaştırıyor.
"Merkel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'la kısa vadeli bir anlaşmaya varma girişimleri, günümüzün sorunlarına çözüm olmayacak. Merkel; acizliği, gafleti ve acil tatmin çabası ile gelecekte Almanya ve Avrupalı müttefikleri için gelecekte karşılarına çıkacak sorunları biriktiriyor" demiş Times.
Avrupa Komisyonu'nun bu hafta Türkiye, Ukrayna, Gürcistan ve Kosova vatandaşlarına Schengen bölgesinde 3 aya kadar vize muafiyeti getirilmesine yönelik planları onaylaması bekleniyor.
Times'ın itirazı ise gazetenin ifadesi ile "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın anlaşma kapsamında AB ile daha yakın işbirliği peşinde olmasına".
Gazete, Türkiye'nin vize muafiyeti için gerekli 72 kriterin tümünü yerine getirmediğini, azınlıklara da yasal koruma sağlamadığını yazmış.
'Avrupa, Erdoğan'a serbest geçiş izni veremez'
Times'ın başyazısı şu satırlarla noktalanıyor:
"Eğer AB, bırakın hoşgörü ve sivil haklar gibi kendi değerlerini, mülteci krizini çözmekte ciddi ise Sayın Erdoğan'a serbest geçiş izni veremez.
"Sayın Merkel, Sayın Erdoğan'ın tahammülsüzlüğünün AB'nin sorunlarını nasıl artırdığını anlayamamışa benziyor. Sayın Erdoğan, Kürt azınlığa baskı uygulayarak kasıtlı olarak göçenleri Ege'ye akmaya teşvik ediyor. Göçmen akışını kontrolden vazgeçme tehdidi de, ölçüsüz bir şantaj. Maalesef Sayın Merkel, Sayın Erdoğan için uyumlu bir müzakere ortağı...
"AB'yle yakın ilişkiler, Avrupa'nın insan hakları ve medya özgürlüğü standartlarına bağlı kalmayı gerektirir. Taviz vermek ne Ankara'yı tatmin eder, ne de krizi çözer. Tam tersine Avrupa'da popülist partilerin yükselişini hızlandırır ve göçün kontrol dışına çıkdığı algısını besler.
"Başbakanı David Cameron, haklı bir şekilde İngiltere'nin Schengen Bölgesi'ne dahil olmayacağının ve vize istemeye davam edeceğinin altını çizecek. Ancak Sayın Merkel'in tavrı, Cameron'ın İngiltere'nin reform sürecinden geçmiş bir AB'nin parçası olmaya devam etmesi gerektiğini savunmasını zorlaştırıyor."