Halvori’de bir kayalık var. Dersimliler ona 38 kayalıkları diyorlar.
HDP İl Eş Başkanı Nurşat Yeşil’e sorduk konuyu. Yeşil, “Seyit Rıza’nın idam edilmesiyle birlikte Halvori köylülerinin o alana toplanıp kurşuna dizildiği, kadınların tecavüze uğramamak için kayalıklardan atladığı bölgedir. Bu nedenle de bölge 38 kayalıkları olarak adlandırılır” diyor.
Zeynep Türkyılmaz, yıllardan beri Dersim üzerine çalışan bir araştırmacı. 2019 sonlarında katliamda yer almış bir askerin hatıra defterini, arşivlerde buldu ve yayınladı. Türkyılmaz, 38 kayalıkları gibi mekanlar için geçtiğmiz aylarda gazetemize verdiği söyleşide şunları söylemişti: “Hafıza mekânları oluşuyor. Biliyorsunuz daha önce de bir anıt yapma meselesi vardı. Ben ilk Dersim’i çalışmaya 1999 yılında başladım. O dönem herkes isyandan bahsetiyordu. Bu sebeple de buna benzer anlatıları hatırlamaya ihtiyaç duymuyorlardı. Ne zaman ki mevzu isyandan provoke edilmemiş, planlı katliamlara döndü, insanlar yavaş yavaş hikâyelerini de anlatmaya başladılar. Bu tür hafıza mekânlarının oluşmasına izin vermeye başladılar. Bunlar daha önce bilinmeyen mekânlar olduğu için değil. Ama onun hatırlama biçimleri farklılaştı” demişti.
Şimdi, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü XV. Bölge Müdürlüğü tarafından Halvori Gözeleri’nde, bungalov ev tipi otel işletmeciliği için resmî süreç başlatıldı. Önümüzdeki günlerde bunun ihalesi yapılacak. Diyebilirsiniz ki, bu hafızamızı sıradan bir arsa sayıp otel yapmaktır.
Dört dağ içinde Dersim
38’de Dersim’e çevrilen namlular henüz geri çekilmemiş. Türkü der ya “Dersim dört dağ içinde”. Dersim hala dört dağ içinde. Dört dağdan dört namlu hala Dersim’e çevrili. Kışlalarda, helikopterler inip kalkar, zırhlı araçlar çıkar kapıda, hep bir sıkıyönetim havası vardır Dersim’de.
Yeşil, bu kutsal toprakları şöyle anlatıyor: “Dersim’in her karış toprağı bizlere 38’i hatırlatır ama bazı mekanlar vardır ki oraya baktığınızda aklınıza sadece 38 gelir. İşte Halvori gözeleri, Dere Laç bu yerlerdendir.
Halvori Dersim halkı için hem inançsal hem de tarihsel açıdan önemlidir. Halkımız bu bölgeyi çewres çıme (kırk göze) olarak adlandırır. İçme suyu kaynakları açısından zengindir. Halvori bölgesi içinde 3 ayrı ziyaretgah bulunmaktadır. O bölge halkı yıllarca iyi gününde kötü gününde bu ziyaretlere sığınmıştır. Ayrıca içerisinde yüzlerce yıllık ceviz ağaçları vardır.”
21 Mart 1937 tarihinde, Haydaran ve Demananlar tarafından yapılan Pax Köprüsü baskınından sonra, içinde Seyid Rıza’nın da olduğu yedi aşiret lideri, askeri harekete karşı durmak için, Halvori’de Munzur suyu üzerinde yemin ederler.
Bir soykırım mekânı
Soykırımcılar mekanları ve delilleri sevmezler. Ermeni, Kürt ve Yahudi soykırımları aynı zamanda hafızayı, delilleri silme operasyonudur. Naziler bütünüyle ölüm melekleridir. Öncüllerine bakarak deneyim edinmiş, ders çıkarmışlardır. Hiç kimseyi sağ bırakmak istemezler. Çok ve masrafsız öldürmek için araştırmalar yapar, metodalar geliştirirler.
İttihat ve Terakki ve takipçileri ise, biraz pragmatiktirler. Mesela tüm çocukları öldürmez, paylaşırlar. Osmanlı devleti yenildikten sonra, Ermeniler kayıp çocuklarının peşine düşerler. Ta Halep’te kayıp olan kız çocukları, eski ve yeni rejimin elitlerinin evlerinde el geçirilirler. Söylemeye gerek yok ki binlercesi hiç bulunmaz.
Dersim Soykırımı’ndan sonra aynı şey yaşanır. Binlerce kız çocuğu kayıp olur. Binlerce çocuk yatılı okullara doldurulur ve asimile edilir. Sıdka Avar, köyleri gezerek kız çocuklarını toplar ve onlar “memlekete hayırlı evlatlar” olarak yetiştirmek için devşirirler.
Mekanlara saldırı ise Dersim’de çok somuttur. İnsanlar katledilirken, mekanlar da ateşe verilir. Köyler yakılır, evler ateşe verilir, mağaralara zehirli gazlar sıkılır. Bugün yapılan barajlar, HES’ler bu mekanların kutsallığını ve tarihselliğini ortada kaldırılmak için. Eğer mekân unutulursa, olanlar da unutulacak sanılır.
İşte bu yüzden Elâzığ Buğday Meydanı’nda idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezarı bulunmaz. Bu yüzdendir Diyarbakır’da Dağkapı Meydanı’nda asılan Şeyh Sait ve arkadaşlarının mezarları bulunmaz. İşte bu yüzdendir ki bugün mezarlara saldırırlar. Eğer işareti yoksa kendisi de yoktur.
Munzur’a baraj yaparlar, Halvori’e de otel. Neden illa ki Halvori gözelerine otel yapmak isterler. Nurşat Yeşil, şöyle anlatıyor: “Tarihsel olarak 38 Dersim Soykırımı’nın önemli merkezlerindendir. 38 Soykırımı’nda Seyit Rıza önderliğinde, Dersim aşiret reislerinin toplanıp ortak hareket etme kararı aldıkları yerdir Halvori. Sonrasında Seyit Rıza’nın idam edilmesiyle birlikte Halvori köylülerinin o alana toplanıp kurşuna dizildiği, kadınların tecavüze uğramamak için kayalıklardan atladığı bölgedir. Bu nedenle de bölge 38 kayalıkları olarak adlandırılır.
Dersim halkını kimliksizleştirmenin en önemli ayaklarından biri hafızanın yok edilmesidir. Geçmişimize sahip çıkmazsak bir geleceğimiz de olamaz. Halvori ve benzeri yerler, Seyit Rıza ve yoldaşları tarihimiz ve belleğimizdir. Tarihsel belleğimizin sağlam kalması için Halvori ve benzeri mekanların olduğu gibi doğal dokusu bozulmadan korunması önemlidir. Kültüründe inanç, doğa iç içedir. Doğamızın tahrip edilmesi aynı zamanda inancımıza yapılan bir saldırıdır
Toplumsal hafıza, bir toplumun bir arada yaşamışlığının kolektif bir bellek ile hatırlanması denilerek kabaca tarif edilebilir. Halvori ve benzeri mekanlar Dersim halkının toplumsal hafızasındaki en önemli mekanlardır. Buraların yok edilmesi toplumsal hafızaya vurulacak büyük bir darbedir.”
Böyle yazıların son yoktur, biliyorum. Belki bu yazıyı şöyle bağlamak mümkün. Soykırımla yüzleşmeye niyeti olanlar, anma mekanları oluşturur, anıtlar yaparlar. Kötünün unutulmasına izin vermezler. Eğer unutulursa, tekrarlanacağından korkarlar. Ama soykırımları inkâr etmek isteyenler, hatta sürdürmek isteyenler, mekanları tahrip edip gerçekleri unutturmak isterler. Almanya Başbakanı Willy Brandt, Polonya’nın başkenti Varşova’yı ziyareti sırasında Yahudi Soykırımı Anıtı önünde diz çöktü ve Alman halkı adına Yahudilerden özür diledi. Eğer Halvori gözlerine bir şey yapmak istiyorsanız, orada katledilen insanların anısına bir anıt dikin ve o anıtın önünde diz çöküp Dersimlilerden özür dileyin.
Hüseyin KALKAN / Yeni Yaşam Gazetesi