Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / ‘Kürt ve kadın düşmanı infaz yasasına karşı mücadelemiz bitmedi’

‘Kürt ve kadın düşmanı infaz yasasına karşı mücadelemiz bitmedi’

29 Nisan 2020, 22:42

HDP Dersim Kadın Meclisi, “Kadın düşmanı infaz yasasını kabul etmiyoruz, infazda eşitlik istiyoruz” denildi.

‘Kürt ve kadın düşmanı infaz yasasına karşı mücadelemiz bitmedi’
 
HDP Dersim Kadın Meclisi, infaz yasasına ilişkin yaptığı açıklamada, cezaevlerinin bir an önce boşaltılması, cezaevlerinden tahliye olan ya da olacak kadına yönelik şiddet faillerine karşı koruyucu önlemlerin alınması gerektiğini belirtti. Açıklamada, “Kadın düşmanı infaz yasasını kabul etmiyoruz, infazda eşitlik istiyoruz” denildi.
 
Halkların Demokratik Partisi Dersim Kadın Meclisi, infaz yasasına ilişkin açıklama yaptı.
HDP il binasında yapılan açıklamaya Kadın Meclisi üyeleri katılırken açıklamayı HDP Dersim İl Eş Başkanı Nurşat Yeşil okudu.
 
Yeşil, “Tüm dünyada Korona Virüs salgınına karşı acil önlemler alınırken AKP-MHP ittifakı, virüsle mücadele etmesi gerekirken daha önce gündeminde olan ve olağan dönemlerde hayata geçiremediği yasaları pandemiyi fırsata çevirerek hayata geçirmektedir. Dünyada Aralık ayının sonunda gündemleşen ve Türkiye’de mart ayında ilk vakanın ortaya çıkmasıyla beraber birinci derecede risk alanları olan cezaevlerinde salgının yayılması ihtimaline karşı ne tür tedbirler alınacağı ve risk grubunda bulunan siyasi tutsak ve adli mahpuslar başta olmak üzere cezaevlerinin boşaltılmasına dair toplumsal bir talep oluşmuşken AKP/MHP ittifakı tarafından adına infaz yasası denilen ancak bir kısım hükümlü açısından af niteliği taşıyan, siyasi tutsaklar açısından ise fiili idam niteliği taşıyan infaz yasası meclisten apar topar geçirildi. Adına ölüm yasası dediğimiz bu yasa hazırlanırken, muhalefet partilerinin, demokratik kamuoyunun, hukukçuların, insan hakları savunucularının görüş ve talepleri alınmazken sadece kendi yandaşlarının, çetelerin ve katillerin talepleri alındı” ifadelerini kullandı.
 
“YASA, VAHŞET YASASIDIR”
AKP/MHP ittifakının başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’deki sorunları güvenlikçi politikalarla çözme kararı vermesiyle beraber ülkede her türlü demokratik hakın kullanılmaz hale getirildiğini belirten Yeşil, şunları kaydetti:
“Toplumsal muhalafet zor aygıtlarıyla bastırılmaya çalışılırken, yargı iktidarın sopası haline gelmiş ve aralarında milletvekilleri, belediye eşbaşkanları olmak üzere binlerce siyasetçi, akademisyen, gazeteci öğrenci hukuksuz bir biçimde tutuklanarak cezaevine konulmuştur. İmralı’da Sn. Öcalan’a uygulanan tecrit bir yönetim biçimi haline gelmiş ve tecrit bütün cezaevlerinde yaygınlaştırılmıştır. Hukuksuz bir biçimde rehin tutulmanın yanında cezaevlerinde bulunan tutsaklar nefessiz bırakılmaya çalışılmış, 80 dönemi Amed cezaevini aratır uygulamalar geliştirilmiştir. İnfaz yasasıyla siyasi tutsaklar ölüme terk edilirken bu güne kadar fiili olarak uygulanan gazete yasağı, ağırlaştırılan disiplin cezaları ile cezaevi içinde cezaevi yaklaşımı kanuni bir hale getirilmiştir.
Biz Kadınlar, biliyoruz ki bu eşitsiz yasal düzenlemeyle birlikte başta risk grubunda olan hasta, 65 yaş üstü tutsaklar ve çocuklu kadınlar olmak üzere tüm siyasi tutsaklar ölüme terk edilmek istenmiş; kadına ve çocuklara karşı suç işleyenler, mafyalar serbest bırakılmıştır. Dolayısıyla; bu yasa vahşet yasasıdır, bu yasa erkek şiddetine cezasızlık getiren, kadına ve çocuklara karşı suç işleyenleri teşvik eden ancak bir taraftan da düşüncelerini ifade eden, kadın mücadelesi yürüten Figenleri, Sebahatları, Selmaları, Gültanları, gazetecileri, özsavunmasını gerçekleştiren kadınlar Nevinler cezaevinde tutmanın yanında Korona virüsü tehdidiyle yüz yüze bırakan bir yasadır.”
 
Cezaevlerindeki tedbirlerin yetersiz olduğunun altını çizen Yeşil, “Tutsaklara maske, dezenfektan, temizlik malzemesi verilmemekte; tutsaklar kendi olanaklarıyla temin etmek istediklerinde ise cezaevi kantinlerinde satılan bu malzemeler fahiş fiyatlarla tutsaklara satılmaktadır. Cezaevlerinde olağan koşullarda bulunması riskli olan hasta tutsaklar, pandemi nedeniyle hastanelerin büyük risk taşımasından kaynaklı tedavileri aksatılmakta daha da büyük bir tehlike ile yüz yüze bırakılmaktadırlar. Bunun yanında sürekli bir biçimde “sosyal mesafe” uyarısı yapan iktidar tutsaklar söz konusu olduğunda fiziki mesafeyi hiçe sayan tutsakların yaşamını tehlikeye atan ayakta sayım, arama adı altında koğuş baskınları gibi uygulamalardan vazgeçmemektedir. Hastalıktan korunmanın en önemli yollarından biri bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hava sirkülasyonunu sürekli bir biçimde sağlamaktır. Cezaevlerinde özellikle uzun süre bulunan tutsaklar açısından bağışıklık sisteminin cezaevi koşullarından zayıfladığı açık olduğundan müebbet ceza alan tutsaklar da birinci derecede risk grubu içinde sayılabilir” dedi.
 
“YAŞANACAK ŞİDDET VE ÖLÜMLERİN SORUMLUSU EVET OYU VERENLERDİR”
Yaşam hakkının bu kadar açık bir biçimde risk altında olduğu bir süreçte iktidarın sorumluluğunu görmezden gelerek salgının cezaevlerinde yayılmasını izlemesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Yeşil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İktidar Kürtlere, muhaliflere, kadınlara düşman hukuku uygularken, hiçbir tedbir almadan kadına ve çocuğa karşı suç işleyenlerin serbest bırakılmasının da faturasını kadınlar, muhalifler ödemektedir.
İnfaz Yasası ile tahliyelerin başlamasıyla birlikte ne mi oldu? Sadece geçtiğimiz hafta basına yansıyan bazı haberler bile yasanın önümüzdeki süreçte kamuoyunda infial yaratacağının açık bir göstergesi. Kars Belediyemiz saldırganların hedefi oldu. İzmir’de cezaevinden çıkan Mehmet I., tartıştığı arkadaşını öldürdü. Geçen yıl Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde eşi ve kızına şiddet uyguladığı için tutuklandığı cezaevinden infaz düzenlemesiyle tahliye olan Ramazan İnanç ise eşinin amcasını bıçakladıktan sonra ölü bulundu.
Şunu çok iyi biliyoruz ki, Antep’te 9 yaşındaki Ceylan’ın babası tarafından vahşice katledilmesinin nedeni de infaz yasasının getirdiği cezasızlık politikalarıdır. Şu çok iyi bilinmelidir ki, bu yasayla kadına ve çocuğa yönelik suçlar örtülü bir biçimde affedildi. Yaşanacak tüm şiddet ve ölümlerin sorumlusu bu yasaya evet oyu veren AKP-MHP milletvekilleridir.
 
“KADIN DÜŞMANI İNFAZ YASASINI KABUL ETMİYORUZ”
Ancak; AKP-MHP faşist iktidarı şunu bilmelidir ki, Biz Kadınların; kadına düşman, çocuğa düşman, doğaya düşman; hırsıza, çeteye, şiddet failine, mafyaya dost bu yasaya karşı mücadelemiz bitmemiştir, bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir.
Buradan çağrımızı bir kez daha yineliyoruz; başta risk grubunda bulunan hasta, 65 yaşüstü veçocuklu kadın tutsaklar olmak üzere cezaevleri bir an önce boşaltılması, cezaevlerinden tahliye olan ya da olacak kadına yönelik şiddet faillerine karşı koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir.
Kadın düşmanı infaz yasasını kabul etmiyoruz, infazda eşitlik istiyoruz.”
PİRHA/DERSİM
Bu haber 284 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..