“Serêkaniyê’deki tüm güçlerimizi geri çektik. Dün (önceki gün) kentteki yaralı arkadaşlarımızın bir kısmını çıkarttık, bugün (dün) geri kalan yaralılarla birlikte tüm gücümüzü kentten çektik. Bu şekilde ateşkes anlaşmasına göre belirlenen yerlerden güçlerimizi çektik. Ancak Türkiye’nin anlaşmaya uymadığını ve saldırılarını halen sürdürdüğünü belirtebiliriz.
BÖLGE BM DENETİMİNDE OLMALI
ABD ve Türkiye’nin tavırları farklı. ABD’yle anlaşma çerçevesinde üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirdik. Anlaşma Serêkaniyê ve Girê Spî’yi kapsıyordu. Diğer alanları değil. Ateşkeste anlaşmaya vardığımız konu Kuzey ve Doğu Suriye sınırlarının tamamının da bizim Türkiye’ye, Türkiye’nin de bize tehdit oluşturmaması yönündeydi. Güçlerimiz Serêkaniyê kenti ile Serêkaniyê ve Girê Spî arasındaki bölgeden uluslararası yola kadar alandan çekilecek. Şimdi bunu gerçekleştiriyoruz. Biz bu adımları atarken Türk devletinin de sınır boyunca ateşkes kurallarını yerine getirmesi gerekiyor. Biz bu noktada anlaştık. Ancak basında yer alan 13 nokta konusuna ilişkin ise hiçbir bilgimiz yok. Bu konuda herhangi bir şey söylemedik. Böyle bir şeyi kabul etmemiz de mümkün değil. Bu yüzden bölge için görüşmeler ve anlaşmalar olmalı. Bölgeye BM güçlerinin girmesi ve bölge halkına yönelik katliamların önüne geçmesi gerekmektedir. Bölgenin geleceği, genel bir çözüm çerçevesinde belirlenmelidir.
TÜRKİYE BÖLGEDEN ÇIKMAK ZORUNDA
Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Hiçbir ulusal değerlere sahip Suriyelinin bunu kabul etmesi mümkün değil, Kürtler de bunu kabul etmiyor. Türkiye’nin Rojava ve Suriye ile hiçbir ilişkisi yok. Türk devleti, bölgeden çıkmak zorundadır. Türk devleti sınır güvenliği mekanizmasından bahsediyor. Bu üzerine konuşulup anlaşmaya varılacak bir konudur. Ancak Türkiye’nin kalıcı bir işgalini asla kabul etmeyeceğiz. Her Suriyeli Türkiye’nin topraklarından çıkması için harekete geçmelidir.”
MA