Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük yaşanan son gelişmelere dair yazılı açıklama yaptı.
Suriye’de iç savaşı sona erdirecek ve tüm tarafları kapsayacak demokratik bir diyalog ve müzakere sürecinin başlatılmasının aciliyeti üzerinde durulan açıklamada, “En büyük tehdit ise, yeni bir askeri müdahaledir. Şu günlerde AKP-MHP iktidarının Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik yeni bir askeri saldırıyı gündeme alması bu nedenle son derece tehlikeli ve yanlış bir adımdır” denildi.
‘İNSANLIĞA KARŞI SUÇ’
Açıklamanın devamında şunlar belirtildi:
“Bu adım, Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyarak demokratik bir rejim inşasını değil, Suriye toprakları üzerinde ameliyat yapmayı ve demografik yapıyı değiştirmeyi hedeflemektedir. Müdahalenin kendisi de hedefleri de uluslararası hukukun en temel ilkelerini ağır bir şekilde ihlal edecektir. Böyle bir müdahalenin yol açacağı yıkımlar ve nüfus mühendisliği aynı zamanda uluslararası hukuk açısından insanlığa karşı suç kategorisine girecektir.
SELEFİ-CİHATÇI KEMER KURULMAK İSTENİYOR
IŞİD’e karşı mücadelede on binlerce insanını feda eden ve özgürlüğü için direnen Kuzey Suriye halkları, bir kez daha tehditle ve kaos ortamı ile karşı karşıya bulunmaktadır. Sadece Kürtler değil, bölgede yaşayan Araplar, Türkmenler, Süryaniler, Ermeniler ve Êzidîler de büyük tehdit altındadır. Afrin’de ve Şehba’da, Erdoğan Rejimi’ne bağlı çeşitli güçlerin işlediği savaş suçları ve demografik değişim suçları ortadadır. Şimdi bu demografik değişim politikası Kuzey Suriye’nin geneline yayılmak istenmektedir. 1970’lerde uygulanmaya başlanan Arap Kemeri’nin yerine bu kez AKP-MHP iktidarı bölgesel istikrarsızlığı arttıracak bir Selefi-Cihatçı Kemer kurmaya çalışmaktadır.
IŞİD İÇİN YENİDEN ÖRGÜTLENME İMKANI SAĞLAYACAK
Öte yandan ABD’nin açıklamasına göre, cezaevlerinde olan IŞİD teröristlerinin AKP-MHP iktidarına teslim edilecek ve sorumluluğun Türkiye’ye bırakılacak olması da ülkemiz açısından büyük bir tehdit ve sorun olacaktır. Bu adım aynı zamanda IŞİD için yeniden örgütlenme imkânlarını açığa çıkaracak, uyuyan hücrelerin harekete geçmesi ile bölgeyi tekrar 2014’teki gibi derin bir karanlığa sürükleyecektir. Bu durumla birlikte IŞİD, Türkiye’de de siyasi dengeleri ve toplumsal dokuyu doğrudan etkileyecek bir faktör haline gelecektir.
TÜRKİYE DERİN BİR TUZAĞA SÜRÜKLENİYOR
Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere Suriye sorununa müdahil olan tüm uluslararası kesimleri uluslararası hukuk açısından kabul edilemez olan bu duruma ve yeni savaş riskine karşı sorumluluk almaya çağırıyoruz.
Türkiye barış ve demokrasi güçlerini, AKP-MHP ittifakının sarsılmış olan iktidarlarını sağlamlaştırmak için attıkları bu adıma karşı etkili ve kararlı bir duruş sergilemeye çağırıyoruz. Böyle bir askeri müdahalenin anlamı, Türkiye toplumu için daha çok baskı, daha çok zam, daha çok yoksulluk, daha derin kriz, daha yaygın hukuksuzluk ve demokrasisizlik demek olacaktır. Türkiye bu adımla sınırı belirsiz tehlikeli bir maceraya ve dibi olmayan derin bir tuzağa sürüklenmek istenmektedir. Bunu hep birlikte durdurabiliriz.”
(MA)