AKP iktidarının, halkın Diyarbakır’da yüzde 63, Mardin’de yüzde 56.54 ve Van’da yüzde 53.83 ile seçtiği Büyükşehir Belediye Başkanlarını görevden alması ve kendi kadrolarını kayyum olarak ataması, demokrasinin, hukukun ve vicdanların asla kabul edemeyeceği bir darbedir. Bu karar demokratik bir seçim sonucu seçilen belediye başkanlarının haklarının kayyum yolu ile gasp edilmesidir. Daha ötesi bu isimlerin seçilmelerini sağlayan halkın iradesinin gasp edilmesidir.
“Minareyi çalan kılıfını hazırlar” misali, adaylıklarında hiçbir hukuki engel bulunmayan, halkın seçtiği belediye başkanları hakkında açılan adli-idari soruşturmalar bahane edildi. Tek adam rejiminin bir sonucu olarak, AKP iktidarı, halkın yerel yönetimlerdeki seçme ve seçilme hakkını yok eden merkezi vesayetçi dayatması ile hukukun ve demokrasinin en temel değerlerini, yok etmiştir. 31 Mart seçimlerinde, özellikle Kürt illerinde halkın çoğunluğunun desteğiyle seçilen Belediye Başkanlarının hakları, atanmış İçişleri Bakanının kararı ve atanmış valilerin kayyumluğu ile görevden alınmıştır. Her platformda statüko ile mücadele ettiklerini ifade eden mevcut iktidarın darbe dönemlerini bile mumla aratacak bu uygulamaları artık kontrolü kaybettiklerinin en net göstergesidir.
Dünyanın her yerinde halkın iradesini ve seçim sonuçlarını yok sayan yönetim biçimine faşizm denir.
Demokrasinin beşiği ve okulu bildiğimiz yerel yönetimlere halkın katılım hakkı ile halkın seçtiği belediyelerin seçilmişlerden alınıp, atanmışlara teslim edilmesi, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ve Alevi toplumunun asla ve kata kabul edemeyeceği faşizan bir uygulamadır. Yerel seçim sonuçları, yenildiğini, güç kaybettiğini gören AKP’nin, HDP’nin halk tarafında seçilen belediye başkanlarını görevden alıp, kayyum rejimini kurumsallaştırması, Türkiye’de muhalefete geçen tüm belediyelerinde bu kayyum rejimi üzerinden müdahale edeceğinin işaretidir.
“Sandık namustur" diyenlerin sandıkta kaybedince, demokrasi, vicdan ve hukuk dışı yollara başvurmasını ve halkın iradesini gasp etmesini, AABK olarak kınıyor ve bu karardan derhal vazgeçilmesini, talep ediyoruz. Daha önce de, yine antidemokratik ve hukuk dışı yollarla Kürt illerinde seçilen HDP’li Belediyelere atanan kayyumlar, belediyeleri zarara uğratmış, israf politikaları ve şatafat gösterileriyle, halkın taleplerine ve iradesine karşı zararlar vermiştir. Halkın iradesi kişilerden ve kurumlardan daha üstün ve güçlüdür. Bugün demokrasi adına utanç verici bu kararları alanlarda er veya geç bu gerçekle yüzleşeceklerdir.
AABK olarak; Türkiye’yi uluslararası toplum nezdinde rezil eden, demokrasi ve hukuk utancından derhal vazgeçilmesini, halkın iradesiyle seçilmelerine rağmen, görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan derhal görevlerine iade edilmesini talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla…
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu