Son dönemde Dersim’de yaşanan olaylar ve yaklaşan Munzur Doğa ve Kültür Festivali’ne ilişkin PİRHA’ya konuşan İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Aslan Sultan, “Bu yıl içerisinde Dersim üzerinde karanlık bir el kendisini var etmeye başladı. Dersimliler olarak bu savaşa itiraz ediyoruz. Yaşamı savunalım ve yüzümüzü topraklarımıza dönerek inancımız, dilimiz ve kültürümüze sahip çıkalım” dedi.
İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Aslan Sultan, son dönem Dersim’de yaşanan olayların bir karanlık gibi coğrafyanın üzerine çöktüğüne vurgu yaparak, yaşanılan savaşa Dersimliler olarak itiraz ettiklerini söyledi. Bölgenin bir bütün insansızlaştırılmaya çalışıldığına dikkat çeken Sultan, yaklaşan festival ile Dersimlilerin topraklarına yüzünü dönerek diline, kültürüne ve inancına sahip çıkma çağrısında bulundu.
“DERSİM ÜZERİNDE KARANLIK ELLER KENDİNİ VAR EDİYOR”
“Bu kadim topraklarda bu acıların artık yaşanmasını istemiyoruz. Dersim tarihlerden beri hep bu acılarla anıldı. . Bizim halaylarımızda acıdır. Oy Fadike diye bir parça var. Dönüp baktığınızda orada bir hüzün vardır. Orada bir ayrılığın hüznü vardır” diyen Sultan, Dersimlilerin olarak bir daha acıların yaşanmasını istemediklerini ve buna itiraz ettiklerini ifade etti. Sultan şöyle konuştu:
“Bu yıl içerisinde Dersim üzerinde karanlık bir el kendisini var etmeye başladı. Sene başında Pertek’te bir anne ve oğlu katledildi. Peşinden Çanakkale’de askerlik yapan bir Dersimli çocuk Hozat’ta bir anneyi katletti. Yine Engin Eroğlu akıl almaz bir şekilde kaza ile Munzur’a düşmesi ve 19 gün Munzur’da kalması açıkçası çok tuhaf. Dedelerimiz bize yaralı bir ceylanın Munzur’dan su içipte nasıl iyileştiğini anlatırdı. Açıkçası böyle bir umudumuz vardı. Demek ki Munzur’un da açıkçası bize sitemi var.”
“BÖLGEDE 15 BİN MAYIN DÖŞELİ VE TEMİZLENMİYOR”
Dersim’de oynadıkları alanda yaşanan patlama nedeniyle yaşamlarını yitiren Ayaz ve Nupelda Güloğlu kardeşlere hatırlatan Sultan, Dersim coğrafyasının 15 bine yakın mayın ile döşeli olduğuna dikkat çekti. Mayınları hala temizlenmediğini hatırlatan Sultan, “Hiç günahı olmayan 2 çocuğumuz döşenen mayınlara basarak katledildi. Bu bir katliamdır. Asla başka bir tarifi yoktur. Dersim bölgesinde 15 bin mayının döşeli olduğu biliniyor. Bugün bu çocukların başına gelen yarın başka bir halkımızın çocuğunun başına gelmeyecek diye bir garanti yok. Dersimliler olarak bu savaşa itiraz ediyoruz. Çocuklarımızın nezdinde savaşın bitmesini ve barışın hemen gelmesini istiyoruz. Çünkü savaş en çok anne ve çocukları etkiliyor. Görüntülerde gördük; baba ve annenin çığlığını hiç kimse tarif edemez. Bütün demokratik kitle örgütleri, sol-sosyalist bütün çevrelere şu çağrıda bulunuyoruz. Eğer sahiplenmez isek 2 çocuğun elleri yakalarımızdadır. Herkes bütün gücü ile bunun arkasında olmalı ve hesabını sormalıdır.”
“YASAKLAR İLE DERSİM HAPİSHANEYE ÇEVİRİLİYOR”
Dersim’de merkez ve 4 ilçede 29 bölgenin 1 Temmuz 2020’ye kadar Özel Güvenlik Bölgesi ilan edilmesine değinen Sultan, bölgenin hapishaneye çevrildiğini sözlerine ekledi. Dersimlilerin hala yasaklar sebebiyle köylerine gidip mezar yerleri ziyaret edemediğini dile getiren Sultan şu ifadeleri kullandı:
“İnsan çok önemli ve başka bir varlık. Ormanlarımızda yanan en ufak böcek bile bir candır, bizim nezdimizde oda bir insandır. Yanan bir meşe ağacı canımızı yakar. Güneş gölgesinde sığınabileceğiniz tek yer ağaç gölgesidir. Ama vahşi kapitalizm bunu yok ediyor. Buna da sessiz kalamayız. Bedeli ne olursa olsun itiraz ederiz. Oralar bizim topraklarımız. Doğup büyüdüğümüz yerler. Her yıl gittiğimizde içimiz yanarak dönüyoruz. Coğrafyamız yok edilmeye çalışılıyor. Köylerimize gidemiyoruz. Anamızın, babamızın mezarlarını ziyaret edemiyoruz. İnsanım diyen bunu kabullenebilir mi? Yaz geldi ve yangınlar yine başlayacak. Coğrafyamız cayır cayır yanacak. Altında yatan sebepler başladı. Birkaç gün önce yayınlanan karar ile 1 yıl boyunca 29 bölge güvenli bölge olarak ilan edildi. Buna tabiki itiraz ederiz. Oralarda insanlar ekerek biçerek geçiniyor. Buraları yasaklar, insanı şehir merkezine çıkarmama gibi derdiniz olursa dolayısıyla orayı hapishaneye çevirirsiniz.”
“YÜZÜMÜZÜ TOPRAKLARIMIZA DÖNELİM”
Bu yıl 19’uncusu düzenlenecek Munzur Doğa ve Kültür Festivaline katılım ve sahiplenme çağrısında bulunan Sultan, son olarak şunları vurguladı:
“Bu yıl Munzur Doğa ve Kültür Festivali’nin 19’uncusu düzenlenecek. Geçmiş yıllarda da 2 defa yasaklandı. Israrla insanlarımızı oraya taşıyacağız. Arka planda yatan ise coğrayfayı insansızlaştırmaktır. Pratik olarak bunu görüyoruz aslında. Bütün illerden Dersim’e araç kaldırılıyor. Bizde buradan 4 dernek olarak araç kaldıracağız. Halkımızın buna duyarlılık gösterip kendi topraklarına yüzüne dönmesi gerekiyor. Ege’nin Akdeniz’in şaşalı yerlerinde değil Dersim’in en yüksek tepesindeki bir ağacın altında tatilimizi geçirmek isteriz. Toprağımız, dilimiz, kültürümüz orasıdır. Festivalin yasaklanmaya çalışılmalı dahi hukuki değildir. Ama ülkede hukuk işlemiyor. Festival kendi diline, inancına, kültürüne hizmet etmektir. Orada ki yaşamı savunmaktır. Yüzümüzü topraklarımıza dönerek inancımız, dilimiz ve kültürümüze sahip çıkalım.”
Ersin ÖZGÜL / İZMİR