Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / ‘AKP’nin sivil darbesi OHAL sürüyor’

‘AKP’nin sivil darbesi OHAL sürüyor’

19 Temmuz 2019, 16:31

20 Temmuz 2016’da ilan edilen ve hükümetin “Bir, bir buçuk ay içinde kaldırırız” açıklamalarına rağmen 7 kez uzatılarak 2 yıl süren OHAL, yasallaştırılarak kalıcı hale getirildi.

KHK’yle ihraç edilen HDP’li vekil Semra Güzel, “AKP’nin sivil darbesi” dediği OHAL’in sürdüğünü belirtti. 

 
Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi gerekçe gösterilerek 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) uygulaması, dönemin Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş tarafından “Bir, bir buçuk ay içinde kaldırırız” açıklamasına rağmen 7 kez uzatılarak, 2 yıl boyunca devam etti. Kurtulmuş, “Vatandaşların günlük hayatını olumsuz etkileyen bir durum söz konusu olmayacak. OHAL şartları sadece paralel yapıyla mücadele amacıyla kullanılacak” şeklindeki bir diğer açıklamasına rağmen çıkarılan KHK’lerle toplumun bütün kesimleri hedef alındı. OHAL, 2 yıl aradan sonra 18 Temmuz 2018’de kaldırılmasına rağmen özellikle bölge kentlerinde uygulamaları sürüyor. 
 
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER
 
2 yıl süren OHAL boyunca Türkiye’de neler yaşandı? 24 ay boyunca devam eden OHAL kapsamında 31 adet Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yayınlandı. 2016 yılında çıkarılan 12 KHK’nin 5’i 2016 yılı içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülmesi ardından kanunlaştırıldı. 2016 yılında görüşülmeyen 7 KHK ile 2017 yılında çıkarılan 18 KHK ve 2018 yılının başında çıkarılan bir KHK, 31 Ocak-13 Şubat 2018 tarihleri arasında TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kanunlaştırıldı. OHAL’in kaldırılması ardından KHK’lerle getirilen kanun ve maddeler yasallaştırıldı. 
 
YÜZBİNLERCE GÖZALTI
 
OHAL boyunca resmi olmayan verilere göre 250 bini aşkın kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanlığı verilerine göre 17 Ekim 2016-20 Mart 2018 tarihleri arasında yürütülen operasyonlar sonucu 79 bin 301 kişi için gözaltı işlemi uygulandı. Yine aynı tarihler kapsamında bakanlık verileri kapsamında “Örgüt propagandası yapmak, halkı kin, nefret ve düşmanlığa sevk etmek, devlet büyüklerine hakaretlerde bulunmak ve devletin bölünmez bütünlüğüne ve toplumun can güvenliğine kast etmek” iddiasıyla toplam 45 bin 415 sosyal medya hesabı incelenmeye alındı. Tespit edilen 17 bin 89 kişi hakkında işlem uygulandı. 
 
228 BİN KİŞİ TUTUKLANDI
 
İnsan Hakları Ortak Platformu’nun (İHOP) verilerine göre, 16 Temmuz 2016 tarihinden 20 Mart 2018 tarihine kadar, OHAL döneminde en az 228 bin 137 kişi tutuklanarak, cezaevine konuldu. 16 Temmuz 2016-31 Aralık 2016 tarihleri arasında toplam 83 bin 821 kişi, 1 Ocak-31 Aralık 2017 döneminde toplam 114 bin 993 kişi, 1 Ocak - 20 Mart 2018 tarihleri arasında ise en az 29 bin 323 kişi hakkında tutuklama kararı verildi. Adalet Bakanlığı Ceza İnfaz Kurumları Genel Müdürlüğü’nün bilgilerine göre, Türkiye’de 4 Ocak 2018 tarihi itibariyle kapasitesi 208 bin 830 kişi olan 386 ceza infaz kurumu bulunuyor. 
 
SİYASETÇİDEN GAZETECİYE HERKES CEZAEVİNDE
 
2016'da dönemin HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile 9 milletvekilinin yanı sıra yüzlerce siyasetçi ve gazeteci, insan hakları savunucuları tutuklandı. Görevden alınması ardından yerine kayyum atanan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) belediye eşbaşkanı yüzü aşkın kişi tutuklanarak cezaevine konuldu. 
 
CEZAEVLERİNDE SIKIYÖNETİM KOŞULLARI
 
OHAL ilanıyla birlikte cezaevlerinde sıkıyönetim koşulları devreye konuldu. Cezaevlerinde, “görüşmelerin teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilmesi, görevli bulundurulması, görüşmelerin gün ve saatlerinin sınırlandırılması, belgelendirilmesi koşuluyla sadece eşi, ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları ile vasisi veya kayyumu tarafından ziyaret etmesi, tutuklular telefonla görüşme hakkından ancak on beş günde bir ve yakınlarıyla sınırlı olarak on dakikayı geçmemek üzere faydalanabilmesi” gibi kısıtlamalar getirildi. Bunun yanı sıra cezaevlerinde çıplak arama dayatması, işkence, cezaevleri koğuşlarına kamera takılması, ayakta sayım, kelepçeli muayene, tekmil dayatması gibi birçok uygulamamanın yanı sıra yine 696 sayılı KHK ile tek tip dayatması yasalaştırıldı, ancak uygulamaya başlanmadı.
 
ÖZGÜR BASINA SANSÜR
 
OHAL ilanı ardından birçok medya kuruluşu, gazete televizyon kapatıldı. Aralarında dünyada ilk ve tek kadın haber ajansı olan JINHA’nın da bulunduğu 174 medya ve yayın kuruluşu kapatıldı. BİA Medya Gözlem Raporu’na göre, 315 gazeteci, köşe yazarı, yayın sorumlusu veya çizerin, tüm ceza ve tazminat davaları kapsamında 47 ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet hapis, 3 bin 34 yıl yıl 6 ay hapis, 4 milyon 40 bin TL maddi veya manevi tazminat istemiyle yargılandığı belirtildi. Yine aynı raporda, 2017 yılının tamamında ise 31’i Fethullah Gülen Cemaati'ne yakın medya kuruluşlarında, 20’si Kürt medyasında çalışan, beşi uluslararası medya temsilcisi toplam 85 gazetecinin gözaltına alındığı belirtildi. Darbe girişiminin yaşandığı, OHAL’ın uygulamaya girdiği 2016’da bu sayı 201 idi. Özgür Gazeteciler İnisiyatifi’nin (ÖGİ) Temmuz 2018’de yayınladığı rapora göre ise tutuklu gazeteci sayısı 192.
 
YARGISIZ İHRAÇLAR
 
Bu kapsamda çıkarılan KHK’lerle en az 130 bin kişi ihraç edildi. İhraç edilen kamu emekçilerinin özel sektörde çalışmasının önüne de engel konuldu. Kamuda çalışmaya güvenlik soruşturması uygulanmaya başladı. İhraçlara karşı OHAL Komisyonu'na 108 bin 905 başvuru yapıldı. Oluşturulan OHAL komisyonunda 22 Haziran 2018 itibariyle 21 bin 500 dosya incelenirken iade kararı verilen dosyaların sayısı bin 300'de kaldı. İhraçlara karşı her hangi bir yargı yolu gösterilmedi. Daha sonra kurulan OHAL Komisyonu ise 10 yılları bulacak işlem süresi nedeniyle eleştirirken, Avrupa Komisyonu’nun (AK) bir organı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de ihraçlara karşı başvuruları kabul etmedi.
 
ÜNİVERSİTELERDE 6 BİN KİŞİ İHRAÇ EDİLDİ
 
Olağanüstü Hal kapsamında ilan edilen KHK’lir ile yükseköğretim kurumlarından da 6 bini aşkın akademisyen ihraç edildi. İhraç edilenler arasında “barış bildirisine” imza atan 2 bine yakın akademisyen de yer aldı. Bildiriye imza atan akademisyenlerden birçoğu hakkında davalar da açılırken, bir kısmı da tutuklandı. 
 
ZORLA KAÇIRILMA VE GÖZALTINDA KAYBETME 
 
OHAL ile birlikte gazetecilerin, siyasetçilerin pasaportlarına el konulurken, ihraç edilen kamu görevlilerinin ve yakınlarının da pasaportları iptal edildi. Kamu görevlileri için yurt dışına çıkarken çalıştıkları kurumdan belge alma şartı getirilirken, çok sayıda pasaporta da tahdit koyuldu. İHD'ye yapılan başvuruların ve araştırmaların sonucunda 2017'de işkence gördüğünü söyleyen 5 bin 268 kişi tespit edilirken, verilere göre çoğu Ankara'da olmak üzere 11 zorla kaçırma ve kaybetme vakası yaşandı. 
 
AYM KARARLARI UYGULANMADI
 
Meclis’ten çıkan ilk dört KHK, CHP tarafından iptal talebiyle, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürüldü. AYM ise geçmiş kararlarını hiçe sayan bir gerekçeyle yetkisizlik kararı aldı. Bunun yanı sıra tutuklu milletvekillerinin durumlarına ilişkin anayasaya aykırı olmadığı yönünde kararlar verdi. Güvenirliğini yitiren AYM’nin kararları uygulanmaz oldu. AYM’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın başvurularına yönelik olarak “Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine, tutuklanma dolayısıyla ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine” yönelik tahliye talepleri mahkemelerce uygulanmadı. Yargılamaların hızlı tamamlanması gerekçesiyle duruşmaların avukatsız yapılabilmesinin, sanık hakkında verilen hükmün avukatın yokluğunda açıklanabilmesi sağlandı.
 
KALICI OHAL BAŞLADI
 
7 kez uzatılması ardından 18 Temmuz 2018’de kaldırılan OHAL uygulamasından geriye sansür, baskı, işkence, kapatma, cezasızlık ve ihraçlar kalırken, AKP’nin meclise sunduğu teklifte yer alan düzenlemelerle kalıcı hale getirildi. Kaldırılmasına rağmen yasallaştırılan OHAL uygulamaları sonucunda valililere “süper yetki” verildi. Yasaya göre valiler, şüpheli gördüğü kişileri 15 gün boyunca kentte girişine yasak getirmesi, anayasal hak olan toplantı ve gösteri hakkı engelleme, kamuya açık alanlarda gece vaktinin başlamasıyla, kapalı alanlarda 00.00’dan sonra toplantıların yapılması da izne bağlandı.
 
Bununla birlikte Anayasa değişikliği ile bakanlar hakkındaki gensoru önergesi uygulamadan kaldırılarak, bakanlar ve cumhurbaşkanı yardımcılarına ancak cumhurbaşkanının izniyle soruşturma açılabiliyor. 
Bu haber 394 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Boksör İsmail Özen, Almanya’da spor, medya ve iş dünyasında tanınan bir isi..