Almanya’daki evinde 8 Mart 2018 tarihinde kalp krizi sonucu hayata veda eden kadın aktivist Nadire Yoslun için anıt mezar yapıldı.
Anıt mezarın açılışı kapsamında, Yoslun’un çocukluğunun geçtiği Dersim merkez köylerinden Paxe Havig’e bağlı Tulık mezrasında bir tören düzenlendi.
Dersim Araştırmalar Merkezi’nin gerçekleştirdiği törene ailesi, köylüleri ve siyasi parti, kurum temsilcileri katıldı.
Törende konuşan DAM Temsilcisi Selman Yeşilgöz, “Nadire yoldaşımız, kadın aktivistti. Yoslun ailesi bir evladını yitirdi, Dersim ve Kürt halkı bir yoldaşını, bir neferini yitirdi. Nadire’nin doğduğu, büyüdüğü topraklara verebileceği daha çok şey vardı” ifadelerini kullandı.
9 Temmuz 1937 tarihinde yaşamını yitiren Alişer ve Zarife’ye de değinen Yeşilgöz, bu tarihte, 9 Temmuz’da Nadire’yi Zarifelerle, Alişerlerle buluşturduk” dedi.
“BENİM GÜLÜŞÜ YARIM KALMIŞ BACIM NADİRE”
Her ölümün erken ölüm olduğunu ancak bazı ölümlerin herkesi derinden sarstığını ifade eden Yeşilgöz, Ferhat Tunç’un yaşadığı sürgünden dolayı gelemediğini belirterek Tunç’un gödnerdiği mektubu şöyle aktardı:
“Benim gülüşü yarım kalmış dünyalar güzeli bacım, Nadire,
Yokluğunda yaşadığımız hayat, derin bir acı ve özlemden ibaret. Gidişinle hayatımızın neşesine gölge düştü. Hiç şüphesiz ki huzur içinde uyuyorsundur sonsuzlukta. Ancak biz senin olmadığın bu hayatı, yarası acıyla sızlayan bir kelebek misali soluyoruz. Seni arıyor ve seni özlüyoruz.
Mutlusun biliyorum, çocukluğunun en güzel anılarını biriktirdiğin köyünde, Tulık’tesin. Mutlusun biliyorum, Işığın anavatanında, sevdalısı olduğun Dersimin kutsal topraklarındasın. Acısını ve kederini yaşadığın şu kirlenmiş dünyaya inatla, dirençli ve sevgi dolu bir yaşam örneği bırakarak gittiğin için mutlusun.
Sevgili bacım, hayatın tüm zorlukları karşısında yılmayarak onurlu bir mücadelenin değerler kadını oldun. Gidişinin ardından, yaşadığın Almanya’da herkes senin fedakârlığını, cesaretini ve dostluğunu konuşuyor. Yoldaşların sensiz geçen her günün hüznü ve özlemiyle dolu.
Sevgili Nadire, bugün doğduğumuz bu eşsiz topraklarda senin için toplandı insanlarımız. Senin geri dönme ihtimalin kalmayınca, köydeki ebedi yatağını, ölümsüz bir anıta dönüştürdük. Suları hüzne çekilen şu dünyaya bıraktığın güzellikleri, kuşlar hanesi bir anıta…
Bu anlamlı günde ağabeyin olarak orada olamadığım için üzgünüm. İkimizin de istemeyeceği bu çaresiz ayrılık durumunda sakın incinmesin ruhun. Annen, Baban, kardeşlerin, çocukların, akraba ve yoldaşların benim yokluğumu hissettirmeyecekler.
Biliyorsun güzel bacım, zorluklara gerili bir hayattı bizimkisi ve bu fırtınalarla dolu hayatın zahmetlerine katlanırken en büyük desteği senden aldım hep. Herkes değişse de sen değişmeyen olarak var oldun hayatımda.
Sevgili Nadire, gidişinle birlikte kolum kanadım kırıldı adeta. Bu acımasız hayat ortak yoldaşlarımızı mahpuslara, beni de senden, dağlarımızdan, köyümüzden, Dersimden uzak sürgün bir hayata mahkûm etti. Yine de her şeye rağmen umutsuz değilim, umutsuzluk yok Nadire’m. Hani hep diyordun ya, “Ya abi boş ver, takma kafana!” işte bu sözün ardındaki derinlikle yürüyorum.
Benim güzel bacım, senin kalbin merhamet eviydi, bunu unutmak ne mümkün. Seni hasretle ve sevgiyle kucaklıyorum. Hatır koyup gönüllerden gitme zamanım geldiğinde buluşacağız o sonsuzluk ülkesinde. Hiçbir güç bizi birbirimizden ayırmayacak o zaman.
Ağabeyin Ferhat”
Mektubun ardından Derviş Cemal Ocağı’ndan Ana Menşure Doğan’ın verdiği gülbeng ile birlikte mezar açılışı gerçekleşti.
Daha sonra lokmalar pay edilerek tören sona erdirildi.
PİRHA/DERSİM