PİRHA-Kureyşan Ocağı pirlerinden Musa Kazım Engin Alevilerde Ramazan Bayramı çelişkisini yazdı. Pir Engin, “Alevi Bektaşi kültür ve inanç sisteminde Ramazan Bayramı diye bir kabul yoktur.” diye ifade etti.
Son dönemlerde tartışılan Alevilerde Ramazan Bayramı çelişkisi ile ilgili Kureyşan Ocağı pirlerinden Musa Kazım Engin sosyal medya hesabında yazdı.
“CEMEVLERİMİZİ MİNARESİZ CAMİYE ÇEVİRMEKTEDİRLER”
“Alevi Bektaşi kültür ve inanç sisteminde Ramazan Bayramı diye bir kabul yoktur. Anadolu Alevileri olarak bizler tarihi çok iyi bilmek zorundayız.” diyen Engin, “Yapılan katliamlar unutturulmaya, zulümler hafızalardan silinmeye çalışılmaktadır. Bu yüzleşmeyi aydın ve onurlu Sünni araştırmacıların da yaptığını artık görmekteyiz. Ama bir yandan da içimizden çıkan keklikler nedense gerçekler orta yerde dururken koşar adım bu bayramı kutlamaya kalkışmakta ve Cemevlerimizi neredeyse minaresiz birer camiye çevirmektedirler” diye belirtti.
“RAMAZAN CEMİ ASİMİLASYONU HIZLANDIRACAK BİR TEZGAHTIR”
“Ramazan Cemi özellikle son 15 yılda başta Cem Vakfı ve buradan yetiştirilen ve devşirilen sözüm ona Dedeler olmak üzere, uygulamaya konulan ve asimilasyonu hızlandıracak bir tezgahtır” ifadelerini kullanan Engin, “Maalesef bazı yöneticiler bu konuda tavır almak, ilkeli davranmak yerine hep vaziyeti idare etme yoluna gittiler. Tabelasında AKD veya Pir Sultan yazan birçok kurumun Cemevinde bu uygulamalar yapılmaktadır. Bu Yol ve erkana uymayan tavrın ilkeli ve omurgalı yöneticilerle aşılacağının bilincinde olmalıyız. Bu vesile ile içe dönük bir eleştiri ve öz eleştiri mekanizmasının da işletilmesi gereklidir. Kürsülerde en demokrat ve en sol söyleme sahip olan bir kısım yöneticilerin bu uygulamalar söz konusu olduğunda sus pus olmasını, görmezden ve duymazdan gelmesini hazmedenler varsa da ben bir Pir olarak hazmedemiyorum” diye yazdı.
“SONUÇLARI KABUL ETMEK TESLİM OLMAK ANLAMINA GELİR”
“Okuyan, araştıran sorumluluk duyan ve vicdani muhasebesini yapan Alevi dedeleri de bu duruma kayıtsız kalmamalıdırlar. Yüzyıllar boyunca Ramazan süresince içki içmekten dolayı yargılanmış ve cezalandırılmış bir tarih önümüzde durmaktadır.” diyen Engin, şöyle devam etti:
“Bu nedenle yaşanan acılar kadar ‘kanıksanmış’ ve dirençle karşılanmıştır ki, yüzlerce, binlerce Bektaşi fıkrasına konu olmuştur. Yıllardır uyarmamıza rağmen bazı Alevi-Bektaşi Canların hala şeker resimleri ile süslü Ramazan Bayramı tebrik mesajlarını görmekteyiz. Bu gerçekler orta yerde dururken kendine Alevi Bektaşi diyen insanların diğer Alevi Bektaşi canlara Ramazan bayramı tebrik mesajları göndermeleri iki temel yanlışa bağlıdır.Birincisi ve esas tehlikeli olanı sinsice Alevilerde bir davranış kültürü oluşturur, bunun üzerine asimilasyona biraz daha hizmet etmektir. Bunun daha çok egemen olan anlayışın, kültürün ve inancın hegemonyasını kabule götürdüğünü ve kendi geçmişimize ihanet olduğunu unutmamak gerekir. İkincisi ise aidiyet duygusu ile kabul edilmek duygusu ile ve riyakarlıkla dolu olan yalvarış ve yakarıştır ki, bu durumda olanlara üzülmek ve acımak gerekir. Bu yenilginin kabulü, ezilmişliğin sonuçlarının kabulü ve teslim olmak anlamına gelir.”
“RAMAZAN BAYRAMI VE CEMİ YOL DÜŞKÜNLÜĞÜDÜR”
“Bu teslim olmanın devamında bakın biz de sizin gibiyiz, bizi de aranıza alın, dışlamayın, kabul edin anlayışıdır. Özgüven eksikliğinden, tembellikten, inançsızlıktan ve riyakarlıktan kaynaklanan bu tip davranışları bir kısım kişiler de rant için yapmaktadırlar. Bunların bir kısmı oruç tutmayıp, nedense bayrama koşar adım gitmekteler, çok az olsa da bir kısmı ise hem oruç tutup, hem bayram yaparak Müslümanlardan ne kadar az farkları olduğunu ispat etmeye çalışmaktadırlar” ifadelerini kullanan Engin, şunlara vurgu yaptı:
“Alevi Bektaşilerin yüzyılların direncini ihanet edercesine başkalarına sunmalarına bu fakirin gönlü razı değildir. Acizane bana göre Ramazan Orucu tutmak ve Ramazan Bayramı yapmak, hele hele bu bayrama Cemevlerinde, Ramazan Bayram Namazı ve Cemi yaparak girmek tam anlamı ile bir yol düşkünlüğüdür. Yolun yolcusu ve sahibi olması en başta gereken Dedelerin Ramazan Orucunun esasını ve Bayramının nedenini detaylı ve bilgiye, belgeye dayalı açıklama mecburiyetleri vardır. Sorundan kaçmak sorunu ortadan kaldırmıyor aksine artırıyor, bu böyle bilinmelidir. Hünkar’dan nasip almış canlar bunun bilincindedirler. Alamayanlara da Serçeşmenin suyundan içmelerini dilerim. Unutmak ve unutturmaya çalışmak ihanettir.”