Erdoğan, Çöktürme Planı'nı 2015'te pratiğe uyguladı. Başında Enver-Talat-Cemal'in bulunduğu İttihat Terakki Cemiyeti (İTC) diktatörlüğünün Ermeni halkımızı soykırıma uğratmasının 100. yılında. Soykırımın 101. yıldönümünde planı sürdürüyor.
24 Nisan Ermeni aydınları ve vekillerinin evlerinden alınıp zindana ve oradan toplama kamları yolunda katledilmeye götürülmelerinin günü. Ermeni halkımız kendisine reva görülen soykırımın sembol günü olarak 24 Nisan'ı kabul etti. Soykırımı kınarken adeta bir toplumun aydınları ve milletvekillerinin katledilmesine boyun eğilirse soykırımın diğer cinayetleri peşi sıra kolayca gerçekleştirilir mesajını verdi.
İTC çetesi, savaşa girmeden birkaç ay önce Batılı devletlerin baskısıyla da kabul etmek zorunda kaldığı Ermeni illerinde "reform programı"nı savaş arifesinde yok sayarak savaşı başlatmıştı. Erdoğan çetesi, Dolmabahçe açıklamasıyla mutabakat içinde olduğunu ilan ettikten hemen sonra, İmralı'daki diyalog masasını devirerek soykırımı başlattı.
İTC çetesi, parti şeflerinin gizli kararı ve İçişleri Bakanı'nın resmi/telgraflı ve fiili emriyle aydın ve vekilleri zindana ve toplama kampları yolunda ölüme gönderdi. Parlamentoya karar aldırmaya ihtiyaç bile duymadı.
Emperyalist rekabet savaşına dahil olmuştu. İtilaf grubuna karşı Alman emperyalizminin kazanacağı hayaliyle imparatorluğu koruma ve Turan'ı gerçekleştirme macerasına girişmişti. Savaşın başlangıcında henüz yıkım ve hayal kırıklığı yaşamadan önce haksız savaşta kazanacağı hayaliyle motive oluyor savaş hali zulmünü kendinden geçerek uyguluyordu. Yasa, parlamento kararı soykırımcı üçlü şef için vakit kaybıydı.
Erdoğan, soykırım emrini veren Talat gibi yapıyor. HDP'li vekillerin ve eşbaşkanların dokunulmazlıklarının kadırılması için AKP grubuna emir veriyor. MHP hazırola geçerek emri uyguluyor. Kılıçdaroğlu, "Anayasa'ya aykırı ama zorunlu evet oyu vereceğiz" diyerek tabanını ve çoğu vekili şaşırtıyor. Burjuva partiler, Erdoğan'ın hukuksuz emrine uyarak, parlamentonun göstermelik olduğunu kanıtlama yarışına giriyorlar.
Erdoğan, barışçı akademisyenlere yaptığı gibi yargıya ceza vermesi ve tutsak etmesi için emir veriyor. "Tutuksuz yargılama mı olur?" lafıyla hukuki "deha"sını sergiliyor.
Erdoğan ve çetesi, İTC çetesinin lider üçlüsünün yaptığına benzer bir şekilde, Çöktürme Planı'nı MGK'da 2014 Eylül'ünde gizlice aldı. Davutoğlu bu işlerin kotarıcısının kendisi olduğunu göstermek için 2013 sonunda kendi aklında planın karar haline geldiğini zikretmekten utanmadı.
İTC çetesi, Ermeni halkımızı Teşkilat-ı Mahsusa elebaşılığında katilleri, İTC çetelerini, ganimete konma güdüsü ve panislamizm-pantürkizmle sarhoş ettiği kitleleri harekete geçirmişti. Erdoğan ve çetesi, MİT'i, PÖH ve JÖH'ü, IŞİD ve ülkücü çeteleri katil olarak kullanıyor. Sünni İslamizm ile millilik ve yerlilik zehrini içiriyor. Sanki milli ve yerli olunca katillik, kitlesel katliam, tecavüz, yakarak-yıkarak öldürme aklanacak sanıyor? Faşist soykırımın yabancısı da yerli/millisi de insanlık suçudur.
İTC çetesi, jandarma ve tüfek kullanmıştı. Erdoğan ve çetesi, tank-top kullanarak, hatta olası havadan bombardımanla seleflerini aşıyor. Talat, telgraf emrinde "karşı koyan olursa silah kullanılacak" ibaresiyle, yakarak, yıkarak kurşunlayarak, uçurumdan atarak, açlık ve susuzluktan kırarak,genç erkekleri amele taburlarına alıp etkisiz hale getirerek soykırımı başlatmıştı.
Erdoğan ve çetesi, IŞİD canilerine bombayla miting ve toplantı katliamları yaptırarak şok ve dehşet yaratıyor, Çöktürme Planı'nı, soykırımcı saldırı seferini başlatıyor. "Son terörist etkisiz hale getirilinceye değin savaş sürecek" emrini vererek, ağır savaş silahları kullanıyor, savaş suçuna giren canilikler işleyerek soykırımı uyguluyor.
1915 Soykırımından kalan Ermeni halkımızın metruk/yıkılmış köy evleri ve kent binaları soykırımın tanığı olarak karşılaştıklarımızdı. Şimdi Erdoğan 2015-16 soykırımında Cizre'nin, Sur'un, İdil’in, Nusaybin'in evlerini savaş enkazına çeviriyor. "Gerekirse Nusaybin'de uzaktan bombalayarak bütün binaları toptan yıkarız" emrini veriyor. Yıktığı binaları soykırımın kanıtı yapıyor.
İTC çetesinin jenosidi, Ermeni halkımızı yoketmekle kalmadı. Yüzyıldır Türk halkımızı gerciliğin ve faşizmin arkasına bağlamanın aracı olarak bitmeyen Ermeni düşmanlığı da üretti. Bugün Erdoğan çetesinin soykırımı yıllar sürecek Kürt düşmanlığı üreterek benzer bir rol oynayacak.
Erdoğan çetesi soykırımcı saldırısında, kaşısında direnişi bulduğu için istediğini, 1915 jenosidinin ölçüsünü ve faşizmi karşı konamaz biçimde sağlamlaştırmayı kolayca gerçekleştiremeyecek. Şimdi tüm demokratik güçler ve ezilenler olarak, özellikle Türkiye cephesinde birleşik direnişi, her düzeydeki mücadeleyle genişletme ve yükseltme sorumluluğuyla yüzyüzeyiz.
Yüzyıl arayla tekrarlanan ırkçı soykırımı tarihin çöp sepetine göndermenin ve halklarımıza düşmanlığın Türk halkının saflarında yeniden yükseltilmesini önlemenin yolu bu mücadele sorumluluğunu layıkıyla yerine getirmekten geçecek.
Ziya Ulusoy / Özgür Politika