Açıklamasında, ‘Ermeni soykırımı, Koçgiri ve Dersim soykırımlarının aynı zihniyet ve aynı güçler tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çeken Dersim’i Yeniden İnşa Cemiyeti, ‘Vicdan sahibi herkesi Ermeni soykırımı başta olmak üzere Dersim soykırımı dahil acımızı paylaşmaya, bu büyük insanlık suçunun bütün yönleri ile aydınlatılması ve hesabının verilmesi mücadelemize omuz vermeye çağırıyoruz‘ diye belirtti.
20. Yüzyılın hemen başlarında ittihat terakki ile başlayan İmha ve inkar politikası Ermeni halkını soykırımdan geçirdi.
24 Nisan 1915, tarihin en büyük soykırımının yıldönümü.
Biliyoruz, Türkiye’yi yönetenler, tarihlerinde yer alan bu “utanç dolu gerçekten” bir kez daha kaçacaklar..
Ancak bundan 104 yıl önce yaşanan Ermeni Soykırımı bugün Türkiye’nin hala yüzleşmediği en büyük soykırımlarından biridir.
İttihat terakki ile başlayan soykırım suçu bu topraklarda işlendi ancak 104 yıldır bununla yüzleşilmedi.
Ermeni halkı tam 104 yıldır adalet bekliyor.
Elbette bu insanlık suçu soykırım, bu topraklarda işlenen ne ilk ve nede son insanlık suçu idi.
İttihat terakki’den cumhuriyete ve sonrasında devlet, soykırımlar ve katliamlar üzerinde inşa edildi..
Ermeni soykırımı, Koçgiri, Şeğ Said, Zilan, Dersim, 33 kurşun, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Roboski ve hatta Gezi-Taksim olayları, Sur, Cizire ve son dönemlerde açlık grevlerindeki evlatlarının sesi olmaya çalışan Analarımıza karşı yapılan zulüm..
Bilindiği üzere 1920'lerin başında cumhuriyeti kuracak kadrolar, Koçgiri'de bir Kürt-Alevi soykırımı yaparak aslında cumhuriyet döneminde Kürde ve Alevi'ye nasıl yaklaşacağının ip uçlarını veriyordu.
Devlet, 1915'de işlediği suçu da ardına alarak bu kez Koçgiri ve sonrasında Dersim coğrafyasına yöneldi.
Dersimin kültürel zenginliğini, inancını, coğrafyasını ve en önemlisi de 'özerkliğini' ortadan kaldırmak, yok etmek için harekete geçti.
Nasıl ki 24 Nisan 1915, resmi Ermeni soykırımı tarihi olarak adlandırılıyor ise yine aynı zihniyet bu kez 4 Mayıs 1937’de 'Dersim Vurulmalıdır' kararı ile Dersim Soykırımı’nın resmi başlangıcını ilan etmişti.
Bu temelde 4 Mayıs 1937 günü TBMM' n de bakanlar kurulunca 'DERSİM VURULMALIDIR' kararı çıkartıldı ve sonrasında bilinen süreç yaşandı.
Türkiye Cumhuriyeti devleti yöneticileri Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü gibi CHP'nin ve devletin en önde gelenlerinin emir ve komutaları ile düğmesine basılan 'DERSİM SOYKIRIMI' süreci böylece resmi olarak başlatılmış oldu.
Dersim’i Yeniden İnşa Derneği başta olmak üzere; Dersimde yaşananlar, Devletin ve CHP'nin rolü konusunda ise son 10 yıllardır sürdürüle gelen çabalar sonucunda artık, 'Dersim Soykırımdır' denilmeye başlandı.
Yine başta Dersimi Yeniden İnşa Cemiyeti, Dersim 37-38 Soykırım Karşıtı Derneği ve Avrupa Demokratik Alevi Federasyonu tarafından AP'de düzenlenen 'Dersim Soykırımı Konferansları' sonucunda adı konulmamış bu dava Lahey taşınarak çok önemli bir gelişme sağlandı.
Giderek olgunlaşan ve önemli bir gündem oluşturan 'Dersim Soykırımı' tartışmaları, taraflı tarafsız bir çok kesimin gündemine girdi.
Dersimde yaşananların bir isyan olmadığı, Seyid Rıza ve yoldaşlarının ise biyat etmeyen, onurlu bir duruş ile Dersim davasına sahiplendiği bu çabalar sonucu ortaya çıkartıldı.
İşte bu gün, Ermeni soykırımı günü olarak bilinen 24 Nisan, bundan 104 yıl önce resmi olarak başlatılmış ve günümüze değin bu hakikat ile yüzleşilmemiş ise bundan 82 yıl önce ise 'DERSİM VURULMALIDIR' kararı alan devletin zihniyeti aynıdır ve Dersim ile de yüzleşilmemiştir.
Bırakalım Ermeni ve Dersim soykırımları ile yüzleşilmesini devlet ve düzen partileri ile bir çok kesim hala gerek Ermeni halkına karşı gerçekleşen soykırım ve gerekse Dersimde yaşananlar ve Dersimlilerin acıları üzerinden utanmadan siyaset yapmakta ve Dersimliler ile alay etmektedirler.
Kısacası devlet, AKP hükümeti, TBMM siyasetçileri ve cumhurbaşkanı, 'Kürt sorunu yoktur' yaklaşımını Ermeni soykırımı olmamıştır, tam tersine onlar (Ermeniler) bizi katletmiştir' yada Dersim Soykırımı diye bir şey yoktur' noktasında durmaktadır.
Bugün 24 Nisan, Ermeni halkının acılarını paylaşıyor ve Dersimliler olarak hem yastayız ve hem de öfkeliyiz diyoruz.
Yani bir başka deyişle 24 Nisan Ermeni halkı için kara bir gün, insanlık içinse utancın adıdır.
24 Nisan karanlığın imzasının, kara vicdanların masa üstünde ferman verdiği günün adıdır.
24 Nisan 1915 Ermeni soykırımı 104. yılında ve yüzleşmeyi bekliyor...
Devlet başta Ermeni ve Dersim soykırımı olmak üzere yaptığı tüm katliamlardan ötürü Ermenilerden, Kürtlerden ve Alevilerden özür dilemelidir.
Yüzleşme sağlanınca, hakikat ile yüzleşinceye dek ise Ermenilerin, Kürtlerin, Alevilerin ve Dersimlilerin yürüyüşü devam edecektir.
Dersim’i Yeniden İnşa Cemiyeti olarak vicdan sahibi herkesi Ermeni soykırımı başta olmak üzere Dersim soykırımı dahil acımızı paylaşmaya, bu büyük insanlık suçunun bütün yönleri ile aydınlatılması ve hesabının verilmesi mücadelemize omuz vermeye çağırıyoruz.
Dersim’I Yeniden İnşa Cemiyeti