HABER MERKEZİ - Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi, yarın tarihinin en kalabalık günlerinden birine tanıklık edecek. "Bu suça ortak olmayacağız" diyerek barış bildirisine imza attıktan sonra "Örgüt propagandası yapmak" ve "Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve organlarını aşağılamak" suçlamasıyla tutuklanan akademisyen Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya, Yrd. Doç. Dr.Esra Mungan ile Doç. Dr. Kıvanç Ersoy'un davası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Aynı zaman da Suriye'deki çetecilere gönderilen silahları ifşa ettikleri için "casusluk" ve "devlet sırlarını ifşa etmek" suçundan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
Kalemlere Özgürlük kampanyası...
Her iki davaya dikkat çekmek amacıyla "Kalemlere özgürlük" adı altında kampanya başlatan aktivistler, gazetecilerin ve akademisyenlerin yarın hakim karşısına çıkacağını hatırlatarak, adliye önünü "adalet şölenine çevirelim" çağrısı yaptı.
Kampanya kapsamında, kalemlere özgürlük sloganı ile sosyal medyada fotoğraflar paylaşılırken, "22 Nisan'da İstanbul Adliyesi'ne büyük adalet şöleninde buluşalım" adı altında etkinlikler başlatıldı. Tutuklu akademisyenlerin arkadaşlarından Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Tül Akbal, 22 Nisan'daki duruşmaların çok önemli olduğuna dikkat çekti. Akbal, 'Toplumun paramparça olduğu siyasetin hukukun bağımsızlığını yitirdiğini' söyledi. Bunun da ağır bir tahakküm ilişkileri ürettiğini ifade eden Akbal, 'En temel haklarımızın dahi ifade özgürlüğünün yok sayılmak istendiğini' hatırlattı. Akbal, 'Özgürlüğü adına 22 Nisan'da neden içerde oldukları bile açıklanamaz olan 4 arkadaşımızın, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün davalarını izlemek sorumluluğumuzdur.' diyerek herkesi davayı takip etmeye çağırdı.
Barı yargılanamaz...
Barış bildirisine imza attığı için görevinden alınan Düzce Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim görevlisi Doçent Doktor Latife Akyüz de, İstanbul Adliyesi'ne her kesimden insanın giderek, düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi. Akyüz, '22 Nisan sadece akademisyenlerin ve gazetecilerin değil, Türkiye'de barış isteyen herkesin yargılandığı gündür. Oysa biz biliyoruz ki barış yargılanamaz. Barış istemek suç sayılamaz. Bu nedenle 22 Nisan'da çağlayan'da bu isteği paylaşan herkesle buluşacak bu ülkeye baharı getireceğiz.'dedi.
Bu zorbalık işe yaramıycak...
Gazeteci Fehim Işık da, '22 Nisan'daki akademisyenlerin ve gazetecilerin yargılanmasının gelinen bu yeni aşamadaki sindirme ve toplumu tek renklileştirme hareketinden başka bir şey değil' dedi. Işık, 'Bastırma ve sindirme politikalarının işlenen suçları gizleyemeyeceğini ve on yıllardır uygulanan şiddet politikalarının işe yaramadığını söyledi. Işık, 'Yeni dönemdeki zorbalık da bir işe yaramayacak. Bugün yargıyı denetim altına alıp haksız yönelimlerle gazeteci ve akademisyenleri cezaevlerine koyanlar inanıyorum ki yarın bu suçları nedeni ile yargılanmaktan kurtulamayacaklar' diye konuştu.
Çağlayan'da olalım...
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ise, 'Bu ülkede barış için kendisini sorumlu hisseden herkesin, düşünce ve ifade özgürlüğünü isteyen herkesin 22 Nisan Çağlayan'da olması gerekiyor' dedi.