„Atı alan Üsküdar'ı geçti." dedi.
Ve „Adam kazandı." dendi.
Sonra alturka İslamo faşist sistem kurdu.
Zindanları Kürt aydınları ve demokratlarla doldurdu.
Artık iki kişi yanyana gelemiyor.
Hemen PÖH, JÖH, Asad, milli, kinli milisler saldırıyor.
Milletvekilini yaralıyor.
Kürdistan'da şehirler havadan ve karadan bombalanıyor.
Halk açlık kuyruklarına giriyor.
O ise ortalık toz pembe diyor.
Oturun üç öğün simit yeyin, çay için.
Kimse sormuyor „Yahu sen ne yiyorsun?"
Kimse soramıyor.
Devlet onun. Mal mülk onun. Saraylar onun.
Türklerin Allah'ı O'nu göndermiş.
Bu dünyada cenneti yaşasın deyu.
Ege kumsalına Kuveyt'ten kum getirilsin.
Güney Amerika'dan cennet meyveleri sofrasına dizilsin.
Başparmağı avuç içinde İhvan'ı anlatsın.
Eşit olmayan sahte seçimler yapsın.
Kaybederse „Olur mu lan?" desin.
Seçime girince KHK süzgecinden geçirilsin.
Kazanınca olmaz deyip yerine adamına mazbata versin.
Kazanan üç defa daha fazla oy almış olmaz dersen,
Soysuzlar kafanı gözünü yarsın.
Ey halkım işte böyle kısaca ülkemin ahvali.
Öcalan zindanın zindanında.
Leyla ve Kürt yurtseverleri gönüllü ölüm yarışında.
Kürt halkını uyandıran ayakları üstüne diken ulusal önder.
İzolasyonda.
Rahat olabilir misin?
Rahat mısın Selahattin, İdris ve Gültan Kışanak içerde oldukça?
Her gün dağların bombalandıkça.
„Edi Bese!" deyip ayağa kalkmanın zamanı.
Diaspora aydınlığıyla beynini doldur.
Yüreğin pek dur.
Sen „terörist" değilsin.
Sana zulmeden terörist.
Dilin yasak, temel insani hakların yasak.
Kürt olman yasaklanmış. „Yallah Kürdistan'a" diyor.
Utandırma bu son günlerimde beni.
Umut ver ki ben de hayata sarılayım.
Özgür ve aydın Kürdistan'ı göreyim.
Bu dünyada rahat yüzü göremedim.
Bari cenazem faşist çizmelerin altına girmesin.
Utandırma.
Haydar Işık, 17.Nisan 2019