Almanya basınında Türkiye yerel seçimleri geniş yer buldu. Basın muhalefetin Ankara ve diğer büyük şehirlerdeki başarısını 'Erdoğan'a bir ders' olarak yorumladı.
ARTI GERÇEK- Türkiye yerel seçimleri tüm dünyanın gündeminde olsa da en Avrupa'da ekonomik ve kültürel olarak en yakın ilişkileri olan Almanya için ortaya çıkan sonuçlar ayrı bir önem taşıyor. Almanya basını tüm sonuçların netleşmesini beklese de hemen hemen tüm medyada bu seçimlerin 'Erdoğan'a bir ders' olduğu yorumları öne çıktı. Özellikle Ankara belediyesinin 20 yıl sonra muhalefete geçmesi, Antalya, Adana, Hatay gibi önemli Akdeniz bölgesi şehirlerinin el değiştirmesi ve elbette HDP'nin kayyım atanan şehirleri geri alması Almanya basınında yerel seçimlerin yorumv e analizlerinde öne çıkan konular oldu.
İşte Almanya basınına yansıyanlar:
ARD: ERDOĞAN'IN MORAL SINAVIYDI
Almanya 1. devlet kanalı ARD Türkiye'de yapılan yerel seçimler hakkında şu yorumlara yer verdi:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan için bir moral sınavıydı. Büyük şehirlerde ki durumun Erdoğan'a karşı olduğu görünüyor. Ankara'da muhalefet kazandı. İstanbul'da başa baş bir yarış var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidar partisi Türkiye genelinde önde olmasına rağmen, başkent Ankara'da muhalefete yenildi. İslami muhafazakar AKP ve AKP'nin öncül partisinin 25 yıllık yönetiminin ardından CHP adayı Mansur Yavas, oyların yüzde 51'ini alarak kazandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç başkentteki binlerce destekçinin önünde yaptığı konuşmada 'Tarih Ankara’da yazıldı' dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için yerel seçimler bir ruh hali sınavıydı. Liderliğinde, ülke şu an çift haneli enflasyon ve gıda fiyatlarındaki keskin artışlarla ekonomik bir krizde. Erdoğan, Ankara'da AKP'nin yenilgisini kabul etmekten kaçındı. Ayrıca İstanbul'daki seçim sonucu hakkında yorum yapmadı. Bunun yerine, partisindeki olası 'zayıflıkları' tespit edip düzeltmeye söz verdi."
BILD: AKP ANKARA'YI KAYBETTİ
Almanya'nın yüksek tirajlı gazetesi Das Bild seçim haberlerinde AKP'nin Ankara'yı kaybetmesi üzerinden gördü. Gazete, "Hem AKP hem de muhalefet gece zafer kazandığını iddia etti" şeklinde yazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ankara'da taraftarlarına söylediği "Halkımız belediye başkanlığını kaybederse bile mahalleleri AK Parti'ye vermişdir." Gerekirse parti sonucu tartışacaktır" cümlelerini yazdı.
Almanya'nın popüler politika dergisi Focus ise seçimler hakkında "Dramatik bir seçim gecesinin ardından, belediye başkanlığı için ekonominin metropolü İstanbul'daki yarış giderek daha heyecan verici hale geliyor" yorumunu yaptı. 'Erdoğan'a bir ders' başlığıyla devam eden yorumda "İstanbul uzun zamandır AKP tarafından yönetiliyordu. Sonuç, iktidara alışık Cumhurbaşkanı Erdoğan için bir ders oldu. İmamoğlu, sabah saatlerinde belediye başkanlığını aldığını tekrarladı" şeklinde yazdı.
DIE WELT: AKP İÇİN İYİ BİR SONUÇ DEĞİL-YİNE DE ERDOĞAN İÇİN BİR BAŞARI
Die Welt gazetesi 'AKP için iyi bir sonuç değil - yine de Erdoğan için bir başarı' başlıklı Daniel-Dylan Böhmer'nın yazısıyla yerel seçimleri yorumladı:
"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için iyi bir sonuç olmadı. Türkiye'nin başkenti ve hükümetinin iktidar merkezi olan Ankara, 20 yıl sonra Erdoğan partisinin elindeki ülkenin en büyük muhalefet partisi olan Sosyal Demokrat CHP tarafından yönetilecek.
Muhalefet aynı zamanda İslami muhafazakar AKP ve milliyetçi ittifak ortağı MHP'nin daha önce hüküm sürdüğü güney şehirleri olan Antalya ve Adana'daki belediyeleride devralabilir.
İstanbul'da bile CHP'nin bir zafer kazanması mümkün görünüyor. 15 milyon nüfusu ile ekonomik metropolde Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 20'si yaşıyor. Erdoğan 1994'te İstanbul belediye başkanı olduğu zamandan bu yana, Boğaziçi kentinde iktidar her zaman öncül partisinin ve kendi partisinin elinde olmuştu. Erdoğan, bu seçim kampanyasında "İstanbul'u Kim kazanırsa Türkiye'yi kazanır" dedi.
AKP adayı eski Başbakan Yıldırım, AKP adayı akşam saatlerinde İstanbul’da zafer kazandığını iddia etti. Taraftarlarına "İstanbul'da kazandık. Bana verdikleri görev için İstanbul halkına teşekkür ediyorum" dedi. Ancak resmi haber ajansı Anadolu Ajansı'na göre, açılan oyların yüzde 98' ininde muhalefetin adayı birkaç bin oy önde sayıyordu buz inceliğinde bir liderlik."
Yazının devamında Böhmer, "Şu anda muhalefetin yakaldığı başarılar Türkiye'de gerçekten bir güç başlangıcı olduğuna işaret ediyor gibi görünmüyor" yorumunu yaptı.
Böhmer yazısında, "Öte yandan, Erdoğan için oldukça iyi bir sonuç: Anadolu Ajansı'na göre, oy sandıklarının yüzde 99'undan fazlası sayıldı ve AKP yüzde 44,42 alırken CHP'nin yüzde 30,07 aldı. Sadece bu da değil: Geçen yıl yapılan parlamento seçimleri ve 2014 yılındaki yerel seçimlerle karşılaştırıldığında, AKP yaklaşık yüzde bir oyunu artırmış. İktidar partisinin politikasından şüphe etmek için birçok nesnel neden olduğu için bu daha da dikkat çekici. Türkiye resesyonda, Türk Lirası geçen yıl değerinin yüzde 20'sinden fazlasını kaybetti ve işsiz sayısı bir milyon arttı. Hükümet, maddi geliri düşük insanlara yardım etmek için sübvanse edilmiş yiyecek satan tezgahlar bile işletiyor" bilgilerini paylaştı.
Yerel seçim sonuçları dünya basınında: Erdoğan'a darbe
AKP'nin Ankara'yı CHP'ye kaptırırken, YSK CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'da önde olduğunu açıkladı.
'AGRESİF SEÇİM KAMPANYASI'
Yazının devamında Böhmer, "Ancak geride kalan bu seçim kampanyası belki de geçmiş yılların en saldırganıydı. İçişleri Bakanı'nın, potansiyel olarak başarılı muhalefet adayları ile önceden tutuklama tehdidinde bulunması Türkiye için bile olağandışıydı. Aynı zamanda, medyanın hükümetin belirttiğinin dışına çıkmamakla, iktidara bağımlılığını daha da genişletti.
Ülkenin güneydoğusundaki Kürt bölgelerinde durumun bastırılmışlığı ortada. Burada uzun süredir ordunun güçleri var. HDP'li belediye yöneticileri 'teröre destek verdikleri' iddialarıyla görevlerinden alındı ve AKP buralara kayyımlar atadı. Burada, HDP bazı belediyeleri kaybetti, ancak çıkan sonuç hala Türkiye'nin güneydoğusundaki mevcut olağanüstü durumu değerlendirmek için hala çok anlamlı.
Bu seçim gecesinden sonra sadece paradoksal, çelişkili bir sonuç kaldı: Recep Tayyip Erdoğan'ın otoriter yönetimi, kriz zamanlarında bile Avrupa'daki bazı gözlemcilerin kabul etmek istediğinden daha istikrarlı. Aynı zamanda, muhalefet aşırı baskı ve eşit olmayan koşullar altında yalnızca hayatta kalmayı başarmadı aynı zamanda hükümetin neredeyse çok az farkla arkasında kaldı bu da dikkat çekici. Birlikte ele alındığında, tüm bunlar Türkiye için daha fazla huzursuzluk anlamına geliyor. Muhalif çatışmanın en sert yaşandığı güneydoğuda, bu topraklarda kalan gerilim nihayetinde kontrolden çıkabilir. Ama sadece orada değil" ifadelerine yer verdi.
DIE ZEIT: SEMBOLİK GÜCÜ OLAN BİR YENİLGİ
Almanya'nın önemli gazetelerinde die Zeit'da Michael Thumann Türkiye yerel seçimlerini değerlendirdi. "Recep Tayyip Erdoğan saldırgan bir seçim kampanyası başlattı. Ancak fayda getirmedi. AKP gücünü yitirdi." şeklinde yorumladı:
"Ne de olsa, Türkler hala bir seçeneğe sahipler. Medyanın tarafgir tutumuna ve bütün siyasi baskılara rağmen. Bu, seçimlerin yalnızca önceden belirlenmiş sonuçları doğrulamak için hizmet ettiği ülkeler için sevindirici ve önemli bir farkı var. Örneğin Rusya seçimlerinde, Vladimir Putin şaşırmaz, Suriye seöimlerinde Beşşar Esad'da kesinlikle öyle. Ancak Recep Tayyip Erdoğan bu seçimde fena halde şaşırdı" yazdı.
Thumann yazısının devamında, "Bu yenilgilerin belediye düzeyindeki sembolik gücü hafife alınmamalıdır. Bir süredir belirgin olan AKP'nin zayıflığı, ilk kez ülkenin büyük şehirlerinde güç kaybına yol açmasıyla görünür oldu. Cumhurbaşkanı, partisinin gücünün zayıfladığını savunmasızlığını biliyor; bu yüzden seçim kampanyası sırasında manipülasyon ve siyasi savaş taktiği kullandı.
'AGRESİF KAMPANYASI İŞE YARAMADI'
Thumann, "Erdoğan’ın partisi sağcı aşırılık yanlısı MHP’nin milliyetçileri ile bir ittifak kurmuştu. Medya yerel seçim kampanyasında mevcut tüm kamera ve mikrofonlarını, cumhurbaşkanlığı sarayından saldıran cumhurbaşkanına çevirdi. Suriye'deki Kürt milislere yönelik bir saldırıyla tehdit etti. Amerika ve Avrupa’ya karşı bağırıp çağırdı. Yeni Zelanda’daki Müslümanlara yapılan aşırı sağ terörist saldırıyı, Avustralyalılara ve Yeni Zelandalılara karşı keskin bir şekilde kışkırtmak için kötüye kullandı. İslamcılara ve muhafazakarlara Ayasofya'yı camiye çevirme fikrini sundu.
Bunların hiç biri işe yaramadı. Erdoğan halkın sorunlarını ıskalayarak konuştu. İki yıl süren siyasi temizlikten sonra, idari kaostan, cumhurbaşkanının tek kişilik egemenliği yüzünden Türklerin yarısının öfkesi çok büyük. Çok fazla insanın yüksek gıda fiyatları ve onların gelirlerinin düşüklüğü nedeniyle öfkesi çok derin. Çok kasvetli biçimde ekonomik krizdeki görünüyor. Başkanın kötü ekonomiyi iyileştirme konusunda somut önerileri de çok zayıf.
Erdoğan, seçim kampanyasında AKP'ye oy vermeyenleri "terörist" olarak tanımladı. Bu seçim sonrası dönemin yönünü belirler. Uzlaşmalar ve büyük koalisyonlar Erdoğan'a yabancı. Ülkenin kutuplaşmasını yoğunlaştıracak ve cumhurbaşkanlığı sarayından muhalefet belediyelerine karşı savaşacak. Kürtlerin bölgesinde yaptığı gibi, muhalefet belediye başkanlarını görevden almaya çalışabilir. Muhalefet şehir belediyelerine uzun yıllar sürecek davalar açabilir. Belki AKP muhalefete, İstanbul için uzun, çirkin bir seçim anlaşmazlığı sürdürebilir.
Erdoğan ne yaparsa partisi zarar görür- ve bu durumu önleyemez. Görünüşe göre sarsılmaz AKP artık kusursuz değil. Başkan şimdi poizsyonunu pekiştirmek için çok zaman harcayacak." şeklinde yazdı.