Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı ve 132’inci güne giren açlık grevi, tüm cezaevlerine yayıldı. Tekirdağ Cezaevi’nde bulunan Zülküf Gezen ise İmralı’daki tecridi protesto etmek için yaşamına son verdi. Gezen’in cenazesi polis tarafından alıkonularak getirildiği Diyarbakır’da abluka altında toprağa verildi.
Dersim Devrimci Güçbirliği bileşenleri temsilcileri, açlık grevindeki Güven ve tutukluların taleplerinin karşılanması çağrısında bulundu.
‘TEK GÜNDEM AÇLIK GREVLERİ OLMALI’
Güçbirliği Dersim Belediye Eşbaşkan Adayı Nurşat Yeşil, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit ile ülkedeki baskıların kaldırılması talebiyle başlatılan açlık grevi eylemlerinin kritik bir aşamaya geldiğini söyledi. Açlık grevi eylemlerinin baskı ve hukuksuzluklara karşı olduğunu ifade eden Yeşil, “İnsanlar sırf barış ve özgürlükler için bedenini açlığa yatırdı. Yapılan eylemler önemlidir. Talepler haklıdır. Onların talebi tüm toplumun talebidir. Halk olarak bu eylemleri güçlü bir şekilde sahiplenerek, ülkenin tek gündemi haline getirmemiz gerekiyor” dedi.
‘AÇLIK GREVLERİ İLK DEĞİL, GEÇMİŞTEN FARKI YOK’
Güçbirliği Dersim Belediye Eşbaşkan Adayı Hıdır Demir, süren açlık grevi eylemlerinin Türkiye’de bir ilk olmadığını belirterek, geçmiş dönemlerde devletin sesiz ve duyarsız kalması sonucu yapılan açlık grevlerinin ölümle sonuçlandığını anımsattı. Türkiye’nin geldiği aşamanın geçmişten farkız olmadığını belirten Demir, Türkiye’nin imzacısı olduğu yasalara uyması gerektiğini hatırlattı. Açlık grevi eylemlerinde olanların taleplerinin insani ve doğal olduğunu dile getiren Demir, “Bu sessizlik böyle devam etmez. Hiçbir dönemde devam etmemiştir. Yakındığımız nokta ölümler yaşanmadan taleplerin karşılanmasıdır. Yoksa aksi halde toplumun da tahammülü bir yere kadardır” diye konuştu.
‘BU ÜLKEDE CENAZELER DAHİ TECRİT ALTINDA’
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Yöneticisi Metin Kılıç ise açlık grevi eylemlerinin doğru ve yerinde bir talep olduğunu belirterek, “Yüzlerce insan İmralı tecridinin kaldırılması için bedenini ölüme yatırmış. Tecride karşı yaşamına son veren Zülküf Gezen’in cenazesine yapılan uygulama ise insanlık dışıdır. Kınıyor ve bu ülkede cenazelerin dahi tecrit edildiğini görüyoruz. Cenazelerimizi bile bizden kaçırıyorlar. Bir kamuoyu oluşmasını istemiyorlar. Toplumun bu uygulamalara karşı çıkması gerekiyor. Hükümetin ise bir an önce adım atması gerekiyor” diye belirtti.
‘SES ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR’
Partizan temsilcilerinden Rıza Bulut da ülkenin dört bir tarafının baskı altına alınmaya çalışıldığını ve tecrit edilmek istendiğini söyleyerek, “Bunlara karşı çıkmakta yetersiz olmak bizim eksikliğimizdir. Bizim yapamadıklarımızı cezaevindekiler yapıyorlar. Seslerine ses olmamız lazım. Toplum olarak tek gündemimiz açlık grevlerine ses olmaktır. Biraz bizim kendi kabuğumuzu kırmamız gerekmektedir. Cezaevinde kısıtlı imkanlara rağmen insanların her türlü fedakarlığı yaparken, toplum olarak güçlü bir ses çıkarmamız gerekir” diye konuştu.
MA / Semra Turan