İnandığı şeyleri yapan, yaptıklarını arkasında duran Gültan’ın yaşamında, hem özgün ve özerk karakteri hem de kadın sorunu ve feminizme dair ufuk açıcı görüşleriyle Sakine Cansız, son derece etkili bir figür.
ZABEL MİRKAN
Kürt kadın hareketinin bir öznesi olarak Gültan Kışanak hem bir gazeteci hem de Kürt kadın hareketinin önde gelen siyasetçilerinden biri olarak tanınır. Aynı zamanda ilk Kürt kadın büyükşehir belediye başkanı olması yönüyle de özgün bir örnektir…
Biyografisini yazarken sadece ismini kullanacak olmama bir açıklama getirmek istiyorum. Kadın haber ajansı JİNHA tarafından geliştirilen, haber dilinde kadınlara isimleriyle yer verme uygulamasını Nagehan Tokdoğan şöyle değerlendirmişti: “Haberlerde dilsel açıdan dikkat çekici bir nokta, habere konu olan kadınların soyadları en başta bir kere kullanıldıktan sonra, haberin devamında kadınların yalnızca isimleriyle anılıyor oluşu. Zira baba ya da kocaya ait bir simge olarak soyadının kadının isminin arkasında getirilmesi, kadına uygulanan eril tahakkümü ve kadının ‘erkeğin malı’ olarak algılanmasını meşrulaştırıcı bir unsur.” Ben de bu girişimin doğruluğuna inanarak, metin boyunca isim ve soyismini ya da sadece soyismini yazmak yerine sadece “Gültan” yazacağım.
Kadınlar olarak en büyük kariyerimiz
“Kadınlar olarak bu hayatta yaptığımız en büyük kariyer, sizin iktidarınızı yıkmak olacak.”
15 Haziran 1961 yılında Elazığ’da doğdu. İlkokul ve lise eğitimini Elazığ’da tamamlayan Gültan, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ndeki ikinci yılında gözaltına alındı. 12 Eylül Darbesi’nde gözaltına alınan Gültan tutuklandı ve iki sene Diyarbakır Cezaevi’nde kaldı. Darbe döneminde Kürt halkının hafızasından silinmeyen zulümlerin yaşandığı cezaevinin tanıklarındandı. Cezaevinden çıktıktan sonra Ege Üniversitesi’nde gazetecilik okudu. Yıllarca Kürt basınında çeşitli görevler aldı. 1990’ların başından itibaren Özgür Basın Geleneği’nin kuruluş-kurumsallaşma sürecine oldukça güçlü katkılar sundu ve bu sürecin baş aktörlerinden biri oldu. 1990-2002 yılları arasında Özgür Basın Geleneği’nde profesyonel bir gazeteci olarak çalıştı. Gazetelerin dağıtımdan, muhabirliğine, genel yayın yönetmenliğine dek her kademesinde görev aldı.
Birçok gazetede çalışan Gültan, siyasete 2003 yılında kurulan Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) kurucular meclisinde yer alarak başladı. 2004-2007 yılları arasında Bağlar Belediyesi Sosyal Projeler danışmanı ve koordinatörü görevlerini üstlendi. 2007 yılına gelindiğinde ise Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekili oldu. 2009-2014 yılları arasında Barış ve Demokrasi Partisi’nden yeniden seçildi. 2014 yerel seçimlerinde 400 bin oy alarak BDP’den Diyarbakır Büyükşehir Belediye başkanı oldu. 2014-2016 yılları arasında Diyarbakır’ın ilk kadın belediye başkanıydı.
‘Bölücülük’ iddiasıyla tutuklandı
25 Eylül 2016 tarihinde gözaltına alındı. “Bölücülük” iddiası ile Kocaeli F Tipi Cezaevi’ne gönderildi ve böylecek Gültan dördüncü kez tutuklanmış oldu. Gültan, tutuklanmadan bir süre önce, bu cezaevinde kadın tutsaklar için özel bir blok oluşturulmuş ve Gültan da tutuklandıktan sonra o bloğa yerleştirilmiş. Blok, F Tipi olarak düzenlenmiş, koğuşlar üç kişilik. Gültan, tutuklandığı zaman ilk üç ay tek başına kaldı, ardından yanına Edibe Şahin ve Nurhayat Altun getirildi.
Gültan için hazırlanan iddianamede otuzdan fazla suçlama konusu var. Bunlardan bazıları 8 Mart mitinglerindeki konuşmaları, 25 Kasım kadın yürüyüşleri ve Newroz miting konuşmaları. Hatta 12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevi’nde yapılan işkenceleri kınayan basın açıklamasına katılmak da, Gültan’ın iddianamesinde yer alan “suçlardan” biri. Birebir, o cezaevinde yaşanan işkencelerin mağduru olduğu halde…
14 yıl hapis cezası
Gültan’ın Diyarbakır Cezaevi deneyiminde en can alıcı tanışıklarından biri, PKK kurucularından Sakine Cansız ile olan tanışması olmuş. Bir röportajında da bahsettiği üzere Gültan için Sakine, Kürt kadın hareketinin Rosa Luxemburg’u, Kürt hareketinin ruhu ve hafızası olmuş. Kişisel deneyimi açısından ise Sakine, hem özgün ve özerk karakteri, hem de kadın sorunu ve feminizme dair ufuk açıcı görüşleriyle Gültan’ın yaşamında son derece etkili bir figür olmuş. Diyarbakır Cezaevi’nde sadece “Türk’üm” demediği için türlü işkencelere maruz kalmış.
1 Şubat 2019’da görülen duruşmasında yaklaşık 2 yıldır tutuklu bulunduğunu hatırlatan Gültan, 21 aydır süren duruşmaların tamamının gıyabında yapıldığını ifade etti. Savunma hakkını kullanamadığını söyleyen Gültan, “Yaptıklarım doğru, hukuki, meşru, insani olduğu için buradayım. Ben inanmadığım hiçbir şeyi yapmam, birçok şeyi yapmışsam inanarak yapmışımdır, onu da savunurum. Yaptığım her şey demokratik siyaset çerçevesindedir” dedi. Savunmasını tamamladıktan sonra mahkeme kararını açıkladı ve Gültan Kışanak’a, “terör örgütüne üye olmak” suçundan 11 yıl 3 ay, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan ise 3 yıl hapis cezası verdi…
(Politika)