“Kendi özünü bilen gönlünü ve vicdanını genişleten aklını bilincini olgunlaştıran insan, insani kâmildir.” Pir Mehmet YAPICI.
Hakk ve Hakikat Yol’unun Talibi olarak tüm canlara sesleniyorum! Hakk Yol(ReyaHeq)Alevi inanç sistemimiz rızalık ve ikrar ilkesine bağlı bir düşünce yapısına sahiptir. Hepimiz de biliyoruz ki; her inanç kendi öz değerleri içerisinde var olup yaşam bulur ve geleceğe, gelecek kuşaklara özünden koparılmadan aktarılır. Canlar, öz değerlerimizin(hakikatimizin)farklı din ve inançların(mezheplerin)içerisinde eritilmesine, asimile edilip köklerinden koparılmasına müsaade etmeyelim!Ziradil bir köprü olduğu gibi inançta bir köprüdür!
HIZIR KİMDİR?
Kızılbaş-Alevi-Bektaşi(Hakk Yol-ReyaHeq)inancına göre Hızır:Âb-u (su)hayat-ıiçmiş, ölümsüzlüğe ulaşmıştır. Her şeyden önceHızır,Kızılbaş-Alevi-Bektaşi inancında ve yaşamında önemli bir yere sahiptir. Darda ve zorda kalan toplumlar mutlaka bir kurtuluş yolu veyabir kurtarıcı ararlar, Aleviler de kendilerine bir kurtarıcı yaratmışlar ve bunun adına da Hızır demişler.Hızır’a sevgiyle bağlanıp, çeşitli misyonlar(görevler) yüklemişler.Hızır’ıinançsal ritüellerinin(ayin)içine almış, adına lokmalar yapmış, kurbanlar kesip Cemler yürütmüşler!Pir Sultan Abdal bir şiirinde; “Bin bir adı vardır, bir adı Hızır / Her nerede çağırsan orada hazır” diyerek Hızır’a yüklenen misyonu(görevi) hatırlatıyor!
Alevi inancına ve öğretisine göre;Hızır, toplumsal yaşamda adalet ve vicdanın sembolüdür ve manevi bir güçtür.Hızır, kimsesizlerin kimsesi vebereketin simgesidir.Hızır,darda, zordave yolda kalanların yardımına, imdadına yetişendir. Hızır, mazlumun acısına ortak olup,derdine derman olandır. Hızır,düşerken tutulan daldır, ağlarken güldürendir!Hızır, umudun ve özlemin adıdır! Hızır, adaletin, barışın, dostluğun, kardeşliğin, paylaşımın, emeğin ve dayanışmanın simgesidir.KemterDervişbir şiirindeHızır’aşöyle sesleniyor;
“Elaman Mürvet huzura geldik
Yardım eyle bize boz atlı Hızır
Yüz sürüp yerlere yardım diledik
Yetiş yardım eyle bozatlı Hızır.”
Kızılbaş-Alevi-Bektaşi dualarında da Hızırsıkça yer alır. Aleviler, dualarını Hızır’ın adınıanarak yaparlar. Örneğin bir can karşısındaki bir canaiyiye ve güzele dair temenni ve dileklerde bulunurken Hızır yar ve yardımcın olsun. Hızır seni darda ve zorda bırakmasın.Hızır elinden tutsun. Hızır yoldaşın ve kılavuzun olsun diyerek Hızır’ı o cana yoldaş haldaş eder. Her can kendisi içinde bu dilek ve temenniler de bulunur. Alevi canlar, yeminlerini de ikrar ile bağlı bulundukları Ocaklar(Ağuiçen, Babamansur, Kureyş, Şıh Çaban ve Üryan Hızır gibi) adına ve Hızıradına yaparlar!Hızır, Kızılbaş-Alevi-Bektaşi inancının özünü oluşturan kutsallığın deyim yerinde ise kalbi ve vicdanıdır. Öyle ki yaşamın her alanında o vardır.
HIZIR GÜNLERİ
Farklı dinlerin-inançların kendi içerisinde nasıl önemli ayları ve günleri var ise, Hızır ayı ve günleri de Kızılbaş-Alevi-Bektaşi inancının özünü oluşturur.Alevi inancında Hızır ayı, en önemli inanç günlerini içeriyor.Pirler (Dedeler),Analar, RayberlerHızır ayında Taliplerini ziyaret ederler.Pir(Dede) inançsal yapımızda Yol’un (Alevilik inancının) verdiği görev ve sorumluluk içerisinde El Ele El Hakk’a düsturuyla Yol’u(Alevilik)Talibiyle birlikte yürütmekle yükümlüdür. (Pir ve Talip, birbirine ikrar ile bağlıdır.) Pirler (Dedeler), Analar ve Rayberler bu yükümlülük bilinciyle yukarıda da belirttiğimiz gibi, Hızır ayında taliplerini ziyaret ederek, taliplerinin sosyal, hukuksal ve inançsal boyuttaki sorunlarını çözüp sonuca ulaştırırlar.
Cemler, görgü cemleri (musahiplik) ve sorgu sual bu aylarda yapılır. Hakikate ermek içinCem’e girilir. Cem’derızalık alınır ve verilir, çünkü Alevi toplumu bir rızalık toplumudur.Her türlü sosyal, hukuksal ve inançsal sorunlar cem meydanında çözülür.Aleviler, Cumhuriyet dönemine kadar hiç bir zaman devlet kapısına ve mahkemesine gidip, sorunlarının çözümü noktasında davalarını kadı mahkemesine taşımamışlar!Zaten, rıza ve ikrar hukuku, devlet hukukuna gereksinim duymaz! Pir Sultan Abdal“Dünya Kadısına ben sorulmazam/ Kalsın davam Divana kalsın.” sözü ile bunu ifade ediyor. Dikkat edilirse o özgün sözünde Osmanlı kadısı demiyor, dünya kadısına diyor!
HIZIR ORUCU
Hızır ayı ve orucu,bazı yörelerdeOcak ayınınson günü veya Şubat ayının ilk haftasının 1 ve 2’inci günlerine ya da Şubat’ın 12’sinde başlar.Geçmişte kullanılan takvimle (Hicri), günümüzde kullanılan takvim (Miladi) arasında 13 gün (eski hesap)fark var!Günümüzde kentlerdeCem Evleri yapıldı. Alevi vakıfları,derneklerive federasyonları takvimler çıkararak ortak Hızırgünlerini belirlediler. Bu yıl(2019)12 Şubat Salı,13 Şubat Çarşamba ve 14 Şubat Perşembe günlerindeüç gün oruç tutulacak! Perşembeyi Cumaya bağlayan gece Hızır Cemi yapılacak!Dünden bu güne inançsal dünyamızda Şubat’ın sonuna kadar olan zaman dilimine, Hızır ayı ya da, Hızır günleri diliyor.
Kendi Kültürünle Var Olmak
Hızır orucu gece yarısından itibaren başlar ve gün bitimi güneşin sır olmasıyla hava kararıncaya kadar sürer. Aleviler,Hızır ayında kimi bölgelerde üç gün kimi bölgede beş kimisinde de yedi gün oruç tutarlar. Alevilikte oruç,kişinin kendi nefsini açlıkla terbiye etmesi değildir, bedensel, zihinsel ve ahlaksal olarak geliştirmesi demektir.Hızıriçin tutulan orucun ilk gününde günesin doğusuyla birlikte toprak anaya ve güneşe Ya Hızır denilerek aşk i niyaz edilir. Hızır’a adanmış olan dildeki dilekler, gönüllerdeki muratlar en yakın kutsal mekânlarda (Ziyaretgâhlarda)dile gelir. Gülbenkler okunur,ocaklarda ateşler yakılır. Hızır için çerağ(delil)uyandırılır, uyandırılan çerağkaranlığa karşı aydınlığı, cehalete karsı bilimi, zulme karsı mazlumun hakkına adanır!
Hızır ayında özellikle Dersim, Erzincan, Sivas, Çorum Vs. gibi bu bölgelerde evlerde yapılan Kömbe ve Çöreklerle (lokmalarla) kutsal mekânlara ziyaretlere gidilir. Pir, lokma gülbengini (dua) okur.
Anadolu’nun kimi bölgelerinde kavrulmuş buğday, el değirmeni denilen değirmenlerde öğütülüp un yapılır.Bu un bir tepsi içerisine konularak orucun üçüncü gününün sonunda pencere önüne konularak üzeri bir örtü ile örtülür.Hızır’ın gece gelip bu una el süreceğine ve bereket getireceğine inanılır. “Gel artık darda olanlarımıza elini uzat, girdiğin evlere dert, tasa girmesin, dokunduğun canlar dertlerden, kazalardan, belalardan uzak olsun, hastalar şifa bulsun,bolluk, bereket, aydınlık, barış ve kardeşlik gelsin diye dualar edilir.Ertesi gün un üzerine örtülen örtü dikkatlice kaldırılarak, bir el izi veya bir belirti olup olmadığına bakılır. O haneyeHızır’ınuğraması, o ev için bolluk bereket demektir.Bu undan yapılan yiyeceğin adı de kavut’tur. Anadolu’nun birçok bölgesinde de kömbeler ve çörekler yapılır. Bu lokmalaraHızır lokması denir.
HIZIR CEMİ
Hızır orucunun son gününde, Hızır aşkına aksam Cem yürütülür, eskilerde cem köylerde Pir ve Talibin uygun gördüğü büyük odalı evlerde(büyük ev) yürütülürdü, günümüzde ise Cem Evlerindeyürülmekte! Hızır Ceminin yürütülmesinde Pir, Ana ve Rayber sorumludur. Pir, Ana ve Rayber öncelikle özünü dara çeker, Cem hizmetini yürütmek için; Canlar bu meydan Hakk ve hakikat meydanıdır, bu meydanda hizmet görmek, darı didar olmak için siz canlardan rızalık isteriz der, canlar ise aşk ile meydan yürüye derler.
Devamında Pir, canlara seslenir; dar didar olmaya karar kıldık, Hızır aşkına meydana durduk, “birbiriyledargın, küskün, alacağı ya da vereceği olan var mı? İste meydan dile gelsin bile gelsin. Mahsur darında hakkını talep etsin” der. Dargın küskün, hak talep eden ya da incinmiş can var ise, sorunlar çözülür ve ancak ondan sonra cem erkânı yürütülür. Bunun içinde canların birbirinerızalık göstermesi için nişan istenir. Herkes sağındakine ve solundakine niyaz olur ve erkân hizmeti başlar. Cem görülür çerağ(delil) uyarılır, semah dönülür. Hızır askınadildeki dileklerin, gönüldeki muratların kabulü için bir can olunur. Cem birlenip, delil sırlandıktan sonra Cem getirilen Hızır lokmaları Cem meydanındaki canlara paylaşılır.
Sonuç:Hızır;barıştır, sevgidir, sevgi;paylaşmak vedayanışmaktır. Hızır; inanmaktır, inanmak; birliktir, beraberliktir.Hızır,Rıza Yol’undan ve ikrardan, dönmemektir, hakikati haykırmaktır. Hızır,haksızlığa susmamaktır, mazlumun yanında olmaktır, her şeyden önce de insan olabilmektir. Ya Hakk, Ya Hızır!
Biz kâinatın aynasıyız, dört libas anasır bizdedir,(Işık, Hava, Su, Toprak) kimse bilmez bizim sır-ı hakikatimizi! Biz Yol’la nurlanır Yol’la paklanırız! Gerçeğe Hü deyip Yol’a yoldaş, olduk. Hızır ayı’nda niyet edip, lokma paylaşanların lokmalarınıHakkkabul etsin. Hızır,her daim carımıza yetişsin ve cümle canın yar ve yardımcısı olsun. Gerçeğin Demine Hü! Aşk ile.
Köy toplumunda Cemre düşmeye yakın, kilerdeki unun azalmaya yüz tuttuğu; yiyeceğin ve yakacağın yavaş, yavaş bitmeye başladığı günler kış aylarının en sıkıntılı günleridir. Bu zor günlerden çıkışın sembolü olarak, toplumsallığı sevgide, iyilikte ve güzellikte arayan Aleviler doğaya şükranlarını en içten duygularıyla sunarlar.Hızır, artık baharı müjdelemiştir, bu aydan sonra doğa ana yeniden dirilir can bulur. Ağaçlar tomurcuklanır, bitkiler yeşerir, hayvanlar kuzular tabiat yeniden canlanır. Yeni ve tertemiz bir hayat başlar.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eyüp Şubesi, geçtiğimiz yıl 24.02.2018 tarihinde Hızır lokmasını (Kavut) cümle canla paylaştı. Hızır aşkına hizmet yürütüp, lokma pay eden canlara aşk olsun…
İletişim: Mehmet_k.34@hotmail.com