Ama derimin altındaki hastalık amansız rahatsızlık verince, sağlam kafa ve ruhun eli kolu bağlanıyor. Şimdi biraz iyiyim. İçimdeki illete direnirken, özgür ruhum, Kürdistan'da halkımıza yapılanın acısı içindeydi.
Alman Mahkeme Başkanı'na: „Genç olsaydım karşınızda değil, Kürdistan dağlarında olurdum." dediğimi sıkça hatırladım. Ruhumun; halkımın yanında, acısında, sevincinde, başarısında, onların Rojava'daki mücadelesinde, Efrîn'de Kobane'de, Medya Savunma alanlarında olduğunu vurgulamak istiyroum. Zindandaki on binler, Selahattin, Kışanak ve ölüm orucundaki Leyla'yı çok pek çok düşündüm. İnanın kendimde olduğum her saniye onlarlaydım.
Kürdü kendine beka sorunu yapan Türk devleti, İran ve diğer ırkçı dinci faşistlere karşı mücadelemizin nasıl yüzakı olduğunu, nasıl insanca olduğu, nasıl namus ve şeref çizgisinde kaldığı bu halka yapılan haksızlıklara rağmen temiz çizgiden dönmeyen halkımın örgütlerine saygım arttı.
Onlar varsın PKK, PYD terörist desin. Gerçeği balçıkla sıvasın, yalanı şan şeref yapsın. „Kürtlerin hamisi" olduklarını söylesin. Biz dinbaz yalancıları yakından tanıyoruz. „Kobane düştü düşecek!" dediğinde Türk tankları, Kuzey Kürtlerinin güneye yardıma gitmemesi için Kobane önlerindeydi. Amaç Bakur Kürdünün yardımını kesmekti. Daha doğrusu DAİŞ denen faşist İslamcılara yardım etmekti. Şimdi bunlar bize hami olacak? Sağlam düşünen Kürt inanır mı?
Bir kaç hafta önce sosyal medyada ABD Berlin Elçiliği önünde beş on sapık, satılık Barzani Kürdü toplanmış, biri megafonla: „PKK" öbürleri „Terörist" „PYD" onlar da „Terörist" diye bağırıyorlar. 1996 yılında KNK adına konuştuğum Bavyera İçişleri Bakanı Günther Beckstein bana: „Barzani beni ziyaret ettiğinde „PKK terörist bir örgüttür diyor." demişti. Bu zat daha yaşıyor. Gerçeği bizzat kendisinden öğrenebilirsiniz.
Biri hamiyiz, diğeri asıl Kürt benim onlar terörist derken, faşist İslama karşı binlerce gencini kaybetmiş, kendi öz gücüyle Rojava'yı özgürleştirip yaşanır hale getiren Kürtler, şimdi ABD tarafından satılmaya çalışılıyor. ABD, pek çok defa Kürtlere yardım etti ama çıkarı daha büyük olunca sattı. Onun için Kürtler öz gücüne inanıyor. Yalanlarıyla meşhur Trump, ekonomik olarak mahvedeceğim dediği Türkiye'yi bir gün sonra kendisine ortak yapıverdi. Erdoğan ve Kürt olduğu söylenen Çavuşoğlu, „ABD bize güvenli bölgenin yönetimini verdi." diye bayram yapıyorlar. Yani kuzu kurda teslim edilecek demektir. Tabii Erdoğan'ın telefonda Trump'a hangi ikramda bulunduğu bilinmiyor. Ama 70 milyar dolar ekonomik hacimde ABD'ye hizmet edecekleri basına yansıdı.
Kürt soykırımı için Türkiye, Rusya'ya, ABD'ye ekonomik olanak sunuyor. Siz elimi serbest bırakın, ben de bunları „Allahuekber" deyip keseyim. Amaç budur. Ahırdaki eşeği kadar akla sahip Kürt bile farkına vardı. Ama AKP, CHP ve diğer ırkçı faşist Türk partilerindeki Kürtler uyanmadı.
TC; ABD ve Rusya'ya, Almanya ve Avrupa'ya tüm zenginliğini ayaklarına sunarken, elinin serbest bırakılmasını istiyor. Bu TC, Halife Ömer olur Kürt katleder, Halife Ali olsa da farketmez Zülfikarla keser Kürdün kafasını. Bu kısa yazıda sevgili okurlarıma önerim, açın gözlerinizi bakın etrafınıza. Hangi halk, Kürtler kadar haklı istemlerde bulunurken terörize ediliyor? Kürdün dili yasak, kimliği yok, politik varlığı zindana doldurulmuş. Bunları isterken terörist olunuyorsa, bu istemleri silahla bastıran Türk devleti demokrat olur mu? Onun için durma halkının haklarını savun. Halkının sesi ol. Çünkü haklı olan sen ve halkındır.
Haydar Işık, Ocak 2019