Dersim’in Ovacık ilçesine bağlı Kızık Köyü’nde yaşayan Şilan Aslan, 1994’te boşaltılan köyü Buzlutepe’den muhtar adayı olduğunu açıkladı. Babası siyasi tutuklu olan Aslan, üniversiteye gitmediğini, ailesinin yanında kaldığını belirtti.
“SADECE YAZ AYLARINDA KÖYÜMÜZE GİDEBİLİYORUZ”
22 yaşında olan Aslan, Dersim’de hem genç hem de kadın muhtar adayı olarak bir ilki gerçekleştirdi. Babası tutuklandıktan sonra üniversite eğitimine gidemeyen Aslan, “Babam tutuklanmadan önce ben İstanbul’a dersaneye gidecektim. Fakat mahkemelerden sonra cezası kesinleşince köyde kaldım. Hayvancılık yapıyoruz. Arazimiz olmadığı için hayvancılık yapmaktan başka alternatifimiz yok. Yaşadığımız bu köy de bizim köyümüz değil. Bizim köyümüz 1994’te yakılmış. Sadece yaz aylarında köyümüze gidebiliyoruz. Fakat OHAL’le beraber o da yasaklandı. 21 senedir bu köyde yaşıyorum. Burada köyde arazimiz olmadığı için başkalarının tarlalarında çalışıyoruz. Geçimimizi idare edecek şekilde yaşıyoruz. Kendi köyümüz olsa bahçemizde domatesimizi, patatesimizi, fasulyemizi, nohutumuzu ekebilirdik. Şu anda tavuğumuz, birkaç keçimiz dışında bir şeyimiz yok. Sebze, meyve üretemiyoruz” dedi.
Muhtar olunca en çok çocuklar ve kadınlarla ilgili şeyler yapmak istediğini belirten Aslan, şunları kaydetti:
“Meslek lisesinde okudum. Çocuk gelişimi mezunuyum. Burada anneler işten güçten çocuklarına vakit ayıramıyor. Bu yüzden köyde kadınlarla dayanışma halinde olup, çocukların anneleriyle vakit geçirebileceği bir zaman yaratmak istiyorum. Onun dışında mesela akşamları komşular geliyor. Ben kitap okuyorum. ‘Üniversiteye gitmiyorsun, neden bu kadar kitap okuyorsun’ diyorlar. Annem de, etrafımdakiler de böyle. Dersim merkeze gidip kitap alıyorum. ‘Neden kitap alıyorsun’ sorusuyla karşı karşıya kalıyorum. Yani kitap okumayı gereksiz görebiliyorlar. Yine aynı şekilde başlangıçta kadınlar benim burada muhtar adayı olmamı istemedi. Bu yüzden burada tüm bunları değiştirmek, kadınları bilinçlendirmek istiyorum.”
“SİSTEMİN DAHA AZ GİRDİĞİ BİR YERDE YAŞAMAK İSTİYORUM”
Şehirlerde çok fazla yaşayamadığını da belirten Aslan, “Şehirlere gittiğimde ateşi çok fazla özlüyorum. Yaşlılarımızı çok özlüyorum. Mesela yaşlılarımız Puşi (Yöresel baş örtüsü) bağlıyor onları çok arıyorum. Şalvarlı birini gördüğümde gidip sohbet etmek istiyorum. Anadilimi konuşan birini gördüğümde ona bir yakınlık duyuyorum. Burada kafam sıkışsa bisikletime binip dolaşmaya çıkıyorum. Fotoğraf çekiyorum. Mutlu olabiliyorum. Kendimi atabileceğim, mantıklı düşünebileceğim bir alanım var. Bu yüzden kurmak istediğim yaşam bu. Köyde kendi ihtiyacımı karşılayabileceğim, bağ, bahçem yine hayvanlarım olsun. Sistemin daha az girdiği bir yerde yaşamak istiyorum” diye konuştu.
Kadınların her alanda, her işi yapabileceğine inandığını söyleyen Aslan, “Kadınlar bir şeyi başarmayı yeter ki istesinler. Ben burada bir kadının yapamaz dediği her şeyi yapabiliyorum. Odun doğruyorum, tarla biçiyorum, hayvanları otarıyorum. Yani kadın olarak akla gelebilecek her işi yapıyorum. Biz kadınlar önce kendimize inanmalıyız. Bunu bilerek hareket ettikten sonra kimsenin onayına ihtiyacımız yok” diye konuştu.
PİRHA/DERSİM