Bölgede devam eden çatışmalar nedeniyle Dersim’in bazı köyleri tekrar boşalma noktasına geldi. ‘90’lı yıllardaki tablonun tekrarlandığı köylerde kalan birkaç aile de yasaklar nedeniyle zor günler yaşıyor. Arıcılık yapan köylüler askeri operasyonlar nedeniyle günlerce evlerinde mahsur kalıyor.
’90’lı yıllarda yaşanan baskılar nedeniyle köylerini terk etmek zorunda kalan Dersimliler silahlar susunca köylerine dönmeye başlamıştı. Ancak savaş politikalarının yeniden devreye girmesiyle köylüler evlerini bir kez daha boşaltmak zorunda kaldı. Köyde kalan aileler silahların yeniden susmasını isteyerek, “Burada yaşamamız da sağ kalmamız da bir emre bağlı” diyor.
'SAVAŞLA BİRLİKTE HER ŞEY DAHA KÖTÜ OLDU'
Pülümür yolu üzerindeki vadide arıcılık yapan Uzuntarla köylülerinden Hıdır Sezer, 1992 yılında köylerinin boşaltıldığını, 2004’te ise 4 aile ile birlikte geri döndüklerini belirterek, “Barış sürecinde köye dönüş arttı. İnsanlar gelip evlerini onarıyordu. Devletten bir yardım da görmedik. Ancak savaş ile birlikte her şey daha kötü oldu. Yeniden köyü terk etmeye başladılar. Bir süredir zaten kimse gelemiyor. İstediğimiz barıştır, kardeşliktir. Bu köy boşaltmalara karşı direnmekten başka yol yok. Herkes geri gelmeli” dedi.
Dersim’in Nazimiye ilçesine bağlı eski ismi Dizik yeni ismiyle Demirce köyünün de birçok mezrası ‘90’lı yılarda çatışmalı süreçte boşaltılmıştı. Kendi kurduğu mağara evinde arıcılık yapan Munzur Sünger de köy boşaltmaları ve yasaklı bölgelerden ötürü zarar görenlerden. Sünger, “Elektriği güneş panelinden, suyu ise 300 metre ileriden hortumla çekiyorum. Nazimiye’de kaymakamlık ve belediyeye müracaat ettim. 1 kilometre uzaklıktaki elektrik trafosundan elektrik vermeyi reddettiler” dedi.
ASKERDEN, KÖYLÜYE: MADEM ÖYLE TERK EDİN
Yeniden başlayan askeri operasyonlarla hayatlarının daha da zorlaştığını söyleyen Sünger, “Geçen sene burada 1 hafta boyunca operasyonlardan dolayı yollar kapandı. Ekmek kalmadı, aç kaldık. Kendi köyümüze gidemedik, başka köylere gidişimize de izin verilmedi. Askeriye de, ‘Madem öyle terk edeceksin burayı’ diyor. Terk edip nereye gideceğiz” diye sordu.
'YAŞAYIP YAŞAMAYACAĞIMIZ EMRE BAĞLI'
Bölgede yasaların olmadığını, yasakların olduğunu belirten Sünger, “Operasyon olduğunu gözümüzle görüyoruz ama burada kimin ne yaptığını da bilmiyoruz. Çünkü buralarda yasalar yoktur emir üzerine hayat yaşanıyor. Karakol komutanı kaymakam bir emir veriyor, vali bir emir veriyor. Verilen emre göre yaşıyoruz, yasalarla yaşamıyoruz. O nedenle geleceğimiz hiç belli değil. Bakarsın bir emir verirler kalk git derler” dedi. Yaptıkları arıcılıktan da doğru düzgün kazanç sağlamadıklarını söyleyen Sünger, “Bal sezonu haziran ayıdır. Temmuza kadar 15 gün içerisinde yağmur yağmazsa ve havalar aşırı ısınmazsa, soğuk da olmazsa arılardan kazancımız olur. Bir yıl boyunca çalışıp emek verip bal hazırlıyoruz. Ancak operasyon olursa emeğimizin karşılığını alamıyoruz” dedi.
Evrensel