Bölge sakinleri ve köy muhtarlarından gizli yürütülerek oldubittiye getirilmek istenen, göçertme ve soykırıma esas alan kirli projenin koordinesini yapan ve başında duran kişinin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan olduğu öğrenildi.
AKP ve Saray tarafından, Maraş'taki Alevi nüfusunun yoğunlukta yaşadığı Terolar bölgesindeki köylülerin mera alanı üzerinde AFAD eliyle çete kampı kurulmak isteniyor. Kampa, Suriye'de etnik çatışmaları derinleştiren çeteci grupların yerleştirilmesi hedefleniyor. Bu nedenle kirli oyunun kamuoyundan saklanması adına kamp kararının gizli yürütüldüğü ve oldubittiye getirilmeye çalışıldığı öğrenildi. Alevilerin yaşam alanlarında demografik yapıyı değiştirmeyi hedefleyen soykırım planı, insanlık düşmanı DAİŞ, El Nusra ve Ahrar El Şam gibi çetelerin eliyle denenmek isteniyor.
PLANLI SOYKIRIMIN KOORDİNATÖRÜ AKDOĞAN
Bu kirli tezgahı koordine eden ise Türk Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan. Akdoğan, koordine ettiği Başbakanlığa bağlı AFAD eliyle yapılacak kampa dair yürütülen çalışmaları, son güne kadar mera sahibi köylülerin ve köy muhtarlarının haberdar edilmemesi için gizlediği ortaya çıktı. Köy muhtarları, durumu fark eder etmez hukuki süreç başlatırken, Bakanlık nezdinde (Maraşlı Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal) yapılan bir görüşmede ise, "Devlet bunu yapmakta kararlı ve ısrarlı" tavrıyla karşılaşılması, kirli oyunun büyüklüğünü de gözler önüne sermeye yetti.
'78'DEKİ KATLİAMDAN KALANLARA DÖNÜK KİRLİ OYUN
Bilinçli bir soykırım ve göçertme politikası olan bu girişim karşısında Maraş'taki Kızılbaş Alevi Kürtlerinin başlattığı direniş ise her geçen gün büyüyor. Bilindiği üzere Maraş'taki Kızılbaş Alevi Kürtleri, inançlarından ötürü devlet destekli faşist ve ırkçılar tarafından 1978 yılında soykırım amaçlı saldırılara uğradı ve katledildi. O dönem Maraş'ın ekonomisini ellerinde bulunduran ve yüksek bir nüfusa sahip olan Aleviler, '78'in Aralık ayında inançlarından ötürü bir hafta boyunca süren maruz kaldıkları saldırılar nedeniyle büyük bir kayıp ve travma yaşadı. Maraş Katliamı'ndan sonra Maraş'taki Alevi nüfusunun yüzde 80'i soykırım ve asimilasyon politikalarıyla beraber Maraş'tan göç ettirildi.
Gelinen aşamada yine sistemli bir soykırım ve göçertme politikası ile yüz yüze olan Alevilere, AKP iktidarının tekçi ve Sünni merkezli politikaları sonucu yaşam alanlarına yapılmaya çalışılan kamp ve kampa yerleştirilecek olan çete mensuplarıyla ikinci bir Maraş Katliamı dayatılıyor. '78'i yaşayanların saldırılar nedeniyle zihinlerinden atamadıkları korkuları, AKP'nin kamp girişimiyle yerini derin kaygıya bırakmış durumda. Bir kez daha '78'i yaşamak istemeyen Aleviler, bir araya gelerek başlattıkları direniş etrafında olabildiğince kenetlenmeye ve kamp yapımının önüne geçmeye çalışıyor. 7/24 direniş alanında nöbete duran Aleviler, yaktıkları ateşler etrafında korkularını bastırmaya çalışırken, bir taraftan da ellerinden alınmak üzere devreye koyulan kamp yapımının önüne geçmek adına bir arayış içerisinde.
KURTULUŞ, DİRENİŞİN BÜYÜTÜLMESİYLE MÜMKÜN
Terolar bölgesinde 3 haftayı aşkın süredir direnişe duran her yaşlı yüze düşen ifadeler, kurtulma arayışını hissettiriyor. Aleviler, 1978'de kapılarına yazılan ve o an anlam veremedikleri kırmızı işaretlerin ardından gelen kabusu, bir daha yaşamamak adına son derece kararlı ve dik bir duruş içerisinde. Terolar'da, ancak büyütülecek olan direniş ile planlı soykırımdan kurtulmanın mümkün olacağı vurgulanıyor. Aleviler, yüzyıllardan beri Sünniler ile barış içinde yaşadıktan sonra inançlarından ötürü camilerde verilen fetvalar ile karşılaştıkları faşist katliamı bir daha yaşamamak adına direniyor.