Tarihten günümüze Alevilerin matem ayı olarak da bilinen Muharrem ayına ilişkin Şıh Çoban Ocağı pirlerinden Zeynel Kete PİRHA’ya konuştu.
“Eskiden bütün analar, pirler Muharrem orucuna başlamadan bir gün önce kendisi ile ailesiyle, eşiyle dostuyla çevresi ile yar ve ikrar olur sonra rızalık isterlerdi” diyen Kete, “ikrarlaşmadan, yani barışı sağlamadan oruç tutulmadığını” söyledi.
REA HAK HAKİKAT VE ÖZGÜRLÜK IRMAĞIDIR
Kete, “Bütün evren ile yar olunur oruca öyle başlanırdı. Biz Reya Hak Alevileri olarak Muharrem Ayı orucunu ‘Rociya Devdu İmamen’ diye adlandırırdık. 12 günlük bu oruç Alevilikte aslında çok eski çok kadim bir oruçtur. Bu Kerbela ile başlayan bir oruç değildir. Hakikat ve özgürlük ırmağıdır Rea Hak inancı. Rea Hak Alevileri kaç bin yıldır bu orucu tutuyorlar. Çünkü bu oruç yaşadığımız coğrafyada başta Nuh-u Nebi ile başlamak üzere daha evveliyatı da var” dedi.
TOPRAK ANAYA BİR ŞÜKRANDIR
Muharrem orucunun en temel özelliğinin ortaklaşma ve dayanışma olduğunu belirten Kete şöyle konuştu:
“Kadim rıza toplumunun ve her canın evinde ne varsa getirip ortaklaşa oluşturdukları aştır. Bu çerçevede baktığımızda krizden, kaostan kurtuluşun coğrafi olarak da zorlukta ve yoklukta kurtuluş olarak ‘Ana Mezın’ diye olarak tanımladığımız toprak anaya bir şükrandır. Bundan dolayı ismi Yass-ı Matem’dir. Rea Hak Alevi inancında hakikat ve özgürlük arayışında Kerbela bunun bir damlasıdır.”
MUHARREM ORUCU KERBELA’DAN ÇOK DAHA ESKİ
Kete, Kerbela’da Hz. Hüseyin ile birlikte susuz bırakılarak katledilen 72 kişi için tutulduğuna inanılan 12 İmamlar Orucu’nun (Muharrem) çok daha eskilere dayandığını söyledi.
Kete, “Bunu sadece 12 İmamlar üzerinden tanımlarsak ilk imam olan İmam Ali ile Mehti arasında 250 yıllık bir zaman vardı. Her İmamın hakka yürümesi ile oruç sayısı artmış ise Rea Hak Alevi mensupları, Alevi halklar ve Alevi sürekleri bu 250 yıl boyunca oruç tutmadılar mı? Hani sadece Kerbela’dan dolayı olsaydı Kerbela’da 72 can hakka yürüdü. O zaman 72 gün tutarlardı. Demek ki oruç Kerbela’dan çok önce kadim tarihlerde önce tabiatın ve insanın krizden kurtuluşu için şükran borcudur. Muharrem orucunu sadece Şii ve Aleviler tutuyor. Şiiler sadece 10 gün tutuyor. ‘Aşure’ onuncu gün anlamına geldiği için Muharrem orucunu 10 gün tutuyorlar. Ancak Şiiler Ramazan orucunu da tutuyorlar” dedi.
KERBELA HAK İLE NEHAKKIN ÇATIŞMASIDIR
Kerbela’da ikrarlılar ve ikrarsızlar duruşu olduğunu söyleyen Kete sözlerine şöyle devam etti:
“Hakikat ve özgürlük arayışı içinde olanlar ile nehakkın yanında olanlar var. Kerbela aynı zamanda Hak ile Nehakkkın arasındaki çatışmadır. Bu nedenle Nehakkın zalimine, zulüm eden iktidar anlayışına ve zamanın yezidine karşı duran bir Hüseyini duruş vardır. Hüseyini duruş ikrarından dönmemektir. Rea Hak Alevileri Kerbela’da Hüseyni bir motif ve sadece bir kişi olarak değil. Nasıl ki yezid Nehakkın kurumunu temsil ediyorsa Hüseyin’de bir kurumdur kişi değildir. Çünkü sonuna kadar direndi ve biat etmedi. Bu nedenle zalimin zulmü altında kalan her coğrafya Kerbela’dır. Yezide karşı hakikat ve özgürlük anlayışında duran boyun eğmeyen, biat etmeyen, rızalığı esas alan her canda Hüseyini duruşu temsil eder.”
MUHARREM ANA FATMA ORUCU İLE KARŞILANIR
Muharrem orucunun ilk gününün Ana Fatma orucu olarak karşılandığını ifade eden Kete, “Bu aslında Rea Hak Alevi inancındaki ana kültürünün Mürşidi kamili lav olan var oluş kapısının devriye yolu ile Ana Fatma üzerinde temsil edilmesi anlamına gelir. Bütün inançlar İslam alemi ve diğerleri erkeklerden şefahat beklerken Rea Hak Alevi kadınları bir kadından şefahat bekliyor. Ana Fatmadan. Ana Fatma bir koruyucu, bir star, İştar Kültürünün bugüne kadar belki de gelmesidir” dedi.
MASUMU PAKLAR
Muharrem ayında en fazla masumu paklara yani çocuklara değer ve önem verildiğinin de altını çizen Kete, “Çocukları mutlu etmeye ve üzmemeye çalışılır. Ve oruçlar açılırken önce çocukların başına niyaz edilir. Bunun nedeni Kerbela’da şehit edilen İmam Hüseyin’in başına oradaki masumu pakların başına onun haklı davasına olan niyazdır” ifadelerini kullandı.
MÜTEVAZİ HAK LOKMALARI
Oruçların mütefazi bir şekilde tutulduğunu ve adına ‘Roci’ dendiğini söyleyen Kete, orucun bir gününü şöyle özetledi:
“Çok şatafatlı çok lüks oruç açma, toplu halde iftar açma gibi bir anlayış Rea Hak Alevi inancında ve süreklerinde yoktur. Rea Hak Alevileri gece 12’den sonra yeni güne girerler bundan dolayı da savura da kalkmazlar. Mümkün mertebe çok az bir lokma ile idare etmeye çalışırlar. Ne savur ne toplu iftar nede şatafatlı bir şekilde oruç açarlar. Mütevazi bir şekilde oruçlarını açar ve oruç açmadan önce hane halkı bir araya gelir ellerini yüzlerini yıkar birbirlerine niyaz olurlar. Niyazlaşmadan sonrada mütevazi bir şekilde hazırladıkları o hak lokmalarını yiyerek oruçlarını açarlar.”
YAS 12 GÜN BOYUNCA SÜRER
Alevilerin 12 gün boyunca tuttuğu oruçtan tam bir yas ortamı oluştuğunu belirten Kete, “Bu ayda toplumun eğlence kültüründe uzak durulur. Hayvanlar ve canlıların kesilmesinde öldürülmesinde bu ayda özellikle kaçınılır ve dikkat edilir. Daha çok topraktan gelen tahıllarla, gıdalarla ve süt, peynir gibi hayvansal ürünler yenilir. Bu dönemde eğlence, düğün yapılmaz. Oruç ayının 13 günü aşure kazanı kurulur, bütün canlar gider banyolarını yapar temiz elbiselerini giyer, traşlarını yaparlar köyde önce aile olmak üzere bütün herkes birbiri ile niyazlaşır ve yas olur. Bölgede bir pir veya mürşit var ise gelir dua verir” ifadelerini kullandı.
AŞUREDE HİÇBİR TAT KENDİ DOĞAL YAPISINI RENGİNİ KAYBETMEZ
Kete, Muharrem orucunun ardından Aşure’ye ilişkin de şu bilgileri verdi:
“Çok özel bir erkanla kadınlar kazanları kurar. Çünkü kutsal şükran aşı temelinde ana kadın kültürünün özelliklerini taşır. Ocağa kazanı kadın koyar. Buna ‘Orucun tadı’ derler. Yaş odunu kesip kazanın altına koymazlar, baş ve kelle kesme anlamına geldiğinden soğanın, sarımsağın başı kesilmez. Kutsal yerlerden sular getirilerek 12 tat oluşturulmaya çalışılır. Kazan özel dualar ile ocağın üzerine indirilir.
Çünkü 12 İmam yani Matem ayında Reya Hak Alevi inancında çeşitlilik içerisinde birlikteliği de temsil eder. Her tat ayrı ayrıdır, pişerken bile hiçbir tat kendi tadını varlığını doğal yapısını, rengini kaybetmez. Sonsuz çeşitlik içerisinde birlikteliği temsil eder. Bu aynı zamanda evrenin dilidir. 72 millete karşılık gelir. Kurulan kazanların ateşi, suyu, toprağı ve havası vardır. Dört unsur kadın tarafından bir araya getiriliyor ve orada hak tecelli ediliyor. Kazan piştikten sonra dualar ile indirilerek herkese eşit şekilde pay edilir.
Ancak öncelikle hasta, hamile, yaşlı ve o erkana gelemeyecekler var ise önce onlar göz önüne alınır. Çünkü onlar darda olanlardır. Ve kazan kurulmadan önce varsa küskün dargın mutlaka yan yana gelir birbirlerinin omuzlarında niyazlaşarak barışılır.”
KUTSAL GÜNLER İŞLER BİTTİKTEN SONRA BAŞLAR
Rea Hak inancında kutsal günlerin belirli takvimlere göre olduğunu söyleyen Kete, “Bütün Alevi halkının ve canların tarımdan kaynaklı olarak kendi işlerini bitirdikten sonra hemen başlar. Muharrem Ayı, Hızır Ayı, Heftamal hepsi peş peşe gelir. Artık üretimden kendini kurtarmışsın. Rea Hak Alevi ibadeti üretime engel değildir. Üretim bittikten sonra başlıyor.