Son dönemlerde hep 'Aynı gemideyiz' kavramını sıkça işitiyoruz. Peki gerçekte bu uyarılar kimedir diye kendi kendime biraz düşündüm, acaba CHP için mi? Ya da dişi kurt için mi? Duruma bakılırsa bu kavram sadece Kürtler ve Türkiye’deki demokrasi cephesi içindir, peki o zaman biraz yakın geçmişi hatırlayalım. Sur, Nusaybin, Cizre'deki katliamı hatırlayalım, demek oluyor ki Kürtler bu geminin fertleri değilmiş ve 'Kürtlere haksızlık yapılıyor gerçek anlamda demokrasi olmalı' diyenler de hedeftedir.
O zaman amaç gemiyi kurtarmak değil amaç reisi kurtarmaktır. Kürt düşmanlığı konusunda; devletiyle hükümetiyle ve kendine muhalefetim diyen bazı partilerle birlik içinde hareket ettiklerini biliyoruz. Fakat böyle kritik bir dönemde de güya bu milli birliği, Kürt düşmanlığı üzerine inşa etmeleri pek akla yatkın gelmiyor, çünkü Kürt halkı Türkiye’nin omurga kemiğini oluşturuyor. Kürtler olmadan Türkiye de olmaz.
REİS BATMAMAK İÇİN GEMİDEKİ BÜTÜN AĞIRLIĞI DENİZE DÖKTÜ
Her konuşmasında Erdoğan 'Aynı gemideyiz' diye üstüne basa basa hatırlatıyor, halbuki bu kriz başlamadan önce 'Reis gemi su alıyor bir şeyler yapmalıyız' uyarıları yapanları gemiden atmakla yetindi, geriye kalan tayfalarsa ya herro ya merro, diyerek okyanusa açıldılar ve nihayet geminin dümeni dönmez oldu. Reis batmamak için gemideki bütün ağırlığı denize döktü sadece kaptan köşkünde yanında kalan birkaç tayfa dışında. Şimdi gemi hızla su alınca diğer tayfaların da gemiden atılma riski büyüyor.
Öyle görünüyor ki reis bu yolculuğa çıkarken her ihtimale karşı Kürtleri zaten almamıştı bundan dolayıdır ki Kürtler ve demokrasi cephesi de zaten 'Hepimiz aynı gemideyiz' kavramını kullanmıyorlar, çünkü bu gemi yola çıkmadan 'Kürtler ve demokrasi cephesi reisin akıl sağlığı yerinde değil bu gemi bu haliyle fazla yol alamaz' diyerek buna şiddetle karşı çıkmışlardı.
BU MACERANIN SONU OKYANUSUN DİBİNİ BOYLAMAKTIR
Fakat ne var ki reisin etrafında ki bir takım yalaka tayfa bütün fırtınalı havaya rağmen reise acı gerçeği söylemeyerek bu imkansız hayalin yolunu tuttular. İmkansız, çünkü Kürtleri ve Kürt hareketini yok etmek imkansız. İmkansız çünkü dünyanın acı tecrübeleri var otoriter ve faşist rejimlerin sadece dünyaya değil bütün insanlığı nasıl katlettiği gerçeği. İmkansız çünkü bu rejimin meşrutiyeti zaten tartışmalı. İmkansız çünkü bu gemiyi gerçek anlamda onarmadınız gerçekte ise gemi zaten dökülüyor. İmkansız çünkü bu gemiyi yürütecek olan reisin kabiliyeti yok.
Anlayacağınız imkansızlıklarla başlayan bu maceranın da sonu maalesef okyanusun dibini boylamaktır. Bu gemi yola çıkmadan siz zaten omurga kemiğini kırıp batmasını kaçınılmaz kıldınız, Kürtlerin bütün barış çabalarını bir kenara bırakarak katlettiniz, işgal ettiniz, yok etmek istediniz, sizce Kürtler sizinle bir daha aynı gemiye biner mi? Şimdi reis her ne kadar Katarlı dostundan ödünç aldığı sandalla yol almaya çalışsa da okyanusun dibini görmesi sadece biraz ertelenmiş oldu.
KÜRTLERİN KAYBEDECEĞİ BİR ŞEY YOK
Reis Kürtlerden bir kıyak daha beklemesin, Kürtler bu gemiye hiç binmediler ki kaygılansınlar. Kürtlerin kaybedeceği bir şey yok, çünkü Kürtler sıfırdan başladılar hiçbir şey olmasa bile Kürtler mücadeleleriyle Kürt diye bir halkın olduğunu kabul ettirdiler, bu bile büyük bir kazanç, peki ya siz ne kazandınız. Şimdi esas konumuza gelirsek reisin gemisi limandan ayrılır ayrılmaz okyanusa gömüldü, reis her ne kadar dostundan aldığı ödünç sandalla devam etmek istese de kurtulması pek mümkün görünmüyor.
Böyle bir durumda iş artık Kürtler ve demokrasi cephesine kalıyor hızla toparlanıp gerçek anlamda bir muhalefet cephesi oluşturulmalı ve mücadele yükseltilmelidir. Bu hayırsız tayfa grubu reisi kurtarma çabasında, fakat bizim çabamız ise mazlum halkı kurtarmaktır.
ANF